Şantiye görünümündeki ülkemiz ve özellikle İstanbul’da yüzlerce gayrimenkul projesi devam ederken… 2016 yılını; Hayal edemeyeceğimiz tüm gerçekler ile yüzleştiğimiz bir yıl olarak geride bırakmaya hazırlanıyoruz.
Müşterinin “KRAL" olacağı; yabancı ve yerli gayrimenkul talebinin azalabileceği, ikinci el gayrimenkul pazarının; projeler, bankacılık/finans sektörünün; gayrimenkul pazarı , projelerin; projeler ile yarışacağı bir yıla giriyoruz.
Böyle bir yılda ayakta kalanlar… uzun yıllar varlığını devam ettirebilecekler veya gayrimenkul tarihinde yerlerini alacaklardır. Bazı firmalar/projeler “başarıyı yakalarken“ bazıları ne yazık ki “sadece tecrübe“ kazanacaklardır.
Son yıllarda Gayrimenkul Piyasalarındaki canlılığın altında yatan en önemli etken “psikoloji“ dir. Ekonomilerin 90’lı yıllarda tanıştığı psikolojik etkenler ve insan psikololojisi Gayrimenkul sektörü satın alımlarında karar vericilerin üzerinde önemli etkiye sahiptir.
Ülkemizin içinde bulunduğu durum, çok kısa süre içinde aniden gerçekleşen döviz ve faiz oranlarındaki artışların, gayrimenkul sektörüne etkileri; talepde kısa süreli durgunluklar oluşturabilecektir.
İyi değil; mükemmel satıcıların yılı geliyor….
Başarıların tesadüflere değil; tecrübelere bağlı olduğu bir yıl yaşayacağız. Böyle bir yılda potansiyel müşteri profilini doğru yöneten, kapıdan içeriye giren her müşterinin değerini bilen, müşterisi ile birlikte satın alım koşulları oluşturabilen, sahaya inebilen kazanacaktır.
İmara Değil; İhtiyaca göre Üretim…
Başarılı projeler,ihtiyaçlara göre fark yaratan, kağıt üzerinde gözlerinizi kapattığınızda bittiğini, içinde yaşadığınızı hayal edebildiğiniz projelerdir. İstanbul’ un nitelikli konut açığı günümüzün bir gerçeğidir. Bununla birlikte, geliştirilmekte olan gayrimenkul projelerinin bazıları ticari kaygı ile ele alınmaktadır.
Önemli olan; projede satın aldığınız gayrimenkulün teslim sürecine kadar size kazandırdıkları değil, yerleşim döngüsü ile kazandıracaklarıdır.
Başarılı projeler bölgesel trend ve yerleşim/yaşam döngüsünde, öngörülen yaşam/yerleşim standartlarını sunabilen projelerdir. Projeleri, proje yapan sadece konutlar değil; bulunduğu bölge, projede ki, güvenlik, sosyal, sportif ve ticari alanlardır.
Bankacılık/Finans Sektörü Saha’da yerini almalıdır …
Piyasaya derinlik ve genişlik sağlamak isteyen gayrimenkul sektörü günümüzde;
- Katkı payları ile finans/bankacılık sektörü
- Dövize Bağlı kalemlerde inşaat
Maliyetlerinin yükünü üstlenmektedir.
“Peşinatsız / Vade farksız“ modellerde, öz sermaye ile projelerin geliştirilmesi sürdürülebilir değildir. Finans/Bankacılık sektörü 2017’ de parasal rekabetden pay almak yerine gayrimenkul projelerinin tarafı olmalıdır.
Projeler Arası Rekabetden; Bölgesel Rekabete odaklanılmalı, Belediyeler Yönlendirici Rol Üstlenmelidir …
Bu önerimin arkasında Proje geliştirici firmaları, proje geliştirdikleri bölgede ortak harekete “gayrimenkul platformu/çatısı altında birlikteliğe davet ediyorum., Bu birlikteliğin inşasında önemli rolü üstlenmek için belediyelere çağrıda bulunuyorum.Bu dönemlerde önemli olan Bölgelerin “ yerli ve yabancı “ talep yaratabilme kabiliyetleridir. Birlikte hareket; daha güçlü ses,uzun solukulu nefes demektir…
Başarıların paylaşılabildiği, birliktelik, dirlik, sağlık ve mutluluk içinde 2017 yılı geçirmenizi dilerim.
BİLGE ÖZDEMİR – CEO
REDAC ve EMLAKCHI REAL ESTATE CONSULTANT LTD.
