İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) 18 Nisan 2012 tarihinde yılın ilk Ekonomi Toplantısı'nı "Kentsel Dönüşüm” başlığıyla gerçekleştirdi. İMSAD’ın, Türk ekonomisi ve inşaat sektöründeki son gelişmeleri değerlendirmek üzere düzenlediği toplantıda kentsel dönüşüm sürecinde inşaat malzemesi sanayisinin rolüne de değinildi
Toplam ihracatta payımız %13 oldu. Ülkemiz inşaat malzemeleri ihracatı yapan ülkeler arasında dünyada 7. Sırada… Sektörümüzün son beş yılda ortalama büyüme hızı yüzde 15’ler civarında. Sektörümüzde örneğin çimentoda, seramik sağlık gereçlerinde Avrupa’da 1. , demir-çelik ve gaz betonda 2., seramik, plastik profil, hazır betonda 3. Sıradayız. Artık ülkemiz inşaat malzemesinde dünyada rekabet edebilir bir kaliteye, güce ulaşmış durumda ve çeşitlilik, kalite, kapasitede de bölgemizdeki en güçlü oyuncuyuz.
Sektörümüzün bu stratejik gelişiminin iç pazarda da inşaat sektöründe büyük bir gelişim potansiyeli ve ihtiyacına sahip ülkemizde önemli bir rolü var. İMSAD olarak 2012 yılından beklentimiz %5-7 civarında bir sektörel büyüme. 2012 yılı sektörümüzü yakından ilgilendiren yeni stratejiler, eylem planları ve yasal düzenlemelerin açıklandığı ve uygulamaya alınması planlanan bir yıl. Şüphesiz planların uygulanmasında biz sektör örgütlerine de görevler düşecektir.”
İMSAD olarak ülkemizde başarılı bir ketsel dönüşüm süreci uygulamasını ve bu sürecin sorunlara çözüm getiren örnek bir uygulama olarak başarılı olabilmesini son derece önemsediklerini ifade eden Bilmaç kentsel dönüşüm sürecine yönelik şu açıklamayı yaptı: “Kentsel dönüşüm sürecinde inşaat malzemesi sanayisi olarak önemli bir rol üstleneceğiz. Ancak pek çok sektör örgütü ve STK gibi bizim de ilgili yasanın oluşum sürecine katkı koyabildiğimizi söyleyemem. Tek söyleyebildiğim Meclis’te müzakere edilen tam adıyla ‘Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’ isimli önemli bir kanun tasarısı olduğu ve bu tasarı ile ilgili basına yansıyan konuları takip ettiğimiz. Tasarıda yer alan Kanunun amacını ise bilmeyenler için kısaltarak tekrar etmek isterim: ‘Afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, yapı standartları ve güvenli yaşama çevrelerini oluşturmak için iyileştirme, tasfiye, yenilemeye dair her türlü işe ilişkin usul ve esasların belirlenmesi’ Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu’nun yürütmesi planlansa da kanun ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile TOKİ’nin önemli bir rol üstleneceğini görüyoruz.”
2011’in iyi bir şekilde kapandığını ancak 2012 için dikkatli olunması gerektiğini vurgulayan İMSAD Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Alkin, inşaat sektöründeki istihdamın arttığına dikkat çekti.
Alkin konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bina İnşaatı Sektörü İstihdam Endeksi yüzde 3,0 artarak 79,9’dan 82,3’e yükseldi. Türk ekonomi yönetimi, bu derece tempolu bir iç talep artışının ve Türk halkının bu derece hızlı ve bir anlamda ölçüsüz bir tüketim ve borçlanma temposuna yönelmiş olmasının, Türk ekonomisinin orta vadeli riskleri açısından sağlıklı olmadığının farkında. Bu nedenle, gerek fiyat istikrarı, yani enflasyon riski, gerekse de finansal istikrar, yani cari açık riski için, yani Türk halkını 2012 yılı ve kısmen 2013 yılında daha tasarruflu olmaya teşvik etmek için, yurtiçi piyasayı bir miktar soğutmak, temposunu yavaşlatmak gerekiyor.
Bu durumda, Türk sanayisi, Türk KOBİ’leri için bir kez daha ihracata yüklenmenin önem kazandığı bir sürece giriyoruz. Bu temel gerçeğin ışığında, Türk iş dünyası da ihracat hacminin gerilememesi, artışını sürdürmesi için tarihi bir mücadele ortaya koyuyor. Yılın ilk iki ayında ortalama yüzde 10 artışla giden ihracat hacmi, mart ayında kısmen hız keserek yüzde 8’lik bir artışla devam ediyor. İlk üç aylık ortalama yüzde 9 gibi. Üstelik, bu Avrupa Birliği ülkelerine yapılan ihracatın yılın ilk 3 ayında gerilediği bir ortamda gerçekleşiyor.”
Toplantıda konuşma yapan Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı İstanbul Emlak Dairesi Başkanı Ali Seydi Karaoğlu; TOKİ’nin uluslararası arenada da bilinilirliği ve güvenilirliğinin gün geçtikçe arttığını vurguladı. Karaoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “ülkemizin dünyada meydana gelen doğal afetlerden etkilenen muhtelif ülkelere yaptığı yardımlar çerçevesinde, halkımızdan toplanan bağışlarla, bu ülkelerde konut ve altyapı gibi muhtelif uygulamalar hayata geçirilmektedir. Bilindiği üzere TOKİ konut uygulamaların yanı sıra, kendi konut projeleri çerçevesinde yaptığı okul ve sağlık tesislerinin yanısıra, Bakanlıklar, kamu kuruluşları ve ilgili diğer proje ortakları ile yapılan protokoller kapsamında, ihtiyaç bölgelerinde sağlık, eğitim, güvenlik, spor tesisleri, sevgi evleri ve yurtlar gibi birçok sosyal amaçlı tesisin yapımını da üstlenmektedir. Bu kapsamda örneğin, İstanbul-Seyrantepe’de 2016 UEFA kriterlerine uygun yaklaşık 53 bin seyirci kapasiteli spor kompleksini tamamlayan İdaremiz 14 ilde toplam 14 stadyumu daha yapım programına almış, Türk futboluna ve sporuna kazandırmış olacaktır.”