Konut en iyi yatırım aracı olmayı sürdürüyor. Ev almak isteyenlerlerin sayısı da her geçen gün artıyor. Oturmak için ev alanlar kadar yatırım yapmak için de ev alanlar söz konusu. Fakat uzmanlat uyarıyor… Ev alırken mağdur olmamak için dikkat etmeniz gerekenleri uzman gözüyle derledik.
Arabulucu Avukat Umut Metin'den ev alırken dolandırılmamak için dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı…
Sıfır daire almak istiyorsanız, satıcı şirketin geçmişi iyi araştırılmalıdır.
1) Her şirketin bir özgeçmişi vardır. Para ödeyeceğiniz şirketin geçmişte nasıl işler ürettiği, kendisini sunduğu noktaya hangi şekilde geldiği, şirketin gerçek tarihçesini öğrenmeye gayret edin. Bunun için ticaret sicil kayıtları iyi bir kaynaktır. Sanıldığının aksine bu kayıtlar herkese açık olup, burdan yapılacak bir kontrol şirketin ne zamandan beri var olduğu, sermaye gücü, yöneticileri ile ilgili önemli bilgilere ulaşma imkanı verir.
2) Müteahhit firmanın geçmişi, iş çevresi, yaptığı işler, eserleri bugüne ışık tutar. Proje kelimesine kapılmayın, proje hayata geçmiş mi geçmemiş mi ona bakın. Mağdur edilen çok sayıda daire alıcısının maket ve fotoğraflarla yanıltılabildiği görülmektedir. İnşa edildiği söylenen daireler, binalar nerede ise gidin görün. Bazen bir projede ufak bir taşeron olarak çalışan şirket, kendisini işin tamamının sahibi müteahhit gibi tanıtmış olabilir.
3) Lüks satış ofisleri ve önündeki pahalı arabalar göz boyamaya yönelik olabilir. Yaptığı işi nitekli olmayan, geçmişinde değerli işler bulunmayanlar, dikkatinizi başka noktalara çekerek, finansal açıdan güçlü olduğu şeklinde imaj yaratmak isteyebilir. Unutmayın ev edinmek için oradasınız ve tüm dikkatiniz bu konu üzerinde olmalıdır. Algınızı etkileyecek diğer noktalara karşı şüpheci olunuz.
4) Bazı satış ofislerinde profesyonel ekipler alıcıymış gibi kalabalık yapmakta; hararetle ve hızlı kararlarla ev alıp kredi kartı ile peşinat ödemektedir. Bu tarz kalabalıklardan aldanmayınız. Özellikle son 3 daire kaldı benzeri yönlendirme ve baskılara karşı uyanık olunuz.
Metin, satışı yapan firmanın hukuki anlamda muteber olup olmadığının bazı basit bilgilerle anlaşılabileceğinin altını çizerek; "Şirket sahibi olan müteahhit, satış yapan şirkette hissedar ve yönetim kurulu üyesi değilse dikkat edin." diyor ve şöyle devam ediyor:
"Karşınızda konuştuğunuz patron ise ve patronun kimlik bilgilerini firmanın yasal evrakında, şirket sicil kayıtlarında görmüyorsanız bu kişinin geçmişte hukuki problemler yaşayan kişi olduğuna işaret olabilir. Muhtemelen geçmişi sorunludur ve yeni sorunlar da büyük olasılıkla yakındır. Dini, siyasi değerleri, birtakım parti veya camia isimlerini ağzından düşürmeyenlere güvenmeyin. Devlet büyükleri, sanatçılarla yanyana çekilmiş fotoğraflara aldanmayın. Ahlaki duruşa öncelik verin. Bu tür sunumlar sizdeki algıyı etkilemek için planlanmış olabilir"
Ruhsat yoksa maketten ev almayın, senet imzalarken senedin verilme nedeni ile cirosunu engelleyecek kaydı mutlaka senet üzerine yazın.
Maketten ev alınmaması konusunda uyarıda bulunan Metin, "İnşa edilecek bina ruhsata bağlanmadan önce ve hatta mümkünse maketten ev almayın. Senetle ödeme yapacaksanız “İşbu senet ….Şti’ne …..tarihli gayrimenkul satış sözleşmesinde belirtilen ….nolu dairenin satışı için verilmiş olup, teminat niteliğindedir, 3. kişilere ciro edilemez” yazın. Bunu yapmazsanız senediniz hiç tanımadığınız biri tarafından işleme konulabilir." diyor.
Savcılar nitelikli dolandırıcılıktan dava açmayı yerleşik uygulama haline getirmeli…
Metin’e göre, daire alacağını düşünen vatandaşların taahhüt ettiği meblağı daire teslim tarihine kadar ödemiş olmasına rağmen yaşayacağı bazı durumların savcılıklar tarafından “hukuki mesele” olarak görülmemesi gerekiyor. Dairenin hak sahibine teslim edilmemesi; bir başkasına satılması; dairelerin teslim edilmemesine rağmen paranın alındığı tarihten itibaren işlemiş ticari faiziyle birlikte ilk talebi halinde vatandaşa müteaahhit tarafından ödenmemesinin, hile ve haksız kazanç anlamına geleceğini savunan Metin, Cumhuriyet Savcılıklarının “nitelikli dolandırıcılık” suçlamasıyla dava açmasının yerleşik uygulama haline gelmesi gerektiğini savunuyor.
Meselenin ceza kanununda yer alan, ticari faaliyetler sırasındaki dolandırıcılık şeklinde değerlendirilmesini isteyen Metin, bu tür olayların savcılıklarca hukuki bir uyuşmazlık olarak nitelendirilmesinin, kötü niyetli kimseleri aynı şekilde para toplamaya teşvik edeceğini savunuyor. Bu tür hadiselerin TCK madde 158/h kapsamında Nitelikli Dolandırıcılık olarak değerlendirilerek yasal işlem yapılmamasının vatandaşlarda büyük mağduriyetler yarattığını belirten Avukat Metin; “Basiretli ve düzgün çalışan şirketleri tenzih etmekle birlikte, piyasadan para toplamak için müteahhit kılığına girenlerin ayıklanması için, savcılıklar tarafından mücbir durumlar istisna olmak üzere konuya hassas bir yaklaşım gösterilmesi toplum menfaatlerimiz açısından faydalı olacaktır.” dedi.