Ekonomideki gelişmeler gayrimenkul sektörünü nasıl etkiliyor?
Dövizdeki artışının inşaat maliyetlere direkt olarak yansıması müteahhitlerin zorlanmasına ve konut fiyatlarının doğrudan artmasına neden oluyor. İnşaat firmaları şu anda bu maliyet artışını belirli bir dönem konut fiyatlarına yansıtmayacaklarını belirtiyorlar ancak önümüzdeki dönemde yeni başlayacak olan projelerde bu mümkün gibi görünmüyor.
Döviz ve faizlerin yüksek seyretmesi yerli yatırımcıların gayrimenkul alım-satım işlemlerini negatif yönde ve talebi olumsuz etkiliyor. Ancak gayrimenkul sektörü uzun vadede hiçbir zaman cazibesini yitirmez. Konut talebi her zaman güçlüdür. Sadece dönemsel olarak konut alımı erteleniyor ve talep birikiyor. Bu erteleme döneminin bitiminden itibaren ise hızlı bir ivme ile satışlar tekrar artıyor.
Diğer taraftan dövizdeki dalgalanma sonucunda yabancıların mülk edinme değerlerinin düşmesi ve Türkiye’den konut alımı için yapılan teşvikler yabancı yatırımcılar için büyük fırsatlar oluşturuyor. Bu gelişmelerin sonucunda 2018 yılında yabancıya konut satışında rekorlar kırıldı.
Konut kredi faizlerinin aşağıya çekilmesinin öneminden bahseder misiniz?
Gayrimenkul sektöründe durgunluğun ana sebeplerinden birisi konut kredisi faiz oranlarının yükselmesidir. Konut ihtiyacının halen çok fazla olmasına rağmen faizlerin aylık bazda %2 seviyelerindeki yüksek oran ve belirsizlik alım kararlarının ertelenmesine neden oluyor.Yüksek faiz oranları, alımlar üzerinde baskı yaratırken konut üretimindeki maliyetleri de artırmaktadır. Diğer taraftan finansmanı güçlü olan firmaların banka kredisine alternatif olarak vade farksız taksitlendirme planları ve senetli ödeme alternatifleri üzerine kampanyalar oluşturmalarına neden olmaktadır.
Faizlerin psikolojik sınır olan yüzde 1’in altına inmesi ev alma talebini erteleyen vatandaşların ve yatırımcıların harekete geçmesini sağlıyor ve biriken talep tekrar konut satışına dönüyor. Bu yılın ortasında kamu ve özel sektörün konut pazarı için düzenlediği 0.98 faiz kampanyası ile sektörün tekrar canlandığını ve konut alıcısının olumlu yönde harekete geçtiğini gördük.
Gayrimenkul sektörüne nasıl katkı sağlanabilir?
İnşaat sektöründe sürdürülebilir, sağlıklı ve üretime dayalı büyümenin yakalanabilmesi için kısa vadeli teşvik tedbirlerinin yanı sıra kalıcı ve uzun vadeli yapısal reformların gündeme alınması gerekiyor.
Kentsel dönüşümün önündeki engellerin kaldırılması, imalatta dövize bağlı olmayan yerli üretimin teşvik edilmesi,konut alıcısını ilgilendiren kredi faiz oranlarının %1 seviyelerine düşürülmesi, KDV teşviklerinin kalıcı olması, yabancı talebini arttırmak için yeni düzenlemeler getirilmesi, teşviklerin arttırılması, bürokrasinin azaltılması ve Türkiye konut piyasalarının tanıtımında etkin pazarlama ve satış stratejilerinin oluşturulması gerekiyor.
Gayrimenkul sektörünün ülke ekonomisine katkısı önemi?
Sektöre girdi sağlayan ve faaliyetlerini bu sektördeki gelişmelere bağlı olarak devam ettiren diğer sektörlerin katkısı da dikkate alındığında inşaat sektörünün GSMH içindeki payının yaklaşık yüzde 30 seviyesinde olduğu görülmektedir.İnşaat sektörü, kendisine bağlı 200’den fazla alt sektörün ürettiği mal ve hizmete talep yaratan konumunda olup, bu yaygın etki, sektörün “ekonominin lokomotifi” olma vasfının en temel göstergesidir. Ayrıca, yüzlerce meslek dalını ilgilendirmesinden ve büyük ölçüde ulusal sermayeye dayanmasında dolayı istihdam ve üretim sürecini önemli ölçüde etkiliyor.
İnşaat sektörü GSMH içindeki payı çok yüksek olduğu için ekonomik büyümeyi de olumlu yönde etkilemektedir. Geçtiğimiz yıllarda büyümeye etkisini daha net olarak gördüğümüz sektörün işsizlik oranların ada büyük bir faydası dokunuyor.