23 Kasım 2024 Cumartesi
Ana SayfaSektörden Haberlerİran ambargonun kalkmasıyla inşaat sektörüne önemli fırsatlar sunacak

İran ambargonun kalkmasıyla inşaat sektörüne önemli fırsatlar sunacak

İran ile Batılı devletler arasında Avusturya’nın başkenti Viyana’da gerçekleştirilen nükleer müzakerelerde anlaşma sağlandı. Anlaşmaya göre, İran'ın nükleer programını kısıtlaması karşılığında Tahran'a uygulanan yaptırımlar hafifletilecek. İranlı yatırımcılar da araştırmaya gelmeye başladı. Yaptırımlar bir takvim içinde adım adım kalkacak. Politik süreçlerin altı ila dokuz ay sürecek. Arkasından finansal işlemler, yatırım kısıtları, enerji ithalatına ilişkin yaptırımlar kalkacak. İran ekonomisinin hızlı büyüyeceği, 18 ay sonra GSYH büyümesinin yüzde 8’e ulaşabileceğine ilişkin tahminler var. 80 milyon nüfusu, 400 milyar dolarlık ekonomisi ve bu hızlı büyüme sektörlerin ilgisini çekiyor. İnşaat, enerji, kimya, gıda ve otomotivde işbirlikleri bekleniyor. Gelişmeler en başta bankacılık sektörüne yarayacak. Çimento, mermer gibi birkaçı hariç, tüm sektörler olumlu beklenti içinde. Çimento ve mermerde ise enerji maliyeti dezavantajı var. İran arasında ambargonun kaldırılmasına yönelik anlaşmaya varılmasının ardından inşaat sektörünün önemli oyuncuları ve sivil toplum kuruluşları DÜNYA İnşaat Dergisi'ne konuya ilişkin açıklamalarda bulundular. 

DEİK Türkiye-İran İş Konseyi Başkanı Rıza Eser, “Ambargodan çok önce İran'la ilişkilerimizi iyi götürdük. Biz hazırız. Umarım en iyi payı biz alırız. Enerji, kimya, gıda ve otomotivde işbirliği bekliyoruz. Türk müteşebbisleri olarak İran’a yatırımlarımız devam ediyor. Ticaretimiz artıyor. Otellerle ilgili çalışmalar var. Konutlarla ilgili çalışmalar da sürüyor. Kimya, demir-çelik, gıdada yatırımlar da oldu. Uzun yıllardır kalmış projeler de devam edecek. İranlılar ambargo zamanındaki desteğimizi unutmuyor. Öncelik Türkiye’nin diye yazılı ve şifahi söylediler. Umarım sözlerini tutarlar. Her iki ülke komşu. Herşey muhtemelen yüksek düzeyde devam edecektir” dedi. 
Kuzu Grup Yönetim Kurulu Üyesi Özen Kuzu
'Dunyadaki yatırımcıların önceliği İran olacaktır'

Kuzu, “İran'a karşı Batılı devletlerin uyguladığı ekonomik yaptırımlarda uzlaşmaya varılması ve bu ambargoların geçtiğimiz gün resmen son bulması bütün dünyada olumlu karşılanmaktadır. İran'ın birçok farklı sektörde büyük bir potansiyel taşıdığını vurgulamak isterim. Özellikle belli bir güce kavuşmuş olan Türk gayrimenkul sektörü de İran'ın dünya pazarlarına entegrasyonu ile birlikte bizler için de büyük bir potansiyel taşımaktadır. Gelecek birkaç yılda İran'a yabancı yatırımcıların yoğun ilgi göstereceği ve İran'da bu rakamın birkaç yıl içerisinde 50 milyar dolara yakın olacağının açıklanması ile birlikte dünyanın farklı ülkelerinden yatırımcıların önceliği İran olacaktır. Dünya ekonomisi ile entegre olmuş bir İran'ın zenginleşeceği ve bunun da İran toplumunda bir karşılık bulacağı çok açıktır. Bu nedenle zenginleşen dünya ile bütünleşen ve yabancı yatırımcıların sıraya gireceği İran'da bizim sektörümüz de istediği pazarı alabilecek güçtedir.

