Sektör temsilcileri inşaata elverişli alanların yüzde 70' i imara kapalı olduğu için Adana' da arsa fiyatlarının yüzde 100, daire fiyatlarının ise yüzde 50 arttığını belirtti…
Sık değiştirilen imar planları ve ulaşım master planının olmayışı nedeniyle şehircilik anlamında sıkıntı yaşanan Adana'da özellikle inşaat sektörü kırmızı alarm veriyor.
Adana'da uzun yıllardır yaşanan imar sorunları inşaat sektörünü durma noktasına getirdi. Adana Yapı Müteahhitleri Derneği (AYAMDER) Başkanı Murtaza Kılçık, şuan inşaat yapılabilen çok az bir bölgenin bulunduğunu ifade ederken, Adana'nın nüfusa göre orantılandığında inşaat yapım hızının diğer illere oranla çok geride kaldığını vurguladı. Kılçık, bunun nedeninin imar keşmekeşliği olduğunu aktarırken, yaklaşık 4 yıl önce belediye başkanının görevden alınmasıyla belediyede bir otorite boşluğu oluştuğunu ve imar planlarının yapılması ve uygulanmasında ilgili sıkıntılar yaşandığını kaydetti.
Adana'da inşaat yapılabilecek alanların yüzde 70'inin imara kapalı olduğuna dikkat çeken Kılçık, bu durumun arsa maliyetlerini artırdığını dile getirdi. Kılçık, "Adana'da 1.2 yoğunluklu bir arsanın metrekaresi bin liradan satılıyor. Bu rakam Adana için çok yüksek. İmar sıkıntısı yaşanmasa normal şartlarda bu arsaların metrekaresinin 500-600 TL civarında olması gerekiyor. Arsa fîyadannda yüzdelOO'lük bir artış söz konusu. Bu da daire fiyadanna yüzde 50 oranında yansıyor" dedi.
Daire fiyatlarının artmasının talep daralmasını da beraberinde getirdiğini vurgulayan Kılçık, "Konut talep edenlerin çoğu ucuz konut alabilecek portföyde ancak piyasa bundan çok uzak. Böylece müşteri portföyü de daralıyor" şeklinde konuştu. Adana Büyükşehir Belediyesi'ne bu noktada çok iş düştüğünü belirten Kılçık, yatırımcıların önünün açılması gerektiğinin altıını çizdi.
Binaların yarısından fazlası ruhsatsız
Adana'daki müteahhitlerin artık il dışında yatırım arayışına girdiğini dile getiren Kılçık, imar sorunu çözüldüğü takdirde Adana'daki inşaat sektörünün en az yüzde 100 büyüyeceğine dikkat çekti. Kılçık şöyle devam etti: "Biz yeni imar parselleri de oluşsun istemiyoruz. En azından daha önceki planlarda 25 binlik konut parseli olarak gösterilmiş ve imar adaları oluşturulmuş yerlerin yeniden açılmasını istiyoruz. Ayrıca şehir içinde dönüşüme muhtaç çok fazla alan var. Burada destekler artırılıp imkanlar sağlandığında inşaat yapılabilecek ciddi bir alan oluşacak." Kılçık, Adana'daki binaların da yarısından fazlasının ruhsatsız veya ruhsata aykırı olduğunu vurguladı.
Bakanlıktan yardımcı olacakları sözünü aldık
AYAMDER Başkanı Murtaza Kılçık, Adana'da kentsel dönüşüm için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğü, Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü ile görüştüklerini aktarırken, Adana'daki imar sorunlarını bildiklerini, kentsel dönüşüm olgereken bölgelerin imara kapalı olsa dahi Adana'ya yardımcı olacaklarının sözünü aldıklarını ifade etti. Bunun üzerine Adana'da emsal teşkil edecek bir plan uygulaması yaptıklarını ve bakanlığa gönderdiklerini kaydeden Kılçık, uygulamanın onay aşamasında olduğunu belirtti. Kılçık, proje onaylandığında Adana'da imara kapalı olan alanlarda da afet riskli binaların dönüşümü ve kentsel dönüşüm uygulamalarının gerçekleşti rilebileceğini anlattı.
Hak sahibine faiz desteği var ama inşaatı müteahhit yapıyor
Türkiye'de kentsel dönüşüm çalışmalarında oldukça yol alındığını dile getiren Kılçık, ancak düzenlemelerde bazı sıkıntılar olduğunu söyledi. Kılçık sözlerine şöyle devam etti: "Kentsel dönüşüm yapılacak evlerde ev sahibi veya kiracıya kira yardımı yapılıyor. Kira yardımı alınmazsa faiz desteği veriliyor. Bu noktada bazı açmazlar var. Faiz desteğini şuan hak sahibine yapılıyor ama inşaatı müteahhit yapıyor. Afet riskli parsellerde yapılan binalarda faiz desteği müteahhide verilirse bu süreç daha hızlı işleyecektir. Ev sahipleri inşaat yapacak kişiler değil çünkü. Ev sahipleri genelde kat karşılığı müteahhide veriyor. Binaların depremden korunması için afet riskli binaların yeniden yapılmasını tamamen destekliyoruz. En büyük sorumluluk kat sahiplerine düşüyor. Ev sahipleri genelde yenilenen evinin aynı metrajda olmasını istiyor. Ancak bu mümkün değil. Süreçte adil olunmak zorunda. Uygulanan yoğunluktan çıkmak mümkün değil. Yenilenen evde değer artışı oluyor. Ev sahipleri bu konuda reel analizi yapmak zorunda."
