3 Aralık; 1992 yılından beri Birleşmiş Milletler tarafından Uluslararası Engelliler Günü olarak kabul edilmiştir.
Ülke nüfusumuz hızla yaşlanmakta ve engelli sayısının artmaktadır. Yaşlıların, yaşlılığa bağlı engelle karşılaşılan hayatların ve Engellilerin toplam nüfus içindeki oranı, her geçen gün artarak yüzde 25’ler seviyesini zorlamaktadır.
Engelli yaşam; doğuştan gelen bir yazgı olarak düşünülmemeli, hayatın gerçeği olan yaşlılık gibi geçirilebilecek bir kaza sonucunda ortaya çıkabilecek kader olarak görülmelidir.
Doğuştan engelliliğin dışında, Kişinin yaşlılıkta fiziksel ve ruhsal yönden gerilemesi kaçınılmaz ve geri dönülmez bir süreç olmakla birlikte, yaşanan kazalar – felaketler sonucunda ortaya çıkan engeller, hayatın bir gerçeği olarak karşımızdadır.
Bir yaşlının veya engellinin günlük yaşam içinde çektiği, çekebileceği sıkıntılar her geçen gün artmaktadır. ? Tüm proje geliştiriciler, mimarlar, mühendisler, belediyeler, kent planlayıcılar, insanlığın bu konu dikkatini çekmelidir !.. Bu tablonun, senaryonun içinde olmayanlar bir gün mutlaka olacaklardır!…
Yaşadığımız Konutlar ve çalıştığımız ofislerin Engelli ve Yaşlılara yönelik yaşam standartlarına uygun olmalıdır. Bu standartlar; Kapı giriş genişliklerinden, ıslak hacim ihtiyaçlarına yönelik olmadır.
Bu standartlar, gayrimenkul projelerinde sertifikalandırılmalı ve kamu/belediyeler tarafından desteklenmelidir.
Kentsel ve Kamusal alanlarda ortaya çıkan sorunlar, yarım yamalak kaldırımlar, yollar, göstermelik rampalar, ulaşılamayan… ulaşım araçları. Yaşlı ve Engelli dostu kentler oluşturma anlayışı ile kent mimarisinin düzenlenmesi, şehir mobilyalarının tasarım ve üretimlerinin yaşlılar düşünülerek yapılması gerekmektedir.
Sadece bugün, 3 – Aralık’ta değil her zaman engeller ve engelliler düşünülmelidir.