Yüksek rekabet ortamı, kötü yönetim, yanlış marka karmasına salgının negatif etkisi ve yükselen enflasyonla birlikte ürün fiyatlarına gelen yüksek zamlar da eklenince birçok AVM, deyim yerindeyse hastanelik oldu.
Çok sayıda alışveriş merkezinde doluluk oranı yüzde 50’nin altına geriledi. Sadece İstanbul’da sayısı 20’yi bulduğu belirtilen yapılar, adeta birer hayalet AVM’ye dönüştü. Bunlar arasında borçları dolayısıyla bankalara devredilenler olduğu gibi, ihale yöntemi ile satışa çıkarılanlar da var.
Türkiye’de AVM markası olarak adlandırılan marka sayısı 500 adet ve bir AVM’nin zarar etmemesi için en az 120 markayı bünyesine alması gerekiyor. Ancak burada da doğru marka karması ön plana çıkıyor. Bu noktada salgın öncesinde başlayan yabancı markaların çıkışı ve yerli markaların ise mağazalaşmada iştahsızlığı AVM’leri zorladı.
KDM Alışveriş Merkezleri Kiralama ve Yönetim Danışmanlık Kurucusu Murat İzci, bin kişiye düşen AVM sayısının AB’de 206 metrekare iken bu rakamın Türkiye’de 162,5 seviyesinde olduğunu belirterek, “Biz AB’nin 4’te 1’i kadar kazanıp 4’te 3’ü kadar AVM’ye ev sahipliği yapıyoruz. Bugüne kadar bu açığı turistler kapattı. Ama salgında o da düştü” dedi.
İzci’nin verdiği bilgilere göre salgın öncesinde bir turist 10 yerli kadar alıveriş yaparken şu an bu rakam 5’e geriledi.
Hayalet AVM’lere dönüşen yapılar arasında ise Metrocity’den Novada’ya, Beylicium’dan Prestige Moll’a, Airport Outlet Center’dan Galeria’ya, Bayrampaşa Axis’ten Sapphir’e kadar onlarca AVM bulunuyor.
Kaynak: Yener Karadeniz – Dünya Gazetesi