2021’in önde gelen dekorasyon trendlerini değerlendiren EDDA Architecture Kurucusu İç Mimar Eda Tahmaz, pandeminin dekorasyona etkisini değerlendirip yılın renklerinin yanı sıra ön plana çıkan malzemeleri ve dekorasyon akımlarını analiz etti.
Tasarımını ve uygulamasını gerçekleştirdiği İmak Ofset Yönetim Ofisi ile European Property Awards 2020’de “Best Office Interior Turkey” ödülüne layık görülen Tahmaz, Pantone tarafından seçilen “ultimate gray” ve “illuminating” renklerinin yanı sıra malzeme, mobilya ve aksesuarlarda ön plana çıkan son trendleri, gitgide daha çok ses bulan Eco-chic, Cottagecore, Hygge ve Wabi Sabi akımları ile pandeminin dekorasyon uygulamaları üzerindeki etkisini detaylı olarak analiz etti.
Pantone tarafından seçilen Ultimate Gray (Dumanlı Gri) brüt beton gibi hayatımızdaki güçlü parçaları temsil ederken, Illuminating (Parlak Sarı) güneşi, iyimserliği ve umudu temsil ediyor. Modadan dekorasyona tüm sektörlerin ortak başlangıç noktası olarak kabul ettiği bu renklerin küresel ve estetik olarak ortak bir dil oluşturduğunu belirten Tahmaz, malzemeden mobilyaya, ev tekstilinden aksesuarlara kadar dekorasyonun her kaleminde bu sene “pozitif düşünmeye ve iyi hissetmeye” yönelik bir eğilimin olduğunu vurguluyor.
“Daha iyi hissettiren ve pozitif enerji veren seçimlere yöneleceğiz”
Küresel boyutta yaşadığımız pandeminin de etkisiyle uzmanlara göre; 2021 yılı ile birlikte bir tür farkındalık çağına giriliyor. Tasarımcılara düşen en önemli görevlerden birisinin de, karbon salınımı düşük üretim teknikleriyle üretilmiş ürünleri gözden geçirerek kullanmak olduğunu aktaran iç mimara göre bioplastik, geri dönüşüm veya üst dönüşüm malzemeler, 2021 senesinde projelerde daha fazla yer bulacak. Örneğin, malzemesi sürdürülebilir kaynaklardan elde edilen hindistan cevizi lifi, deniz yosunu, keten, kenevir ve jüt gibi malzemelerden el dokuması halılar günümüzde daha çok yaygınlaşıyor.
Mobilyalarda yuvarlatılmış hatlar, kalem bacaklar, canlı tonların başını çektiği bir renk paleti, psychodelic desenler ve retro çizgiler ile evlerde disko çağına geri dönüldüğünün haberini veren Tahmaz; “Daha iyi hissettiren ve pozitif enerji veren seçimlere yöneliyoruz. Renk ve desenlerin özgür frekanslarıyla evlerde 70’lerin funk ruhunu yeniden canlandırıyoruz. Geçtiğimiz sene tasarım fuarlarının yıldız oyuncularının ortak noktaları; kıvrımlı, boğum boğum, sevimli formları ve insanda iyi duygular uyandıran renkleriydi. 2021’de de popüleritesini koruyan bu organik formlar kanepelerden, top gibi koltuklara, yuvarlatılmış hatlarıyla aydınlatmalara kadar dekorasyonun her alanında karşımıza çıkıyor.
Eskiden hasır ve rattan mobilyalar bahçe dekorasyonunun vazgeçilmez elemanlarıyken iç ve dış mekan arasındaki sınırların belirsizleşmesiyle salon, mutfak ve hatta yatak odalarına da dahil olmaya başlıyorlar. Hafifliği ve doğallığı ile tercih sebebi olan hasır koltuklar, rattan yatak başları, hasır kapaklı dolaplar, rattan komodinler iç mekanlarda farklı stillerle uyumlu bir bütün yaratıyorlar. Bunların yanı sıra merinos yününden kaşmire uzanan bir yelpazede duyulara hitap eden yumuşak dokulu tekstiller, kürk, keten, yün, peluş, şönil ve keçe gibi mekana sıcaklık katan dokular da tamamlayıcı unsurlar olarak karşımıza çıkıyor olacak.
