2012 yılında çıkan şehirsel dönüşüm kanunu halen soru işaretleri barındırıyor. 20 senede 6.5 milyon konutun yenilenmesi hedefi ile başlayan dönüşüm hamlesinde amaç tehlikeli yapıların en kısa zamanda yenilenmesi olarak belirlendi . Etraf ve Şehircilik Bakanlığı bu sürecin hızlanması için şehirsel dönüşüm projesi üstelenen müteahhitlere harç ve vergi teşviki uygulamaya karar verdi. Dönüşüm sahaları noter harcı, tapu kadastro harcı, belediyelerce edinilen harçlar, damga vergisi, veraset ve intikal vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisinden muaf tutuluyor. Dönüşüm kapsamında yapılmış olan yepyeni evler 150 metrekareden minik olması şartıyla yüzde 1 KDV ile satılıyor.
'Etraf ve Şehircilik Bakanlığıyla Maliye kararları örtüşmüyor'
Pazar temsilcilerinin verdiği bilgiye yönelik Maliye Bakanlığı vergi avantajını daraltıyor. Maliye'ye yönelik şehirsel dönüşüm kapsamında tehlikeli yapı civarı meydanda avantaj sağlanırken, yapılmış olan pek inşaat için harç ve vergiler isteniyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından sağlanan vergi avantajının Maliye Bakanlığı engeline takıldığı, hanelerin 3. şahıslara satışında da KDV avantajının olmaması gerektiği bildiriliyor . Maliye meydana gelen yepyeni yapıların inşaat firmaları tarafından üçüncü kişilere satışı evresinde istisnanın uygulanmaması gerektiği görüşünde. Etraf ve Şehircilik Bakanlığıyla Maliye kararlarının örtüşmediğini dile getiren gayrimenkul sektörü temsilcileri koşulların netleşmesini talep ediyor .
Yasanın açık meydana gelmesine karşın uygulamalarda sıkıntı yaşandığını dile getiren Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz, " Yasa kapsamlı bir muafiyet ve vergi kolaylığı getirdi fakat Maliye Bakanlığı bu konuyla alakalı 0kanunu daha dar yorumlayarak bu muafiyet ve vergi ödemeleri ile ilgili hak sahipleri ve müteahhitler aleyhine uygulama yapıyor . Maliye Bakanlığı göndermiş meydana geldiği özelge ile avantajları sınırlandıyor" dedi. Etraf ve Şehircilik Bakanlığı'nın hükümleri ile Maliye Bakanlığı'nın kararlarının örtüşmediğini dile getiren Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) Başkanı Ömer Faruk Çelik ise, " Kanunun söylemi bir sürü açık ama uygulamada bir belirsizlik var. KONUTDER, GYODER, İNDER, MÜSİAD VE İTO yetkilileri olarak geçtiğimiz aylarda Gelirler İdaresi yetkilileri ile bir araya geldik ve bu konu üzerine çalıştık. Araya seçimler girince süreç netleşmedi. Kanundaki nihai kararı Etraf ve Şehircilik Bakanlığı almalı, Maliye ise bunun için yönelik pozisyon belirlemeli. Teşvik ve muafiyetler Vergi İdarelerince 'birilerine menfaat sağlanıyor' gözüyle daraltıcı yorum inşa edilerek ele alınmamalı" diye söyledi.
'Haksız rekabete yol açıyor'
Maliye'nin sadece tehlikeli evde oturanlar için KDV avantajı sağlamasının doğru olmadığını dile getiren Çelik, bunun müteahhitlerin satışını yavaşlatacağını ve şehirsel dönüşümün finansmanına zarar vereceğini dile getirdi . İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım ise, " Tehlikeli yapı 30 bin metrekare, yepyeni inşaat 60 bin metrekare ise pek alan için muafiyet olmaz. Meydana Gelen artı değer için harç istenmesi normal" dedi. Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Aziz Torun ise KDV uygulamalarının sektörde haksız rekabet yarattığını belirtti.
Ali Güvenç Kiraz, hak sahipleri ve müteahhitler tarafından açılan davalarda Vergi Mahkemeleri'nin muafiyetin kanunda öngörülen şekilde uygulanması yönünde karar verdiğini iletti .
EKONOMİDEN Sorumlulukları Olan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, ev sahibi olmayan bireylerin konut edinmesini planlayan 'konut hesabı' uygulamasına ilişkili olarak yönetmelik çalışmalarının son aşamaya geldiğini bildirdi. Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından izah eden 64. Hükümet Eylem Planı'nda yer alan konut hesabı uygulamasının 3 ay içinde gerçekleştirilecek vaatler içinde yer aldığını hatırlatan Şimşek şunları söyledi: "Katılımcıların konut hesabı açabilmeleri için Türk vatandaşı olması ve konut sahibi olmaması gerekmektedir. Katılımcıların devlet katkısına hak kazanabilmesi için yurtiçi mevduat veya katılım bankalarında konut hesabı açmaları ve konut edinim tarihine civarı asgari 3 yıl boyunca söz konusu hesaplara düzenli ödeme yapmaları gerekmektedir. Konut edinim tarihi itibarıyla hesapta biriken tutarın azami yüzde 20'sine civarı hesaplanan devlet katkısı ödemesi yapılacaktır. Devlet katkısı için azami tutar 15 bin liradır ve bu tutar her yıl değerleme oranıyla artırılacaktır."