Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) tarafından, önümüzdeki süreçte döviz ve faizdeki artış başta olmak üzere çeşitli nedenlerin inşaat sektörünün kısa-orta vadede daha da baskılayacağını belirtildi.
Döviz ve faizdeki artışa paralel bir de ABD tarafından gelen ambargo haberleri şirketleri zora sokmaya başladı.
Türkiye Müteahhitler Birliği tarafından açıklanan “İnşaat Sektörü Temmuz 2018 Analizi”ne göre, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte ekonomi yönetiminin tek elde toplanmasının memnuniyet yarattı.
İnşaat sektörünün yapısal olarak ekonomideki gelişmelere çarpan etkisiyle tepki verdiği belirtilen raporda, “Yeni dönemde ekonomik programda uygulanmasının elzem olduğu değerlendirilen mali ve parasal sıkılaştırma tedbirlerinin, yavaşlama sinyalleri veren inşaat faaliyetlerini kısa-orta vadede daha da baskılayacağı değerlendirilmektedir. Kısa vadeli sonuçları ne olursa olsun, etkin bir ekonomik reform programının uygulamaya konulması, orta-uzun vadede genel ekonomiyle birlikte inşaat sektöründe de sürdürülebilir büyümeyi destekleyecek; hem altyapı yatırımlarının sürekliliği hem de uluslararası finansman boyutu açısından fayda sağlayacaktır.” denildi.
“Döviz ve faize karşı sektör desteklenmeli”
Sektör beklentilerindeki iyileşmenin sınırlı olduğuna dikkat çekilen değerlendirmede, döviz ve faiz eğilimine karşı sektörün desteklenmeye devam edilmesi gerektiği aktarıldı.
Büyük kamu yatırımlarının ise sektörü desteklemeye devam edeceği belirtilen analizde, şunlara yer verildi:
“İnşaatı devam eden 3. Havalimanı, Çanakkale Köprüsü gibi projelerin tümü; ayrıca birçok ilde açılışı yapılan entegre sağlık yerleşkeleri, kamu-özel iş birliği modeli ile Türkiye Müteahhitler Birliği üyeleri tarafından hayata geçirilmektedir. Öte yandan, yüksek finansman gereksinimi bulunan altyapı projelerinin seyri açısından piyasa koşulları önem taşımaktadır.
Önümüzdeki dönemde, belirgin düzeyde artış ivmesi kazanan enerji fiyatları Suudi Arabistan, Cezayir, Türkmenistan gibi Türk müteahhitlik firmalarının referanslarının güçlü olduğu pazarlardaki yatırım ortamı ve finansman koşullarına olumlu yansıyabilecektir. Rusya ile ilişkilerimizdeki normalleşmenin yanı sıra, Sahra Altı Afrika başta olmak üzere potansiyel pazarlardaki fırsatlar da gözönüne alındığında, 2018’de yurtdışında üstlenilen yeni proje bedelinin yeniden 20 milyar dolar bandına ulaşabileceği değerlendirilmekte”