Aksesuar seçimlerinde ise 2021 yılında güncel ve modern ürünlerin yanı sıra eski ve manevi açıdan değerli aksesuarların kullanıldığını göreceğiz. Vintage, eski ama anlamlı diyebildiğimiz ürünler daha çok yaşam alanlarımıza giren aksesuarlar oldu. Doğal malzemenin kullanıldığı el yapımı ürünler de bu yılki trendler arasında.” diyerek sözlerine devam etti.
“Sürdürülebilirlik ve doğallık mutfak ve banyolarımızda da yer bulacak”
Mekanlarda sürdürülebilirlik ve doğallık arayışının akla gelen her alanda olduğunun altını çizen Tahmaz, doğal ahşap kaplama malzemelerin, ahşap görünümlü fayansların, mermer, porselen ve seramiğin yanı sıra özellikle de banyo ve mutfaklarda kullanılan değişik renk ve dokudaki mozaiklerin ön plana çıktığını belirterek; “Bu yıl düzensiz, pürüzlü yüzeyli doğal malzemelerin kullanımı ile banyo aksesuarlarında da vintage ürünler, doğal ve eski konseptli olarak tasarlanmış banyolar öne çıkıyor.
Koronovirüsün de etkisiyle evde her zamankinden daha fazla yemek yapmak, mutfağı ilgi odağı haline getirdi. Bu durumla beraber mutfakların, sadece ihtiyaçların görüleceği mekanlar yerine bütün aile bireylerinin birlikte vakit geçirebileceği mekanlar olmasına yoğunlaşıldı. Mutfak dekorasyonlarında eskiyi atıp yeniyi getirmek yerine, eskiyi yenilemek bu yılki trendler arasında. Doğal, kolay temizlenebilen malzemelerin ve nötr renklerin mutfaklarımıza gireceğini düşünen iç mimara göre, patine ahşap yüzeyler ve metal dokular da mutfaklara eski ancak modern bir görünüm katacak.” dedi.
“Yenilenirken kendimizi her zaman huzurlu ve güvenli hissettiğimiz geçmişimizden esinleniyoruz”
Doğadan, nostaljiden ve tropikal bir kaçış arzusundan etkilenen yaşam alanları yaratılırken karşımıza, hygge, endüstriyel stil, wabi sabi, vintage, cottagecore, mid century, eco-chic gibi stillerin çıktığını açıklayan Tahmaz, bu stillerin ortak noktasının bize geçmişten ulaşıp yaşadığımız döneme ayak uydurmaları olduğunu söylüyor.
Bir nevi sıcak minimalizm olan Eco-chic, zanaatın sıcak tonlarla buluştuğu bir akım. Altın bej, yosun yeşili, zeytin yeşili ve yanık turuncu renkleri öne çıkarken; mat kadife, buklet ve keten gibi dokunma duyusuna hitap eden kumaşlar rahatlık ve koza duygusuna hizmet ediyor.
Taşradaki kulübe yaşamı hissini alıp, nerede yaşarsak yaşayalım evlerimize bu havayı getiren Cottagecore stilinin temeli stresten, hastalıktan kurtulma, iyileşme arayışına dayanıyor. Renk skalası, nötr ve pastel renklerin her tonu iken keten, yün, keçe, dantel, masif ahşap mobilyalar, tartan desenleri, goblen kumaşlar,bakır, kalay, emaye ile birlikte topraktan yapılmış kap ve aksesuarlar bu stilin belirleyici kodları.
