Kahramanmaraş merkezli olarak gerçekleşen ve 10 ilde çok sayıda can kaybı ve büyük yıkıma yol açan depremlerde binlerce binanın, on binlerce konutun tamamen yıkıldığını, hasarlı yapı sayısının henüz bilinmediğini söyleyen Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER) Başkanı Sinan Türkkan, her zaman “deprem değil, ihmal öldürür” sözünü söylediklerini, bunun sonucunu acı tecrübelerle gördüklerini dile getirerek şu açıklamalarda bulundu:
“Türkiye genelinde 6-7 milyon riskli konuttan bahsediliyor. Şiddetli bir depremde hasar alması beklenen bu konutların 5 milyonu güçlendirmeyle kurtarılabilir. Bu hanelerin 600 bin adedi İstanbul’da bulunuyor. Bu 600 bin konuttan 150 bin adedi için ise hemen harekete geçilmesi gerekiyor. Türkiye’nin beklemeye tahammülü yok. Bir an önce başlanılması gerekiyor. Başta İstanbul olmak üzere bu riskli yapılardan bir an önce kurtulmamız hayati önemde.
Yeniden yapımla gerçekleştirilen kentsel dönüşüm yaklaşık 18 ay, güçlendirme ile kentsel dönüşüm 6-8 ay kadardır. Güçlendirme yapılması düşünülen binanın maliyeti, yıkıp yapma maliyetinin yaklaşık üçte birine denk gelmektedir. Binanın yıkılıp yeniden yapılmasında müteahhit payı da araya girdiğinden, mevcut konutlarda ciddi alan kayıpları oluşmuş, yaşanamayacak küçüklükte pek çok yapı ortaya çıkmıştır.
Riskli binayı tespit ederken öncelikle laboratuvar çalışması ve zemin etütleri yapılıyor. Ardından sırasıyla statik analiz, maliyet analizi ve uygunluk analizini çıkarıyoruz. Son olarak, yapılması gerekenleri tespit ediyoruz ve binanın güçlendirileceğine ya da dönüştürüleceğine karar veriyoruz. Yeni yapılmış bina da, güçlendirilmiş bina da depremde can güvenliğini sağlamak üzere projelendirilir.
Deprem belki kader olabilir ancak binaların yıkılması ve çökmesi asla kader değildir. Bina, hasar görür ancak çökmemesi gerekir. Yıkılan binada un ufak olan kolonları görüyorum. Hatta bazılarının yeni olduğunu duyuyorum. Normalde bu şekilde yıkılması mümkün değil. Bunun nedeni yanlış zemin üzerine yanlış malzemeyle yapılan yanlış proje. Malzemenin kalitesizliğinden ve denetimin eksikliğinden kaynaklanıyor. Şu anda binaları yapı denetim firmaları ile belediyeler denetliyor.” ifadelerini kullandı. Türkkan, yeni yapılan bir binanın yıkılmasının çok büyük bir ayıp olduğunu ifade ederek, “Ama dediğim gibi sebep denetim eksikliği ve kalitesiz malzeme. Yoksa şu anda uluslararası düzeyde bir deprem yönetmeliğimiz var. Orada herhangi bir sorun yok. Doğru zemin, doğru malzeme ve doğru sistem bir araya geldiğinde asla çökme olmaz.”
Şu anda riskli yapılar için güçlendirme seferberliğinin ilan edilmesi gerektiğini ancak güçlendirmenin önünde birtakım engeller bulunduğunu vurgulayan Türkkan, bürokratik engellerin bıktırıcı noktada olduğunu söyleyerek kamu kurumlarının bir an önce kendi iç tüzüklerini ve yönetmeliklerini düzeltip güçlendirmenin önündeki bürokratik engelleri kaldırması gerektiğini belirtti.
Türkkan, belediyelerde ve yapı denetim firmalarında güçlendirme konusunu bilen teknik eleman sayısının yetersiz olduğunu, bu nedenle kurumların toptancı bir anlayışla “biz güçlendirmeye karşıyız” dediğini aktardı. Bu durumda vatandaşın mahkeme yoluna gittiğini ve güçlendirme ruhsatı almanın yıllar sürdüğünü ifade eden Türkkan, “Dernek olarak mühendislere yönelik güçlendirme eğitimleri veriyoruz. Yatırımcı için uygun olmayan bölgelerde yıkıp-yapma imkanı olmayan vatandaş, güçlendirme izni de alamayınca riskli binasında oturmaya devam ediyor.” dedi.