Yeşil binalar konusunda Türkiye’nin vizyoner şirketi Altensis’in kurucu ortağı Emre Ilıcalı, 2016 yılında gayrimenkul geliştiricilerinin yeşil binalara daha fazla yöneleceğini, 2015 yılının son aylarında meydana gelen iki önemli dış gelişmenin bu süreci tetikleyeceğini dile getirdi. Yeni yıl nedeniyle yıllık öngörülerini de paylaşan Emre Ilıcalı: “2015 yılında gayrimenkul sektörü belli bir oranda büyümeyi başarabildi. Konut satışları 1 milyon adedin üzerindeydi. Bunun sebebi olarak deprem dolayısıyla kentsel dönüşüm süreçleri ile ülkemizdeki büyük konut açığı söylenebilir. Ayrıca İstanbul’da diğer dünya metropollerle karşılaştırıldığında gayrimenkul metrekare fiyatları USD bazında ucuz kalmaktadır. Bu da yabancı yatırımcılar için cazibesini korumasını sağlamaktadır.
Bir milyon konutun satıldığı, 100 bin üzerinde yeni projenin üretildiği Türkiye’de, enerji tasarrufu, çevreye ilişkin gerekliliklere rağmen hala yeşil binalara ilişkin rakamlar düşündürücü seviyededir. 2015 Aralık ayı itibariyle ülkemizde sertifikalı 176, devam eden ise 350’nin üzerinde sertifikalı yeşil bina projesi bulunmaktadır. Belirtmiş olduğumuz yurtdışı kaynaklı etkileşimler sebebiyle, Altensis olarak önümüzdeki dönemden umutluyuz. Bu noktada özellikle kentsel dönüşüm sürecinin hız kazanmasıyla birlikte makro ölçekte bir değişime girecek büyük kentlerde, yeşil bina ve yerleşim alanı değerlendirme sistemlerinin gerekliliklerinin uygulanmasıyla oluşturulacak sürdürülebilir yaşam alanları, insan yaşam kalitesine yönelik toplam faydayı görmek adına önemli birer adım olacaktır. Yeşil binalar ve enerji verimliliği konusunda hizmet veren bir firma olarak biz gayrimenkul sektörünün çok küçük ve niş bir bölümüne hizmet veriyoruz. Bu kapsamda özellikle nitelikli yatırımcılar, ortaya koydukları projelerde yeşil bina ve sürdürülebilirlik öğelerini mutlaka görmek istiyor.” dedi.
Gayrimenkul sektörü, bu süreçten en çok etkilenecekler arasında olacak
Paris’te gerçekleşen iklim zirvesinde ülkelere karbon emisyonlarının azaltılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının daha fazla kullanılması yönünde ciddi yükümlülükler getirildiğini hatırlatan Emre Ilıcalı, “Karbon emisyonlarının yaklaşık %30’unu meydana getiren ve enerjinin ortalama olarak % 40’a yakınını tüketen binalar ve gayrimenkul sektörü, bu süreçten en çok etkilenecekler arasında olacaktır. Gayrimenkul sektörü ile sürdürülebilirliğin kesişim noktasında ise çevre dostu sertifikalı yeşil binalar duruyor. Çünkü karbon emisyonlarının azaltılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelinmesi aynı zamanda yeşil binaların da kriterleri arasında bulunuyor” diye söyledi.
Ülkeler alternatif enerji kaynaklarına yöneliyor
Bir başka önemli gelişmenin de son dönemde Rusya ile yaşanan siyasi kriz olduğunusöyleyen Emre Ilıcalı, doğalgaz arzını etkileyen bu gelişmeyle Türkiye’nin enerjiyi daha tasarruflu kullanmasının öneminin anlaşıldığını, bunun için de binaların daha inşaat aşamasında enerji tasarruflu altyapısıyla inşa edilmesi gerektiğini açıkladı. Emre Ilıcalı, “Özellikle Rusya ile yaşanan krizler, petrolün yoğun olduğu bölgelerdeki siyasi belirsizlikler, düşen petrol arzı ve enerji güvenliği sebebiyle, ülkeleri enerji verimli sistemler ve güneş, rüzgar gibi alternatif enerji kaynaklarına tekrardan daha güçlü bir biçimde yönlendirecek” diye ekledi.
Paris İklim Zirvesi Anlaşması
196 ülkenin siyasilerinin, bürokratlarının, sivil toplum temsilcilerinin katıldığı Paris’teki İklim Zirvesi, iklim değişikliği ile mücadele konusunda tüm dünyanın beraber harekete geçeceği bir anlaşma metniyle sonuçlandı. Paris zirvesiyle birlikte tarihte ilk kez 196 ülke bir araya gelerek fosil yakıt endüstrisine karşı somut bir mesaj vermiş oldu. Anlaşma küresel ısınmayı 2 °C’nin altında, “mümkünse” 1,5 °C’de sınırlandırmayı hedefliyor. Bu anlaşma fosil yakıtlardan uzaklaşmayı ve yenilenebilir enerjilere geçişi teşvik edecek. Bundan sonra yatırımcılar, yüksek karbonlu yatırımların riskini alamayacakları için enerjide düşük karbonlu yatırımlara yönelecekler. 2018’de yapılacak İklim Zirvesi’nde ülkelerin o tarihe kadar verdikleri hedeflere ne kadar uyum gösterdikleri ortaya konacak.
Yoksul ülkelere iklim değişikliğiyle mücadele konusunda 100 milyar destek verileceği konusu da anlaşmada yer alıyor.