Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), günümüz iş modellerini etkileyen yeni çevreci yaklaşımlar konusunda farkındalığını arttırmak amacıyla “Hazır Beton Yaşam Döngüsü Rehberi” hazırladı.
THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, Bu rehberin inşaat sektörü ve inşaat malzemeleri alanında yaşam döngüsünü değerlendiren ve sektörün durumunu veriler ile gösteren ilk rehber olduğunu vurgulayarak “Hazır Beton Yaşam Döngüsü Rehberi, sadece hazır beton sektörü ve paydaşları için değil, yaşam döngüsü hakkında bilgi almak isteyen tüm kişi ve kurumlar için de örnek bir rehber niteliği taşıyor.” dedi.
Günümüz doğrusal ekonomi modeli “al-kullan-at” prensibi ile çok miktarda atık oluşmasına neden olmakla beraber doğal kaynaklarının hızlı bir şekilde tüketilmesine, çevresel bozulmaya, iklim değişikliğine, enerji ve ham madde tedarikinde sorunların artmasına yol açmaktadır. Artan nüfus ve bu artışın doğurduğu ihtiyaçlar doğrusal ekonomi modelinde ekonomik, sosyal ve çevresel risklerin giderek artmasına da neden olmaktadır.
Döngüsel ekonomi ise bir ürünün veya hizmetin yaşam döngüsü bittiğinde dahi ekonominin içinde kalmasını sağlayarak kaynak verimli ve düşük karbonlu sürdürülebilir bir büyümeyi gerçekleştirmesini amaçlar. Bir ürünün döngü içinde tekrar kullanılmasının temelinde daha verimli süreçlerin oluşturulması, atıkların azaltılması, tekrar üretme ve geri dönüşüm bulunmaktadır.
Birleşmiş Milletler; küresel olarak önümüzdeki 40 yıl içinde 230 milyar m2lik yeni bir alan inşa edileceğini ve dünyadaki binaların mevcut taban alanının iki katına çıkacağını tahmin etmektedir. Bu artışın büyük çoğunluğu Afrika ve Asya’da olacaktır, ancak 2060 yılına kadar 25 milyar m2 yeni inşaat alanı eklenecek olan Avrupa’da da hâlâ önemli bir büyüme beklenmektedir. Günümüzde pratik bir alternatifi olmayan beton, yeni bina ve altyapı talebini karşılamada önemli bir rol oynamaktadır ve oynamaya da devam edecektir.
Beton çevresel etkiyi azaltma potansiyeli yüksek bir yapı malzemesi hâline geliyor
Son yirmi yılda beton sektöründeki mevcut gelişmeler, üretim teknolojisi ve beton yapıların gelişimi teknik parametrelerde ve ilgili çevresel etkilerde performans değişikliğine yol açmıştır. Karışım optimizasyonu sayesinde beton; dayanım, mekanik performans, dayanıklılık ve aşırı yüklere karşı direnç açısından önemli ölçüde daha iyi özelliklere sahip olmuştur. Beton giderek çevresel etkiyi azaltma potansiyeli yüksek bir yapı malzemesi hâline gelmektedir.
Betonun teknik ve teknolojik nitelikleri, tüm yaşam döngüsü boyunca yapı sürdürülebilirliğinin birçok yönü üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Sürdürülebilirliğin (çevresel ve ekonomik) tüm önemli ve ilgili yönleri dikkate alınarak performans değerlendirilmesinde bütünsel bir yaklaşım gerekmektedir.
Bu doğrultuda çalışmalar yürüten Türkiye Hazır Beton Birliği, hazır beton sektörünün ve paydaşlarının döngüsel ekonomi, yaşam döngüsü analizi, yaşam döngüsü maliyeti, çevresel ürün beyanı başta olmak üzere günümüz iş modellerini etkileyen yeni çevreci yaklaşımlar konusunda farkındalığını arttırmak amacıyla “Hazır Beton Yaşam Döngüsü Rehberi” hazırladı. Rehberin birinci bölümünde yaşam döngüsü analizi, envanteri ve maliyeti gibi konular genel olarak açıklandı ve beton özeline girilmeden yeşil bina sertifikasyonu, gömülü karbon ve çevresel ürün beyanı gibi önemli başlıklar detaylıca işlendi. Rehberin ikinci bölümünde hazır beton sektörü irdelenirken Rehberin son bölümünde ise konu ile ilgili önemli terimlerin detaylıca açıklamaları yapıldı.
