Ticari gayrimenkullerde geçici uygulamaya konulan KDV düzenlemesi sektöre hareket katacaktır, ancak ben ticari gayrimenkulde farklı bir tehlikeye dikkat çekmek istiyorum.
Bu yazım proje geliştiricileri, müteahhitleri ve yerel yönetimleri kızdırabilir, ancak gerçek ortada. Ticari gayrimenkulde nitelikli ofis kervanına mağaza ve dükkanlar katılıyor.
Ancak, kızmadan önce arz ve talep dengelerini ele almakta fayda var.
Yıllar önce başlayan AVM savaşları, gelişme trendleri, sosyolojik ve kültürel fatkörler hızla alışveriş anlayışımızın değişmesine yol açtı.
Metropollerde, ‘Açık Alan’ alışveriş kültürü yerini hızla ‘Kapalı Alan’ alışveriş trendine yönlendirdi.
İstanbul örneğinde; yıllardan beri alışveriş caddeleri olarak marka değeri oluşturan; Şişli, Osmanbey, Maçka, Beyoğlu, Bağdat Caddesi gibi alanlar bu değişime direnme, ayakta kalma mücadelesi veriyor.
Bu mücadele verilirken birileri çıkıyor burası Bağdat Caddesi olacak diye biliyor. Artık unutulan konu bina yapmakla işin olmadığı gerçeği.
Belediyelerin imar mevzuatında “yol kotuna ticari gayrimenkul üst kotlara konut” zorunluluğu mu getirildi bilemiyorum, ancak yerinde dönüşüm yaptığımız, ruhsat alıp inşa edilen blokların yol kotlarında inşa edilen dükkânlardan geçilmiyor. Her yer sıralı dükkân. Bırakın o dükkân alanlarının sokağı, caddeyi, mahalleye doyurmasını, nerede ise tüm ilçe ihtiyacına yanıt verebilecek adette.
Benim düşünceme göre Belediyeler, hizmet alanlarında ticari aktiviteyi dizayn etmeli, ticarete yön vermelidir. Bahçe katında, yüksek giriş kat alanlarında konut anlayışı tekrar değerlendirilmeye başlanmalıdır.
Ticari gayrimenkul üretip yıllarca satın alacak/kiralıyacak beklemek yerine, konut üretip daha hesaplı da olsa nakde dönüşüm sağlanmalıdır.
Değişim artık fark edilmelidir. Bu değişim;
- Aile fertleri içinde, fert başına düşen araç sayısı artarken, yürüme alışkanlığı ve windows shopping açık alanlarda bitiyor.
- Zaman yetersizliği Birden fazla ihtiyaçı ayni anda karşılama ve sonuçunda rotanın AVM’lere çevrilmesine sebep oluyor.
- AVM’lere yönelen sınırlı sayıdaki markaların açık alan ticari aktivitesine yetmesi imkansızlaşıyor.
- Bir site, altında mağazalar… Onun yanında başka bir site onun altında mağazalar… Bunları doldurabilecek ve bu döngüyü sürekli sağlayacak market, banka, cafe, restaurant, dekorasyoncu vb gibi iş kolları yok. Böyle bir mantıkta yok.
Eyy proje geliştiriciler, müteahitler gerçekle artık yüzleşin ve dükkan/mağaza planlamadan 2 değil 3 kez düşünün.
Sayın yerel yönetimler, dükkan/mağaza imar ruhsatı vermeden önce bu alanların farklı şekillerde değerlendirilebilineceğini unutmayın.
Bu çağrımda ticari faaliyetlere yön veren marka yöneticilerine;
Emlak sektörüne; tekrar Anadolu’ya yönelmenin, Anadolu’dan yeni marka değerlerini metropollere taşımanın zamanı geldi. Mevcut ticari gayrimenkul stoklarını değerlendirmek için Anadolu girişimcilerine ihtiyacımız var. Bu ne demeyin; sadece çevrenizdeki, dondurmacının, baklavacının, mefruşatçının, köftecinin vb gibi markaların nerelerden buralara geldiğini düşünün.
Sıra Anadolu’da marka avında, Sıra proje geliştiricilerin öz veride bulunarak Anadolu girişimcilerine kira desteği sunmasında… Sıra Anadolu’yu Metropollere ve Dünya’ya açmakta.
İşte Anadolu Ticareti için büyük fırsat, bu fırsat bu stoklar doluncaya kadar, Anadolu’da sizi arayan yok ise; siz harekete geçin.
Bilge Özdemir
Marketing and Sales Solution Partner of Real Estate Projects