Kuzu Grup olarak hükümetimizin de desteğiyle 2011 yılından itibaren İran konut sektöründe büyük çapta projeler inşa etmekteyiz. İran'ın başkenti Tahran'daki 100 bin konutluk Mesken Meher projesinin ihalesini uluslararası rakiplerimizi geride bırakarak tek başımıza kazandık ve bu dev projenin inşaatını sorunsuz bir şekilde sürdürüyoruz. İran Parand'da hayata geçirdiğimiz 20 bin konutu sahiplerine teslim ettik. Burada yaşam başlamış durumda. Pardis'in 37 bin konutluk inşaatına ise devam ediyoruz. Bu proje, dünyada ‘tek kontratla yapılan en büyük konut projesi' olarak öne çıkmaktadır.  Yaptırımların kalkmasıyla bu durum bizim gibi İran'da iş yapan şirketlerin elini daha kuvvetlendireceği gibi, İran pazarına girmek isteyen Türk şirketleri için de büyük fırsatlar sunmaya başlayacaktır” diye konuştu.

Uğur Dumankaya: 
“İran gelişime ve yatırım yapmaya çok açık bir pazar”
 

Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Dumankaya da, “İran’a yapılan mevcut uygulamaların hafifletilmesi ile birlikte bölge olabildiğince hareketlenecek. Coğrafyamızdaki ticarette artış gösterecek. Yeni oluşacak konjonktürde Türkiye olarak bölgemizde oluşacak yeni ticaret pastasından olabildiğince büyük paylar alabilmeliyiz” dedi. İran’ın küresel oyuna dahil olma sürecinin inşaat sektörüne yapacağı katkılara da değinen Dumankaya, “İran’da yatırım yapma ve yakın coğrafyalarda var olma potansiyeli bulunan önemli bir sermaye ve tüketici-yatırımcı kitlesi bulunuyor. Önümüzdeki günlerde, yabancı satışlar konusunda İran’ın dâhil olmasıyla sektörde önemli bir hareketlenme olacağı kanaatindeyim. Buradaki firmaların da İran’a gitmesi ve yatırım yapması gibi durumlar da yakın gelecekte gündeme gelecektir. Bu noktada İran gelişime ve yatırım yapmaya çok açık bir pazar. Gayrimenkul sektörü yabancı satışlarının önemli bir kısmını Körfez ülkelerine yapıyordu. İran’ın devreye girmesi ile bu konudaki tüm dinamikler olumlu yönde değişecek ve dönüşecek. Hitap ettiğimiz yelpaze ve coğrafya genişliyor. Bu gelişmeden sonra, Türkiye olarak; sosyal, kültürel, tarihi bağlarımız ve benzerliklerimiz olan İran ile önemli bir değer üreteceğimize ve ülke olarak maksimum fayda sağlayacağımıza inanıyorum” diye konuştu. 
Rahmi Çuhacı: 
“Ambargonun kaldırılması inşaat sektöründe dengeleri sarsabilir” 

Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Başkanı Rahmi Çuhacı ise, küresel siyaset ve ekonomi açısından kritik bir öneme sahip olan anlaşmanın, Türkiye için ekonomik açıdan kazanımları olacağına işaret etti. Yaptırımlar nedeniyle ağır darbe yiyen ihracat faaliyetlerinin yeniden yükselişe geçeceğini beklediklerini ifade eden Çuhacı, “Türkiye ve İran arasında nisan ayı başında ticaret, eğitim, sağlık, çevre, aile ve sosyal politikalar konularında imzalanan sekiz anlaşmanın da etkisiyle, iki ülke arasındaki ticaret hacminin ve işbirliğinin artacağını düşünüyoruz. Özellikle dış ticaret faaliyetlerinde başı çeken altın, ilaç, tütün mamülleri, kağıt ve plastik ürün ihracatında yükseliş bekliyoruz. Ancak Türkiye’nin ihracat yaptığı geleneksel pazarlardan olan inşaat ve inşaat malzemeleri sektörlerinde kayıplar yaşanabilir. Bu noktada hükümetimizi önlem almaya davet ediyoruz” diye konuştu. 

