Marmara Bölgesi deprem gerçeği konusunda hazırlık mı ?
Geçmiş depremlerden ders alınmadığı ile ilgili önümüzde yaşadığımız örnekler tüm çıplaklığı ile duruyor.
1999’dan sonra Ülkemizde yaşanan en yıkıcı depremler;
- 1999 Gölcük Depremi – 7.4.
- 1999 Düzce Depremi – 7.2.
- 2003 Bingöl Depremi – 6.4.
- 2011 Van Depremi – 7.2.
- 2020 Elazığ Depremi – 6.8.
- 2020 İzmir Depremi – 6.6.
Olarak kayıtlara geçmiştir.
1999 depreminden yaşadığımız yüzyılın depremler serisine kadar resmi kayıtlara yansıyan 20 Binin üzerinde hayat kaybı yaşanmıştır.
Artmamasını dilediğimiz ancak bugün 40 binleri aşan Kahramanmaraş depremlerinin can kaybı ile 24 senede kayıtlara yansıyan 60 Binin üzerinde can kaybına ve 4-5 katına yakın yaralı görüyoruz.
Zaman Kalmadı; Kalmayan zamana göre acil çözümlere başlanmalıdır.
Kentsel dönüşüm…
Sanayide dönüşüm…
Yerinde dönüşüm…
Gönüllü Dönüşüm…
Her türlü dönüşüm; Orta, Ağır ve çok ağır hasar alabilecek yapılar için artık zaman kaybıdır.
Bu hasar alabilecek yapılar, bile bile ranta yenik düşmüştür.
Kısıtla Zamana Göre Acil Yapılması gerekenler bellidir. Bunlar;
A. Yıkılacak; Yıkılsın
Orta, Ağır ve çok ağır hasarlı binaların aldıkları deprem hasarı onarılamayacak boyutta olacaktır.
Çünkü, bu yapılar için Her türlü Dönüşüm; Güçlendirme faaliyetleri Bundan sonra Marmara Bölgesi için Zaman Kaybıdır…
Alacakları hasar seviyeleri binaların yıkılıp tekrar yapılması gereği ortaya çıkaracaktır.
Zaman Kaybetmeyelim;
Örneğin; Binaların depreme dayanıklı olup olmadığının anlaşılması için uzmanlar tarafından
Deprem Risk Tespiti (Deprem dayanıklılık Testi, Performans analizi) Karot alımı sonrasında tahmini 1-2 ay süre sonunda rapor İstanbul için ilçe belediyelerine bildirilmektedir.
Belediye tarafından maliklere yıkıma dair bilgilendirme yapılmakta ve 60+30 günlük süre verilmektedir.
İşlerin işleyişinin 5 ay’a yakın zaman aldığı itirazsız / engelsiz sürede Sizce malikler tarafından yıkılmayan riskli yapılar, belediye tarafından yıkılabilmekte midir?
İNSANİ YIKIM BAŞLASIN;
Bugün yıkılmaz ise, yarın yıkılacak yapıları, Biz düzenli yıkarsak, insani ve çevresel etkiyi minimize edebiliriz, bina içinde hayatları bugünden kurtarırız.
24 senede; bireysel rant – hırs – her şeyin önüne geçmiştir. Mal canın yongası değil; katili olacaktır.
Çünkü; hasar alabilecek yapılara insan ve makine gücü ile deprem sonrası kritik saatler içinde erişebilmek, böyle bir arama – kurtarma yapısını organize; insan & teçhizat & makine kanalize etmek mümkün değildir.
Ancak böyle bir durumda olası depremde kritik saatleri az hasar alabilecek yapılara yönlendirebilmek mümkün olabilecektir.
B. Kurtarılacak; Güçlendirilsin
Marmara Bölgesinde özellikle İstanbul’da Etkilenerek hasar görebilecek bina bellidir; İstanbul’daki binaların ortalama %57’sinin hasar görmeyeceği tahmin edilmektedir.
Binaların ortalama
- %26’sının hafif,
- %13’ünün orta,
- %3’ünün ağır
- %1’inin çok ağır hasar görmesi beklenmektedir.
Ayni değerlendirme en kısa sürede sanayi / ticari / depo gibi yapılar için yapılmadır.
%26’sının hafif,zarar görecek yapıların güçlendirme faaliyetlerine en kısa sürede başlanmalıdır.
C. Mevcut Kanunlar Acil Çözümeler için güçlendirilsin ve kısa sürede engel çıkartılamayacak şekilde düzenlensin
Derhal meclisin ortak iradesi ile Marmara Bölgesinde bilirkişi tespitine dayanan orta – ağır – çok ağır hasar görecek her türlü yapının kamulaştırılarak “ insani yıkım “ önü açılsın ve İlçe / İl / Büyükşehir / Bakanlık el birliği ile yıkımları başlasın.
Sonuç olarak, bizler rapor görmek istemiyoruz. 24 senede belki de güncelleye güncelleye binlerce rapor, onlarca öneri hazırlandı. Bu saatten sonra ben söyledim… uyardım… hazırladım devri bitmiştir…
