Sektörün merakla beklediği gayrimenkul sektörüne yönelik son dönemdeki yapılan olumlu düzenlemeler olan noter satışlarında damga vergisinin kaldırılması, konutta geçici olarak KDV oranlarında indirime gidilmesi ve alım satımlarda tapu harcında yapılan indirimin kalıcı mı geçici mi olacağı sorusu Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki tarafından açıklığa kavuşturuldu.
Bakan Özhaseki 15 Temmuzdan bir hafta sonra inşaat sektörün ileri gelenleriyle toplantı yaptıklarını sektör temsilcilerinin on madde halinde isteklerini sıraladığını her birini zaman içinde devreye soktuklarını on maddeden beş veya altısının gerçekleştiğini bir kısmının da belediyeler yasası ile birlikte geleceğini söyledi.
"İnşaat sektörünü canlandırmak istiyoruz"
İnşaat sektörünü canlandırmak istiyoruz diye konuşan Özhaseki; 16 nisandan sonra sektörü canlandıracak yeni yasaların çıkacağının sinyallerini verdi.
“İnşaat sektörünün canlanması demek 200 den fazla sektörün yerli ve milli olan dışarıya bağımlı olmayan 200 sektörün de canlanması demektir. Şimdilik süre verilerek yapılan ve sonucu iki üç ay sonra bitecekmiş gibi olan tedbirler dikkatle izleniyor. İzlemenin neticesinde eğer faydalı olduğuna inanırsak ve iş aleminin önünü açtığına sektörü canlandırdığına inanırsak devam eder yoksa orda kapatacağız” dedi.
Sektörün beklediği KDV oranlarındaki indirimin devamı ile ilgili sorumuza ise üstü kapalı olarak sektöre bir mesaj gönderen Mehmet Özhaseki “Referandumdan sonra normal çalışan mecliste Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak çıkaracağımız bazı yasalar var. Eğer bu yasalar geçecek olursa tahmin ediyorum ki sektör o düşündükleri çok cüzi olan üç beş kuruşluk indirimden vazgeçecek. Çok canlanacak bir sektörden bahsediyoruz. Çok ciddi birtakım tedbirlerin alınacağı ortamdan bahsediyoruz. İnşallah gerçekleşir önümüzdeki günlerde mecliste göreceğiz, 16 nisandan sonra hep birlikte bir hazırlığımız var“ dedi.
Haziran ayında yürürlülüğe girecek yeni imar yönetmeliğinin içerdiği maddeler hakkında açıklamada bulunan Bakan Özhaseki;
“Eskiden planlı alanlar tip imar yönetmeliği vardı. O ucu çok açık ve birçok istismara sebebiyet veren bir yapıydı ikinci bir mahsuru da imar yönetmelikleri ile ilgili tek bir planlamanın Ankara’da yayınlanması ve tüm Türkiye’nin 81 vilayetinin de buna uymasını gerektiren bir şeydi. Bu son derece sağlıksız ve son derece akla ve mantığa aykırı bir şeydi. Çünkü İstanbul’un plan yönetmelikleri ile plan notları ile Siirt’inki aynı olmamalı . Edirne ile Kars’ın ki de aynı olmamalı. O yüzden biz Bakanlık olarak önce düşündüğümüz ve asla değişmesini istemediğimiz ana kuralları yazdık, bütün belediyelerimize gönderdik. Daha sonra onlardan kendi şehirleri ile ilgili plan notlarını bekliyoruz. Bizim temel felsefemize aykırı değilse her şehrin imar yönetmeliği ayrı hale gelecek. Haziran ayından sonra da bir daha uzatmayacağız. İstismara da açık bir konu. Haziran ayından sonra İstanbul’un İstanbul’a has Bursa’nınki Bursa’ya has hale gelecek. En çok istismara sebebiyet veren ne kadar fazla alanın imardan sayılıp sayılmayacağı noktası var. 80 – 90 metrelik yere 70-80 metre balkon koyuyorlar güya . Onlar imardan sayılmayınca daha sonra da kapatılıp evin içine katılacağını herkes bilmesi lazım biz de biliyoruz. Bu konuda bir sınırlama getirdik. Bunun dışında bizim teşvik edeceğimiz ne kadar konu varsa, özellikle sosyal donatı alanları konusunda taviz verilmemesi konusunda, yatay mimariye geçişi hususunda, otoparklarla ilgili kesin kanaatlerimizi yazdık” dedi.