Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve resmi verilere göre 45 bine yakın insanın yaşamını yitirdiği depremler sonrasında, dikkatler yeniden beklenen Marmara depremine çevrildi. Özellikle 1.6 milyon adet binadan yüzde 70’inin risk barındırdığı İstanbul’da acil çözüm bekleyen bir yapı stoku bulunuyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Afet Yönetim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, beklenen Marmara depremini ‘büyük kıyamet’ olarak değerlendirerek sadece İstanbul’da 70 bin binanın yıkılacağını söyledi.
Türkiye’nin bir afet planı olmamasını eleştiren Prof. Dr. Kadıoğlu, “GSMH’nın 3’te 1’inin yok olma tehlikesiyle büyük bir sosyo-ekonomik tehdit altındayız. Bundan daha büyük bir ulusal güvenlik, beka problemi düşünemiyorum” diye konuştu. Esas yapılması gerekeni bina stokunu iyileştirmek şeklinde vurgulayan Kadıoğlu, şunları kaydetti:
“Marmara depremi, yani büyük kıyamet olmadan Cumhurbaşkanı ya da yardımcısı İstanbul’da bir karargah kurup tüm kamu ve özel kurum kuruluşlarını bir araya toplayıp yıkılacak binalar için acil çözüm seferberliği yürütmeli.
Bina stoku için çalışmalar var ama kentsel dönüşüme girmeyen yerlerde yıkılacak en az 70 bin tane bina bulunuyor. Böyle bir yapı stoku olduğu zaman yapılan tüm di ğer çalışmalar anlamsız kalıyor. Yani İstanbul’da bu 70 bin bina yerle bir olduğu zaman afet yönetilemez.
1506’da kıyamet-i sura (küçük kıyamet) denmiş, şimdi kıyamet-i kübra (büyük kıyamet) bekliyoruz. Hiçbir şey yapılmıyor diyemeyiz ancak yapılanlar işin özünde riski yönetilebilir hale getirmiyor. Afet yönetimi arama-kurtarma, depremden sonra çadır kurma, yemek dağıtma değil. Esas yapmamız gereken şu an 70 bin binayı en az 50 binaya indirmek.
Afet sonrası kaynakların boşa harcanmaması lazım. Bir yer afette sürekli yıkılıyorsa, toplumun refahına harcanacak para afet yarası sarmaya harcanıyorsa kalkınma olamaz.
Afete hazır olmadan kalkınmak mümkün değil.
Daha çok kriz yönetim mantığıyla hareket ediyoruz. Risk yönetimi yoksa tek başına kriz yönetimi ile başarılı olmak mümkün değil. İşin şov kısmını bırakmamız lazım. Sadece İstanbul’da beklenen depremde 70 bin bina yıkılacak. Sadece bunun için en az 5 milyon arama kurtarma ekibi gerekiyor. Bu mümkün mü? Akıl tutulması, afet komedisi yaşamayalım.
Ankara’da Afet Bakanlığı kurulması düşünülüyor. Benim tavsiyem mutlaka Şehircilik ve Afet Bakanlığı kurulması. Bunlar ayrı olursa korkarım Afet Bakanlığı yine arama-kurtaramama bakanlığı olur. Risk ve kriz yönetimini birlikte düşünmek zorundayız. Yoksa 10 afet bakanlığı kursak da boş.”
(Kaynak: Dünya)