Dünya gazetesi köşe yazarlarından Abdurrahman Yıldırım, bugünkü köşesinde konut sektörüyle ilgili önemli bilgilerin bulunduğu bir yazı kaleme aldı.
İşte Yıldırım’ın, “Hızla yükselen dolar dururken konut ancak cansuyu ile alınır” başlıklı köşe yazısı;
Hafta sonu işlem yapılmadan geçen iki günde pozitif bir gelişme veya engelleyici bir gelişme olmayınca dolar haftanın ilk gününde yüzde 2.3 daha sıçradı. Gün içinde 4.5940’a kadar yükselen doların yıl sonuna göre artışı da yüzde 22.2’ye vardı. Dolar artıyorsa karşısında TL ile fiyatlanan ne varsa hepsinin değeri aynı ölçüde düşüyor demektir. Bu durum elbette matematiksel olarak aynen böyle çalışmaz. Çünkü bu dolardır, hem dış değeri oynaktır, hem de TL karşısındaki değeri. Bakarsın Merkez Bankası silahını bir çeker durum tersine döner.
– İşte doların bir günde yüzde 2, bir haftada yüzde 4, yıl sonuna göre yüzde 22.2 arttığı bir dönemde varlık satın almak, borç altına girmek, yatırım yapmak, konut almak zordur. Çünkü dövizin değeri artıyor. Karşısında TL ile fiyatlanan ne varsa değer kaybediyor.
– Konutlar da genellikle TL ile satılıyor. Dolar ile satılanların fiyatı önemli oranda geriledi zaten. Son olarak açıklanan Merkez Bankası verileri Türkiye’de konut fiyatlarındaki artışın yüzde 9.5 ile enflasyonun altında kaldığını gösteriyor. İstanbul’daki konut fiyatları ise yüzde 5.6 ile yıllık enflasyonun yarısı düzeyinde.
– Buna paralel konut satışları geriliyor. TÜİK verilerine göre nisan ayında konut satışları yüzde 9.9 geriledi. İpotekli konut satışlarında gerileme yüzde 35.6’ya vardı. Yılın 4 aylık döneminde ise konut satışlarındaki gerileme yüzde 7.6 ve ipotekli satışlardaki gerileme yüzde 30.4 düzeyinde gerçekleşti.
– İşte bu aşamada konut alımlarına hükümetin getirdiği vergi teşviki yanında satıcıların düzenlediği yüzde 20’lik indirim kampanyası ile kamu bankalarının öncülüğünde konut kredi faizlerinin aylık yüzde 1’in altına indirilmesi, sektör için tam bir cansuyu etkisi yapıyor.Yoksa hem seçim sürecinde hem dolar ile faizlerin hızla tırmandığı ve küresel konjonktürün aleyhimize döndüğü bir ortamda insanlar ancak zorunluluktan dolayı konut alır.
– Ancak kur, faiz ve enflasyondaki artış kalıcı olacaksa, orta ve uzun vadede konut fiyatlarının yeniden toparlanması beklenebilir.
– Eğer geçmiş dönemde yapılan hatalardan gerekli dersler çıkarılarak yeniden bir yapılanmaya gidilirse sektör bu zor dönemi fırsata çevirmiş olur. Arada geçecek zamanda ise konut borçları kısmen eritilir, konuta demografik gelişmenin sonucu talep artar ve fiyat kira oranları daha makul düzeye gelir. Soluksuz artmakta olan konut talebine şimdilik bir mola verilmiş gibi.