Bu gelişmenin, Türkiye açısından olumlu yönleri olacağı dile getiren Çuhacı, uzun bir döneme dayalı ambargo süreci sonrasında İran'ın toparlanma sürecinde, Türkiye'ye yeni iş imkanları ve ihracat bağlantılarının söz konusu olacağını söyledi. Çuhacı, “Bu durum, İran'ın bu coğrafyada, Türkiye'den sonra en üretken, en sanayiye zaman ve para ayırmış, yatırım yapmış ülke olduğunu dikkate aldığımızda, aynı zamanda, birkaç yıl içinde bölgede önemli bir rakibimiz olma konumunu da beraberinde getirecek. Nitekim, son dönemde, başta çimento olmak üzere, kimi inşaat malzemelerinde, Mısır ve Irak gibi yakın pazarlarda İran lehine kayıplarımız oldu. Ambargonun tümüyle kaldırılmasıyla İran, ihracat yaptığımız inşaat ve inşaat malzemeleri gibi geleneksel pazarlarda Türkiye için önemli rakip olarak dış ticaret dengemizde kayıplar yaratabilir. Bunu göz ardı edemeyiz. Bu noktada hükümetimizin üç yönde önlem alması faydalı olacaktır. Bunlardan ilki İran’dan ve diğer ülkelerden çimento ithalatlarında fiyat oluşumlarına (damping) hassas olmalı, kalite standartlarını iyi denetlemeli ve kayıt dışılığa izin vermemelidir. İkincisi özellikle kamu altyapı yatırımlarını ve inşaat sektörünü yeniden canlandırarak çimento talebini desteklemelidir. Üçüncü olarak çimento fabrikalarının karşılaştığı yüksek enerji, çevre, atık maliyetlerini düşürmeli, firmaların enerji verimliliği alanındaki projelerini özendirmeli ve teşvik etmelidir” dedi. 
Yavuz Eroğlu: 
“Hammadde fiyatı düşecek bilançolar olumlu etkilenecek”
 

Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu da, “Anlaşmanın etkisiyle petrol ve dolayısıyla petrokimyasal ürünlerin fiyatının düşmesi plastik firmalarımızın bilançolarını olumlu etkileyecek. İran petrol ve doğalgazda dünyanın en önemli kaynaklarına sahip. Petrolde dünyanın dördüncü, doğalgazda en büyük rezervlerine sahip. Petrokimya alanında da 55 milyon tonluk bir kapasiteye sahip. Türkiye’nin toplam petrokimyasal mamul üretim kapasitesi yurtiçi talebin sadece yüzde 15’ini karşılayabiliyorken; İran’ın kendi iç piyasasından aldığı talep sadece 9 milyon ton. Bu nedenle petrokimya üretiminin minimum 46 milyon tonluk bölümünü ihraç etmek zorunda. Dolayısıyla komşumuz İran ile Türkiye’nin ihtiyaçları birbirini tam destekler ve tamamlar durumda” dedi. 

Namık Ekinci: 
“Türk çelik sektörü İran pazarını yeniden kazanmayı hedefliyor”
 

Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci de, “İran önemli bir ticaret ortağımız olup, özellikle 1980’li yıllarda Türkiye ihracatının gelişmesine önemli katkılar sağlamıştır. Birçok sektörde olduğu gibi Türk çelik sektörü açısından da İran önemli bir pazar konumundadır. Ancak ABD ve AB ülkelerinin İran’a karşı uyguladığı ambargo koşullarının özellikle son üç yıldır ağırlaşması, maalesef sektörümüz ihracatını da olumsuz yönde etkiledi. Son beş yılda İran’a gerçekleştirdiğimiz çelik ihracatı rakamlarına baktığımızda bu durumu net olarak görebiliyoruz. 2009 yılında 433 bin ton olan ihracatımız 2010’da 1 milyon ton seviyesine geldi. 2011 yılında 623 bin tona gerilemesine rağmen 2012 yılında tekrar büyük bir artış gösterip 940 bin tona çıktı. Ancak ambargo koşullarının ağırlaşması ile birlikte İran’a çelik ihracatımızda da sert düşüşler yaşadık. 2013 yılında 195 bin ton, 2014 yılında ise 166 bin tona kadar gerileyen ihracatımız; 2015 yılının ilk altı aylık döneminde de geçen yılın aynı dönemine oranla yaklaşık yüzde 40 geriledi ve 51 bin ton civarında kaldı” açıklamasında bulundu. 

İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ve Almanya (P5+1) arasındaki yaklaşık 10 yıldır devam eden nükleer müzakerelerde uzlaşmaya varılmasının gerek dünya ticareti gerekse ülkemiz ve çelik sektörü ticareti açısından olumlu sonuçlar doğuracağını vurgulayan Ekinci, sözlerine şöyle devam etti: “Aslında İran’la Türkiye’nin sanayileri neredeyse aynı ürünler üzerine kuruludur. Ayrıca İran, ilk bakışta önemli bir çelik ithalatçısı olarak görülse bile ilerleyen yıllarda güçlü bir ihracatçı ülke olup ciddi bir rakibimiz olma ihtimali de yüksektir. Buna rağmen, ambargonun kalkması ile Türk çelik sektörü olarak İran pazarında yeniden söz sahibi olup çelik ihracatımızı artırmayı hedefliyoruz.” 

Ali Kahyaoğlu: 
“İran ucuz enerji ve işçilikle pazarımızı elimizden alabilir”
 

İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Başkanı Ali Kahyaoğlu da, mermerde büyük bir tehlikenin beklediğini kaydederek, “Zengin mermer yataklarına sahip olan İran, ucuz enerji avantajıyla ihracatta Türkiye’nin ciddi rakibi olacak. Sektör desteklenmezse birçok ocak kapanacak. Türkiye ekonomisi ve birçok sektör açısından sevindirici karşılanan bu gelişme maalesef mermer sektörü açısından bir kabusa dönüşebilir. Çünkü İran da bizim gibi çok zengin mermer yataklarına sahip. Belki teknolojileri eski, ambargo nedeniyle satamadıkları için üretimleri gelişmemiş olabilir. Ancak petrol zengini olmaları nedeniyle onlarda enerji fiyatları çok ucuz. Enerjinin maliyeteler içinde büyük pay aldığı bizim sektörde onlarla rekabet etmemiz imkansız. Bu şartlarda İran’la dünya pazarlarında rekabet edemeyiz. Bizde enerji maliyetleri çok yüksek. Sektörümüzün mazot desteği kapsamına alınması gerekir” diye konuştu. 

Murat Akyüz: 
“Bazı gruplarda ihracat artacak, hammadde fiyatları düşecek”
 

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Murat Akyüz de, ambargonun kalkmasının kimyada önemli gelişmeler yaratacağını söyledi. Kimyanın kozmetik, plastikler ve mamulleri, eczacılık ürünleri, boya, organik kimyasallar gibi en önemli alt gruplarının ihracatında İran'ın ciddi bir öneme sahip olduğunu aktaran Akyüz, “Bu sektörlerin ihracatında artış yaşanacağına inanıyoruz. Petrol ve petrokimyasal ürünlerin fiyatlarının düşmesi özellikle hammaddesini bu ürünlerin oluşturduğu sektörleri olumlu etkileyecek. İran’la petrokimyasal hammadde ticaretimize hız kazandıracak ve İran’ı genel ihracatımızda daha üst sıralara taşıyacak. İran ve Türkiye tarife dışı engellerden uzaklaşarak ticaret artırıcı çabalar içinde olmalı” açıklamasında bulundu. 
Dünya 
 

PROJE BİLGİ FORMU

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yapın

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen isminizi girin

Son Haberler

YAZARLAR

Ayla Özer
365 YAZI