Bizde ‘bayram’ deyince yüzler hep güler, memleket insanı her bayramı güzelliklerle buluşmanın bir durağı bilir. İster milli olsun ister dini her bayramın kendine özgü bir tadı ve değeri vardır. 23 Nisan gelir çocuklar şenlenir, 29 Ekim gelir ay yıldızlı bayraklar dalgalanır, 30 Ağustos gelir gönüller Zafer aşkıyla dolar, her 15 Temmuz’da milli birlik beraberliğin gerekliliği hatırlanır, 19 Mayıs’ta bir milletin varoluş mücadelesinin ilk adımı hafızalarda yeniden yerini bulur. Ramazan ve kurban bayramları ise manevi iklimin birer ödülü olarak yılda birer defa kapımızı çalar.
Güzel insan Gürbüz Azak’ın dediği gibi, bu yıl da Ramazan bir kez daha en büyük ikramını sunarak veda etti bizlere. Adı ‘bayram’ olan bu ikrama hiç kimse değer biçemez.
Dünyayı sarsan, yüreklere korku salan virüse rağmen bayram hepimize bir kez daha “Buyurun, bende herkese yetecek kadar lezzet, tat, barış ve gülümseme” var diyor.
Bayrama kavuşmanın şükrünü bilenlere selam olsun… Her şeye rağmen bugünlerin sıradan olmadığını bilerek soluklananlara, kucaklaşmadan mahrum kaldığı halde dostlarını arayıp soranlara, geçmişlerine rahmet dileyenlere, yaşanan zorlukları birer musibet olarak görenlere ve yarınlardan umudunu kesmeyenlere bayram selamı olsun.
Şunu aklımızdan çıkarmayalım: Bayramları hayatın uğuru, güzel yaşamışlığın bir zaferi ve aynı durakta buluştuğumuz güç birliğinin simgesi olarak gördüğümüz andan itibaren hayat bizlere bir şeyler kazandırmaya başlayacaktır. Kim ne derse desin bayramla birlikte yeni başlangıçlara, en taze yarışlara birlikte başlıyoruz.
Sözün özü; Yaratanın biz kullarına sunduğu bayram gibi büyük ikramların farkına varalım ve her bayramın hakkını verelim. Her daim paylaştıkça çoğalan, bölüştükçe büyüyen nimetlerden biri olan bayramları kendimize yakışır şekilde kutlayalım. Pandemiye rağmen hayata küsmeden, daha kötüsünü yaşamamak için, sağlığımız için, bereket ve saadet için ve kainattaki her varlığın huzuru için dua edelim. Umudum o ki; her zorlu sınavın neticesi kutlayacağımız bayramla sonuçlansın. Bu vesileyle hepinizin bayramlar kadar sevilip, bayramlar gibi beklenmenizi diliyorum saygıdeğer okurlarım.
Mehmet Canıtatlı