Evde rahatlık, konfor ve sıcaklık gibi olgulara odaklanan tüm İskandinav ülkelerinin yaşam felsefesi haline gelmiş ve yalnız ya da arkadaşlarla birlikte en basit anların bile keyifli bir ritüele dönüştürülmesini ifade eden Hygge stilinde dekorasyon, yumuşacık battaniyeler, minderler, mumlar ve kilimler gibi objelerle sıcaklık hissini artırmaya odaklanıyor.
Wabi Sabi stilinin öne çıkan özellikleri arasında ise asimetri, basitlik ve doğal nesneler yer alıyor. Genel olarak, abartısız, hatıraları olan, eski, nostaljik ve antika nesnelerin bir araya getirilmesiyle oluşur. Bu anlayışta renklerden mobilyalara, yüzeylerden aksesuarlara kadar tüm detaylarda yalınlığın ve yaşanmışlığın izleri görülür. Sentetik ve yapay duran hiçbir ögeye yer verilmez. Eşyaların birbirleriyle uyumlu görünmeleri gerekmez. Önemli olan yaşanmışlığı, ruhu ve estetiği olan nesnelerin uygun şekilde bir araya getirilmesidir. Doğası gereği birbiriyle aynı olamayacak el yapımı seramikler, doğal ahşap mobilyalar, kendinden kırışık keten yatak örtüleri gibi mobilya ve aksesuarlar Wabi Sabi’yi evinize taşımanın başlangıç noktaları olabilir.
“Pandemi süreci ile beraber önceden çok da önemsemediğimiz bir çok şey için ayrı mekan ihtiyacı hisseder olduk…”
Zorunlu olarak evlerimizde daha çok vakit geçirdiğimiz, sosyal hayatımızın ve dışarı ile olan bağlantımızın neredeyse bittiği bu pandemi sürecinde, kendimize ve yaşadığımız mekana daha da odaklandığımızı belirten İç Mimar Eda Tahmaz, bu durumun bize, evlerimizde atıl duran yerleri değerlendirme imkanı sunduğunu söylüyor ve pandeminin dekorasyon üzerindeki etkisi ve dikkat etmemiz kriterler üzerine görüşlerini şu sözlerle aktarıyor:
“Birçoğumuz için evimiz iş yerimiz oldu. İşin eve taşınmasıyla beraber ev içinde mekandan izole ve konforlu bir çalışma alanı ihtiyacı doğdu. Hatta online toplantılarda arka fonun gözükmesi gibi etkenler çalışma mekanlarının estetik kaygı ile oluşturulmasında etkili oldu. Ayrıca çalışma alanlarında kullanılacak mobilyaların da ergonomik, işlevsel ve estetik olması önem kazandı.
Pandemi süreci ile beraber evde ailemizle daha çok vakit geçirir olduk ancak kendimiz ile baş başa kalacağımız hobilerimize de ayrı bir önem verir olduk. Bu nedenle evde hobilerimiz için ayrılan köşeler, belki de ‘evimde mutlaka olmalı’ dediğimiz mekanlar arasına girdi.
Pandemi sürecinde konut iç mekan tasarımlarında dikkat edilmesi gereken kriterlerin başında öncelikle renk seçimi geliyor. Mekanlarda bej ve toprak tonları, beyaz, gri, krem, toprak tonları, yosun yeşili gibi sıcak tonlar seçilmelidir. Pantone’un 2021 trend renkleri olarak seçmiş olduğu Ultimate Gray (Dumanlı Gri) ve Illuminating (Parlak Sarı) renklerini ve bu renklerin tonlarını da mekanlarımızda görmek mümkün olacak. Doğal, sürdürülebilir malzeme kullanımı da yaşadığımız mekana yaşanmışlık hissi katması yönünden oldukça etkili.
Bir diğer önemli kriter de yaşadığımız mekanın doğal ışık alması. Aydınlatma tercihimiz her zaman gün ışığından maksimum düzeyde faydalanmak üzerine olmalı. Daha sonra aplikler, mumlar ve lambaderlerle aydınlatma desteklenmeli.”