Ev sahipliği oranının artması, kira fiyatlarının düşmesi, yeni konut üretimi ile deprem riskinin azalması ve 260 meslek dalının canlanması için bankalara büyük iş düştüğünü belirten sektör temsilcileri, bankaların finansman konusunda daha ılımlı davranması ve konutta kredi furyasının devam etmesi durumunda, 2025 yılında satış rekorunun kırılacağını söylüyorlar.
Yıllık 800 bin adet konut ihtiyacı bulunan ülkemizde, mevcut ekonomik şartlar gereği 500 bin konut zor yapılıyor. Hızla artan nüfusa rağmen ev sahipliği oranı her geçen yıl geriliyor. Bu durum kira fiyatlarının artmasına sebep oluyor. Öte yandan deprem kuşağında bulunan Türkiye’de, eski ve bakımsız binalar ciddi bir risk oluşturuyor.
Bu tabloya bakıldığında ‘yeni konut üretiminin tek çare’ olduğu görülüyor. Bunun için de satışların artması ve müteahhitlerin desteklenmesi gerekiyor. Konunun temelinde finansmana erişim sıkıntısı yatıyor. Çünkü piyasada ciddi bir alım iştahı bulunuyor. Ancak hem tüketici hem de üretici, yüksek faizler nedeniyle kredi alımına sıcak bakamıyor.
Konut sektörü 2023 yılında 1 milyon 225 bin adetlik toplam satış ile son 10 yılın en kötü grafiğini gördü. 2024’ün ilk yarısında da satışlar düşüş eğilimine devam etti. Temmuz ayı itibarıyla piyasada bir kımıldanma yaşandı. Bu hareket, ağustos ve eylül ayında da sürdü. Bu canlanmanın tek sebebi bankaların kredi musluklarını gevşetmesi ve yeni kredi kampanyası açıklamasıydı. Sadece son 3 ayda 402 bin 162 adet konut satıldı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye genelinde konut satışları eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 37,3 oranında artarak 140 bin 919 oldu. Veri yaklaşık iki yılın zirvesi olarak kaydedildi. Konut satışları ocak-eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,2 oranında artarak 947 bin 236 olarak gerçekleşti. Ancak burada dikkat edilmesi gereken konu ipotekli satışlardı…
Bugün 260 meslek dalına dokunan bu sektörün eski günlerine dönmesi için kredi kanallarının açılması gerekiyor. Aldığımız duyumlara göre yakın zamanda konut kredi kampanyalarına yeni bankalar da eklenecek.
KREDİLER AÇILIRSA ÜRETİM DE YÜKSELİR
Türkiye’de konut talebi ve üretim arasında bir arz açığı bulunuyor. Müteahhitlerin girdi maliyetlerindeki artış sebebiyle yeni projelere girme hevesinin azalması, kâr marjındaki ve satışlardaki düşüş üretimi ciddi boyutlarda kısıyor.
Bu dengesizlik sadece ev sahipliği oranını düşürmekle kalmıyor, bazı fırsatçı ev sahiplerinin de ekmeğine yağ sürüyor. Çünkü kiralığa olan talep fiyatları yukarı çekiyor. İşin bir de yatırım boyutu tarafı var… Birçok insan birikimini banka faizinde değerlendiriyor. Sektör temsilcileri, piyasanın normalleşmesi durumunda yıllık toplam konut üretiminin 1 milyonu bulabileceğini ifade ediyor.
Bankaların ve müteahhit şirketlerin kampanyaları ile desteklenen süreç, satış rakamlarını yukarı çekiyor. Yaşanan bu hareketlilik, konut fiyatlarının önümüzdeki dönemde artacağı beklentisini yükseltiyor. Bu da ikinci el konut satıcısını beklemeye aldı.
Emlak sektörü temsilcileri, evini satmayı düşünenlerin, “faizlerin düşeceği, kredi musluklarının açılacağı ve dolayısıyla fiyatların artacağını” düşünerek ilanları geri çektiğini ve beklemeye geçtiğini ifade ediyor. Çoğu ev sahibinin 2025 yılında piyasanın açılacağını düşündüğü belirtiliyor.
Konut sektörünün; inşaatın ötesine geçen, geniş bir ekosistemi etkileyen ve şekillendiren dinamik bir yapısı olduğu da unutulmamalı. Yaklaşık 260 alt sektöre doğrudan ya da dolaylı olarak katkıda bulunan bu sektör; İnşaat malzemeleri, demir-çelik, beyaz eşya, mobilya, enerji, lojistik, finans, sigorta ve hizmet sektörü gibi geniş bir yelpaze destek veriyor. Tüm bunların yanında doğru bir yatırım aracı olan sektör, orta ve uzun vadedeki getirisi ile de gelecek için güven veriyor.