Bakmakla görmek ayni değilmiş, ancak görebilmek için doğal ortamın oluşması gerekiyormuş.
Dün akşam Fatih Sultan Mehmet Köprüsünden çıktığımda TEM çevresine sağlı sollu bakıyordum. Geliştirilen geliştirilmekte olan konut projeleri ile her metrekare sonuna kadar değerlendiriliyor!..
Şimdi ise TEM çevresinde, yamaçlarda parklar – bahçeler düzenleniyor.
Benim dikkatimi çeken, kışın gerçeği ile dökülen yapraklar, kuruyan ağaçlar arasından fışkıran gecekondular.
TEM çevresinde geliştirilmekte olan lüks konut projeleri arasında ortaya çıkan gecekondular tüm çarpıklığı ile ortada.
Sanırım Bahar gelip, doğa kamuflajına kadar görsel çarpıklık devam edecek.
Türkiye’de gecekondu ilk kez 2. Dünya Savaşı yıllarında İstanbul Zeytinburnu’nda ortaya çıkmış.
Oysaki ben İstanbul’da gecekondu sürecinin yıllar önce bittiğini, ilçe ve büyükşehir marifeti ile önlendiğini düşünürdüm.
Dönüşemeyen İstanbul’da TEM gecekonduları kentsel dönüşüm sıralarını mı, sıradan pay kapmayı bekliyor, Armutlu örneği ile gelecek hayaller mi kuruyorlar ? Bilemiyorum.
Bildiğim Seçim sürecinde Bağımlı – Bağımsız İstanbul Büyükşehir adaylarının gündeminde gecekondu görmedim veya atladım.
Merak ediyorum, TEM çevresi kime ait, buralara elektrik, su, alt yapı, yol nasıl geliyor ?..
TEM konduları tapulu ise en kısa sürede İstanbul’un değişim gündemine taşıyalım, Görüntü kirliliğini ve çarpık kentleşmeyi önleyelim.
İstanbul’un turizm hamlesinde Sonbahar ve Kışın misafirlerimizi TEM kondular ile karşılamayalım.
Haydi TEM çevresine sınırları erişen ilçe Belediyeleri ve Büyükşehir Belediyesi ve adayları Söz sizde ?..
