Gayrimenkul sektörü 2017’de zorlanabilir!

2016 yılına yönelik sektör değerlendirmesinde bulunan Prime Property Gayrimenkul Danışmanlığı Ortaklarından Fırat Sezginsoy, toplam gayrimenkul satışlarına bakıldığında 2016’da 2015 yılı rakamlarının zor da olsa yakalandığını kaydetti. Sezginsoy, 2017 ve sonrasında ticari hayatın her kademesine etki eden yapısal sorunlar devam ettiği takdirde 2016 satış rakamlarına dahi ulaşılmasının zor olacağını belirtti.
 
Toplumun her kesimi tarafından ihtiyaç olarak kabul edilen hukuk reformunun acilen gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade eden Sezginsoy, bu temel üzerine uzun dönemli planlama ve konusunda uzmanlaşan işgücü ilave edilmediği müddetçe ülke olarak rekabetin her alanında gerisinde kalmanın kaçınılmaz olacağını vurguladı.  
 
Firmalar satışta zorlanıyor
Son 10 yılda hızla büyüyen, teknojisini ve kalitesini her geçen gün geliştiren gayrimenkul firmalarının giderek daha yoğun bir şekilde satış problemiyle karşılaştığını belirten Sezginsoy, 1980’li yıllardan bugüne kadar müteahhitlerin, şirket bünyelerinde proje danışmanları, satış ve pazarlama ekiplerini bulundurarak bu konuya çözüm ürettiklerini belirtti. Yıllar içinde bu yapılanma müteahhitlere kazanç artısı sağlamış olsa da günümüzde artan rekabetin de etkisiyle ek işgücü maliyeti ve dinamizm eksikliği olarak dönmeye başladığına dikkat çeken Sezginsoy, söz konusu olumsuz tablonun sonucunun doğru proje üretememe ve sonrasında satış hedeflerinden uzaklaşmaya yol açtığını söyledi.
 
Her yıl 120 bin ek konut stoğu
2012 yılından itibaren konut stoğuna her yıl ortalama 120.000 yeni konut stoğu eklendiğine dikkat çeken Sezginsoy, yalnızca 2012-2016 yılları arasında oluşan 600.000’i aşkın konut stoğunun bugün neredeyse bir yılda satılan yeni konut sayısına eşit olduğunu vurguladı. Sezginsoy, 2017 yılında geçen yıldan da fazla yapı ruhsatı başvurusu yapıldığı göz önüne alındığında, bu stoğun daha da artacağını öngörmenin zor olmayacağını kaydetti.
 
Çözüm profesyonelleşme
Sezginsoy, niceliksel olarak arz ve talep arasında keskin bir uyuşmazlık varmış gibi görülsede aslında yapılan araştırmaların Türkiye’de bu rakamın çok üzerinde konut ihtiyacı olduğunu ortaya koyduğunun da altını çiziyor. Sezginsoy, bu çelişkinin ardındaki nedenlerin üretilen konutların ihtiyaca yönelik üretilmemesi, yoğun rekabet içerisinde pazarlamaya yeterince bütçe ve zaman ayrılmaması, bunun sonucunda doğru hedef kitleye ulaşılamaması, talebe göre değil maliyete göre hazırlanan gerçeklikten uzak satış fiyatları, yeterli eğitim almayan ve şirket içinde sürekliliği sağlanamayan uzman satış ve yönetici kadrosunun yanısıra firmaların yeni karşılaştığı teslim sonrası kalan stoğu satma konusundaki deneyim eksikliği olduğunu söylüyor.
 
Bu sebeple 2017 yılının bazı firmalar için zor geçeceğini belirten Sezginsoy, buna karşın sorunları görmeyi başaran, buna uygun önlemleri alan firmalar için ise bambaşka bir yıl olabileceğini ifade ediyor. Sezginsoy, varolan talebin sektörde hala müthiş bir potansiyel barındırdığına dikkat çekerken, firmalara özellikle “profesyonelleşme” çağrısı yapıyor. Projenin ne üretimi ne de satış ve pazarlama stratejilerinin ajandanın ikinci satırına yazılamayacağını kaydeden Sezginsoy, bu iki önemli kalemin birlikte planlanması, ancak gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ayrı profesyoneller tarafından yönetilmesi gerektiğini dile getiriyor. Sezginsoy, geliştirici firmaların asıl işleri olan gayrimenkul geliştirme konusuna odaklanmaları halinde, bununla birlikte satış ve pazarlama konusunda uzmanlaşmış ekiplerden bu desteği almalarıyla söz konusu sorunların tümüne çözüm sağlanmış olacağını da sözlerine ekliyor.