Türkiye, 20’den fazla uluslararası ve ulusal şirketi, 12.000’den fazla çalışana istihdam sağlayan yapısı ve 75 milyon tonluk çimento üretimiyle Çin, Hindistan ve ABD ile birlikte dünyanın en önemli çimento endüstrilerinden birine sahiptir. Sektörün 10 milyon tonu aşan ihracat hacmi, Afrika ve Ortadoğu ülkelerinin gelişmesinde ve şehirleşmesinde büyük rol oynarken, ABD ve Avrupa gibi gelişmiş ülkeler için de Türkiye’yi en önemli tedarikçi konumuna getiriyor.
Yıllık tüketimin iki katı kadar üretim kapasitesi var
2009-2010 yıllarında Akdeniz havzası ve Ortadoğu bölgesinde yaklaşık 20 milyon tonluk ihracat hacmine sahip olan Türkiye çimento sektörü, Arap Baharı ve Avrupa borç krizi sonrasında çevre pazarlardaki talep düşüşüyle birlikte ihracatında yüzde 50’ye yakın kayba uğradı; ancak yine 2009 ile 2014 yılları arasındaki iç piyasadaki yıllık yüzde 8,5 oranındaki büyümeyle canlılığını korudu. İç piyasadaki bu iyimser tablo, 20 milyon tonun üzerinde ek kapasite getiren yeni yatırımları teşvik etti. 2015 yılı ve sonrasında ekonomik büyümedeki görece yavaşlama, altyapı yatırımlarındaki düşüş ve mevcut kapasitenin 130 milyon tona bir başka deyişle yıllık tüketimin yaklaşık olarak iki katına ulaşması, sektörde önemli derecede atıl kapasitenin oluşmasına yol açtı. Bu dönemde karlılık oranları artan maliyet baskısıyla yüzde 3 oranında azalırken, kurdaki zayıflamayla kârlar yüzde 30 oranında eridi.
Konuyla ilgili Londra’da bir açıklama yapan Dünya Çimento Birliği (World Cement Association) Başkanı Emir Adıgüzel, “Türkiye Çimento Sanayi, ciddi bir fazla kapasite problemiyle karşı karşıyadır. Hiç yatırım yapılmasa bile 20 yıllık ihtiyacı karşılayacak çimento üretim kapasitesi mevcuttur. Bu yüzden dünyanın en düşük çimento fiyatları Türkiye’dedir. 2017 yılı itibarıyla dünya ve bölge ekonomilerindeki iyileşme ile birlikte Türkiye ihracata yönelerek Avrupa’nın çimento üretim merkezi olmalıdır’’ dedi.
Son 10 yıllık dönemde, zaman zaman yüzde 10’u geçen büyüme rakamlarına ulaşan çimento talebiyle gelişen ve modernleşen Türkiye, küresel yakıt fiyatlarındaki yüzde 30 artış ve düşük kapasite kullanımı gibi maliyet artırıcı olumsuz faktörlere rağmen halen dünyanın en ucuz çimento fiyatlarına sahip pazarlardan biri konumunda bulunuyor.