Uluslararası Finans Enstitüsü Başkanı (IIF) Charles Dallara, İstanbul'un Finans Merkezi olması hedefinin ciddi bir proje olduğunu ve 5-10 yıl zaman alabileceğini belirtti.
Finans merkezi olmanın istikrarlı bir süreç gerektirdiğine dikkat çeken Dallara, Türkiye'nin güçlü bir bankacılık sektörüne sahip olmasının da önemli bir avantaj yarattığını da söyledi.
Dallara, IIF ve Akbank işbirliği ile düzenlenen "İstanbul'u Önemli bir Finans Merkezi'ne Dönüştürmek" konulu konferanstan sonra Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer ile beraber basın toplantısı düzenledi.
Dallara, finans merkezi olmanın bir süre gerektirdiğini ve bunun için Türkiye'nin sermaye piyasalarının derinleştirilmesi, yasal mevzuat ve fiziksel altyapı tarafında adımlar atması gerektiğine işaret etti. Dallara hükümetin konuya ciddi anlamda destek verdiğinin de altını çizdi
Dallara, "Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında en güvenilir bankacılık sistemine sahip olan ülkedir. Bunun dışında başka bazı adımlar da likiditeyi ve sermaye piyasalarını birleştirmektedir. Dikkat çekilmesi gereken alanlar sermaye piyasalarının derinleşmesi, göç ve üretim politikası, fiziksel alt yapı. Türkiye'nin daha önce hazırladığı plana göre ilerleme güzel. Bu ciddi bir proje. Başarı için 5 veya 10 yıl gerekebilir. Bu projenin hayata geçmesi için küresel rekabet, çaba gerekiyor" dedi.
Dallara, bir soru üzerine bu süreçte, Hong Kong, Singapur ve Dubai gibi finans merkezlerinden birini örnek almaktan çok hepsinden bir şeyler öğrenmenin daha doğru bir yol olduğunu da belirtti.
DİNÇER: CARİ AÇIK FİNANSMANINDA SORUN YOK
Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer ise, Cari açık finansmanı ile ilgili bir soru üzerine üzerine, bu konuda şu anda bir sorun olmadığını söyledi.
Türkiye'nin büyüme potansiyelinin ve bulunduğu noktanın, dünyanın her yanından çok çeşitli yatırımları cezbedecek bir noktada olduğunu belirten Dinçer, "Şu anda cari açığı fonlamada hiçbir sorunumuz yok. Zaten sorun bugün için değil. Konuya 'Uzun vadede Türkiye'nin cari açığının belirli bir seviyeye inmesi, daha dengeli bir seviyede olması, bizim için daha istikrarlı olur' diye bakıyoruz. Dolayısıyla yapısal çözümler bulunmak için çalışılıyor" dedi.
Cari açığın azaltılması amacıyla ithalatı azaltıcı, istihdamı artırıcı önlemler gibi önlemler alındığına işaret eden Dinçer, gelecek döneme bakıldığında ise bu sorunun yapısal çözümlerle çok rahat ele alınabileceğini gördüklerini ifade etti.
Dinçer, "Türkiye'nin bugün yabancı sermaye çekmede hiçbir sorunu yok. Türkiye'ye dünyanın birçok yerinde birçok kuruluş yatırım yapmak istiyor. Hem dinamik ekonomik yapısı, hem güçlü reel sektörü ve istikrarlı yönetimiyle bugün Türkiye, dünyanın parlayan yıldızlarından bir tanesi. Dolayısıyla o açıdan hiçbir sorunumuz olduğunu düşünmüyorum" dedi.
Hürriyet