PwC ve Urban Land Institute (ULI) işbirliği ile hazırlanan Gayrimenkulde Gelişen Trendler 2016 Avrupa Raporu bugün açıklandı.Toplantıya PWC Gayrimenkul Sektör Liderİ Ersun Bayraktaroğlu'nun raporu açılamasıyla başlandı. Ardından moderatörlüğünü Soyak Holding CEO’su Emre Çamlıbel’in yaptığı oturumda inşaat sektörünün üç önemli dernek başkanları konuştu.
PwC ve ULI'nin Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2016 Raporu’na göre İstanbul, Avrupa’da yatırımcıların en çok ilgi gösterdiği 14’üncü pazar olarak öne çıkıyor.
Yabancı yatırımcılar geçen yıl 20’nci sırada yer alan İstanbul’un seçimle geçen 2015 yılı ve Orta Doğu’daki çatışmalar gibi nedenlerle hala olması gerekenden geride kaldığını, gelecek yıllarda daha yüksek bir sıçrama beklediklerini söylüyor.
Araştırma sonuçlarına göre günümüzde yatırımcılar ülkelerden ziyade şehir ve varlıklara odaklanıyor. Ayrıca hızlı şehirleşme ve demografik değişimlerle birlikte öne çıkan sağlık, otel, öğrenci konutları ve veri merkezleri gibi alternatif, operasyonel sektörlere yönelik ilgi artıyor. Alternatif sektörlere yatırım yapabileceğini söyleyen katılımcıların oranı geçen yıl yüzde 28 iken bu yıl yüzde 41’e yükseldi. Teknolojideki ilerlemeler ve ekonomik koşullardaki iyileşmeden yararlanan cadde perakendeciliği ve lojistik sektörlerinin de 2016 yılında iyi bir performans sergilemesi bekleniyor.
Bu gelişmelerle birlikte Avrupa gayrimenkul sektörü, pazara sermaye akışı konusunda 2015’ten daha az umutlu. 2015 yılında katılımcıların yüzde 71’i yeniden finansman ya da yeni yatırımlar için özsermaye miktarının artacağını söylerken, bu yıl bu oran yüzde 55 olarak gerçekleşti.
Gayrimenkulde Gelişen Trendler 2016 Avrupa Raporu PDF
Raporun çıklanmasının ardından moderatörlüğünü Soyak Holding CEO’su Emre Çamlıbel’in yaptığı oturumda inşaat sektörünün üç önemli dernek başkanları konuştu. GYODER Başkanı Aziz Torun, İNDER Başkanı Nazmi Durbakayım ve KONUTDER Başkanı Ömer Faruk Çelik açıklanan raporun sonuçları çerçevesinde sektörü değerlendirdi.
Aziz Torun “Londra ve Paris’le yarışacağız”
Torun konuşmasında, “Türkiye’nin bulunduğu nokta itibariyle Avrupa ülkeleriyle mukayese edilmeliyiz. Onlarla yarışmalıyız ve eksiklerimizi tamamlamalıyız. Müşterilerimiz gelecekte yabancılara satarken bizi neyle kıyaslayacaklar? Ortadoğu ve benzer ülkeler hatta Avrupalılar gelip Türkiye’den gayrimenkul alsınlar derken mukayese edilecek olan İspanya ve İstanbul için Londra’yı Paris’i buraları mukayese ederek buralardan müşteri alarak onlarla yarışacağız demektir.” Dedi.
Ömer Faruk Çelik “Küresel hareket etmeliyiz”
Çelik Zirve’de, “Londra’yı gidip gördüm. Oradaki dinamiklerle bizdeki dinamiklerin farklı olduğunu düşünüyorum. Oyuncular Londra’da İngilizler, Almanya’da Almanlar değil. Orada küresel tüm şirketler, oyuncular var. Eğer küresel oyuncularla birlikte hareket edebiliyorsak, o zaman İstanbul’u bu ligin içine alıp buradan da bir şeyler konuşabiliriz.” diye konuştu.
Nazmi Durbakayım “İnşaat sektörünü gemiye benzetiyorum”
Durbakayım sektörü şu sözlerle değerlendirdi: “Sektörümüzün Türkiye’deki gelişimi açısından karlılık yüzde 20 oranında. Sektörü canlı tutabilmek için birtakım etkenlerden rahatsız olmaması için yapımcı firmaların hepsi kardan fedakarlık etti. Mal temininde iyi fiyata almadan önce karından fedakarlık etti. Bugün liste fiyatının yüzde 60 altında alınan emtia var. Dolayısıyla biz mal almasını yeni öğrendik. Bugün inşaatçıların kar marjı yüzde 10 çok iyi bir rakam. Ama bizim gözümüz KDV’lerde. Biz KDV iadelerine kar olarak bakıyoruz. 2 milyon istihdam yaratıyoruz. Diğer sektörlerde istihdam sayısı düşerken inşaat sektöründe artıyor. Bizim amacımız sektörü canlı tutmak. Sektörü bir gemiye benzetiyorum. Gemiyi hareketlendirmek için çok çaba harcarsınız. Çok ağır kalkar ondan sonra da durdurabilirsiniz. Ama inşaat sektörü durduğu anda Türkiye bunun altından kalkamaz.” diye belirtti.
Ulaşım şart!
Çamlıbel’in “Başbakan olsaydınız ilk icraat olarak ne yapardınız?” sorusuna Durbakayım ve Torun şu cevapları verdiler:
Durbakayım “İstanbul’un nüfusunu durdururdum. İstanbul’da belli ana damarlarının rahat çalışabilmesi için uydu yerleşimlerle bu bağlantıları şehre raylı sistemin dışında bağlamazdım. Çünkü motorlu araçlarla merkeze gelinmediği takdirde olmuyor. Zaten Avrupa ülkelerine baktığımız takdirde arabasını bırakıp metro istasyonuna yani toplu taşımayı kullanıyorlar. Bizim de kendimize hedef koyup bunu yapmamız gerekiyor. Türkiye’de çok büyük hedeflere çok kısa zamanda ulaşabiliyoruz. 1 senede bunu yapabilirdim. Dar gelirli illa ki İstanbul’da ev sahibi olacak diye bir şey yok. Dar gelirliye devlet teşvikiyle kirada oturabilme imkanı sunardım.” derken, Torun’un cevabı ise “Kentsel dönüşüm diye konuşulan şeyin aslında içini doldurmuyoruz. Kentsel değişim, dönüşüm ve yenileşme ile daha nitelikli arazi ve daha sağlıklı ulaşım imkanlarının olacağı bölgeelr geliştirmemiz lazım. Genel olarak şehrin ulaşım imkanlarının daha iyi seviyelerde olması için çalışmalar yapardım.” yönünde oldu.
Ayşe Özlem KURUCA/Emlakdream.com