Rehberin en önemli kısmı, kapsamlı bir sektör araştırması sonucu elde edilen veriler kullanılarak hesaplanan betonun çevresel performansı oldu. Araştırma kapsamında ülkemizdeki hazır betonun ortalama karbon ayak izini (gömülü karbon) hesaplamak için dayanım sınıfı bazında ortalama beton reçetelerinin tespit edilmesi amaçlandı. Ayrıca, çalışma kapsamında sektörün yakıt ve elektrik tüketimi ile ham madde kaynaklarının ortalama mesafeleri de araştırıldı ve bu veriler kullanılarak hesaplamalar yapıldı. Yapılan araştırmaya katılan üreticilerin toplam üretimi Türkiye hazır beton üretiminin %25’ini oluşturmaktadır. Bu oran güvenilir temsil için yeterli görüldü. Türkiye hazır beton sektörü tarafından üretilen ürünlerin içerikleri ve üretim oranları dikkate alınarak geneli temsil eden “ortalama bir ürün” tespit edildi. Bu temsili ürünün beşikten kapıya yani ham maddelerin çıkarılması, işlenmesi, nakliyesi ve ürünün üretilmesine kadar olan süreçteki karbon ayak izi 310 kg CO2 eq/m3 olarak hesaplandı. Çalışma kapsamındaki en düşük dayanım sınıfı olan C25/30 betonunda bu değerin 285 kg CO2 eq/m3 iken en yüksek dayanım sınıfı olan C45/55 betonunda 396 kg CO2 eq/m3 olduğu görüldü.
Sürdürülebilirliğe gündemimizde öncelikli olarak yer veriyoruz
THBB’nin Hazır Beton Yaşam Döngüsü Rehberi hazırlamasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Beton, dünyada en çok kullanılan insan yapımı malzemedir. Dolayısıyla betonun sürdürülebilir olması geleceğimiz için önemlidir. Bu nedenle sürdürülebilirliğe gündemimizde öncelikli olarak yer veriyoruz. 2017 yılından bu yana üyesi ve Bölgesel Sistem Operatörü olduğumuz İsviçre merkezli Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (CSC) ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. CSC’nin Belgelendirme Kuruluşu olan THBB Kalite Güvence Sistemi de ülkemizde ve bölgemizdeki beton ve çimento tesislerini denetleyerek uluslararası sürdürülebilirlik belgelendirme faaliyetlerine devam etmektedir.” dedi.
Hazır Beton Yaşam Döngüsü Rehberi bir referans kaynak olacak
Günümüz iş modellerini etkileyen yeni çevreci yaklaşımlar konusunda hazır beton sektörünün ve paydaşlarının farkındalığını arttırmak amacıyla Hazır Beton Yaşam Döngüsü Rehberi hazırladıklarını ifade eden Yavuz Işık, “Bu rehber, inşaat sektörü ve inşaat malzemeleri alanında yaşam döngüsünü değerlendiren ve sektörün durumunu veriler ile gösteren ilk rehber oldu. Rehberimiz sadece hazır beton sektörü ve paydaşları için değil, yaşam döngüsü hakkında bilgi almak isteyen tüm kişi ve kurumlar için de örnek bir rehber niteliği taşıyor. Rehberin üniversitelerin inşaat mühendisliği bölümlerinin ötesinde, mimarlık ve çevre mühendisliği bölümlerinde de birçok akademisyen ve bu konuda çalışacak öğrenci için bir referans kaynak olacağını öngörüyoruz.” dedi.