2008 yılından itibaren kişi başı 10 bin dolar gelir düzeyine ulaşan Türkiye’nin, daha sonraki yıllarda bu gelir düzeyinin ötesine geçememesini, orta gelir tuzağı olarak adlandırılan bu durumu Türkiye’nin nasıl aşacağının konuşulduğu panelde Hasan Rahvalı barış sürecinin önemine dikkat çekti.
Rahvalı: “Bölgeler arası gelir düzeyi farklılıklarının aşılmasında barış sürecinin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Orada yatırımcılar için güvenli ortamın sağlanması ve ekonomik faaliyetlerin hızlanması önem kazanıyor. Bölge bazında yukarıdan aşağıya değil, aşağıdan yukarıya strateji oluşturmalı, bölge stratejisi diğer bölgelerle koordinasyon ve uyum içinde olmalı, üretkenlik artışı sağlanmalı, orta ve uzun vadeli plan yapılmalı” dedi.
Rahvalı sözlerine şöyle devam etti: “Orta gelir tuzağından kurtulabilmek için finansal, beşeri, ve teknolojik sermaye ile girişim ruhuna önem verilmesi gerekiyor. Orta gelir tuzağının aşılma hedefinin odağında KOBİ’ler için finansal sermayenin sağlanması gerekiyor. KOBİ’lere uygun maliyetli finansman olanaklarına kolay erişim, ileri teknoloji ile tanışma, Ar-ge, inovasyon, tasarım ve markalaşma konusunda etkin destek sağlanması gibi hizmetlerin sunulması gerekiyor.”
Rahvalı, orta gelir eşiğini aşmanın unsurları arasında kadınların ekonomiye ve iş gücüne katkısı, KOBİ’lerin yapılandırılması ve bölgesel eşitsizliklerin giderilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
İnşaat sektörünün istihdama katkısına bir kez daha vurgu yapan Rahvalı: “Demografik yapıdan dolayı sektör avantajlı bir konumda. Sektörde doğrudan çalışan 2 milyon kişi var. Uluslararası müteahhitlik hizmetlerinde dünya ikincisi olmamıza rağmen fasoncu konumundayız. Ülkemiz fasonculuktan ‘Teknik Müşavirlik Hizmetleri’ ile kurtarılabilir. Devletin Teknik Müşavirliklerine yurt dışı ofis ve tanıtımı gibi hizmetlerde destek vermesi gerekmektedir. Mevcut insan kaynağımız var, oyun kurucu biz olmalıyız diyerek sözlerini tamamladı” diyerek sözlerine son verdi.
