‘Uluslararası Gürültü Farkındalık Günü’ kapsamında bir açıklama yapan İZODER, sağlıklı, güvenli ve konforlu bir yaşam için ses yalıtımının önemine dikkat çekti. İZODER Başkanı Levent Gökçe, “Bugün yaşadığımız binalar dahil birçok alanda gürültüye maruz kalıyor ve bu durumun olumsuz etkilerini gün geçtikçe daha fazla hissediyoruz. Gürültünün yıkıcı etkilerini göz ardı etmemeli, gürültüye alışmamalı ve kontrolsüz sesleri yalıtımla engellemeliyiz” dedi.
Yalıtım sektörünün çatı örgütü Isı, Su, Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER), dünya çapında insanların sağlık ve refahı için gürültü farkındalığını artırmak amacıyla ilk kez 1996 yılında başlatılan ve her yıl nisan ayının son çarşamba gününde gerçekleştirilen ‘Uluslararası Gürültü Farkındalık Günü’ kapsamında bir açıklama yaptı. İZODER Başkanı Levent Gökçe, ses yalıtımı konusunda bilinç oluşturmanın, İZODER’in üstlendiği bir sosyal sorumluluk hamlesi olduğunu vurguladı.
Binalardaki gürültünün yalıtımla engellenmesi gerektiğinin altını çizen Levent Gökçe, “İZODER olarak üstlendiğimiz yalıtım konuları o kadar önemli ki, hem enerji verimliliği, çevresel etkiler ve iklim değişikliği gibi konuları hem de güvenli yapıların oluşumu, konforlu, sağlıklı yaşam alanlarını kapsıyor. Toplumsal uyum ve verimliliğimizde derin yaralar açan gürültüden korunmak; sağlıklı, güvenli ve konforlu bir yaşam sürmek için ses yalıtımına sahip yapılara sahip olmamız çok önemli” diye konuştu.
Ses yalıtımının toplumu direkt ilgilendirdiğini ve binalar için gerekli bir uygulama olduğunu belirten Levent Gökçe, Türkiye’de binalarda gürültü kirliliğini önlemek amacıyla yapılan düzenlemeleri şöyle anlattı: “Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik, 1 Haziran 2018’de yürürlüğe girdi. Böylece yeni yönetmelikle, ses yalıtımının yeni binalarda uygulanması zorunlu hale getirildi. Bu düzenlemeye göre şehir hayatının en büyük sorunlarından biri olan gürültü kirliliğine karşı binalarda kullanılan yalıtım sistemlerinin teknik kuralları belirlendi. Yönetmelik, yapı içinde oluşan TV, müzik, konuşma gibi komşulardan gelen gürültülerin yanı sıra, darbe sesleri, mekanik sistem ve servis ekipmanlarının gürültülerinin kontrol altına alınmasına yönelik önlemleri içeriyor. Yönetmelik, konutların yanı sıra okul, hastane gibi halkın yoğun olarak bulunduğu binaları da kapsıyor.”
Gürültü sağlığımızı tehdit ediyor
Gürültünün insanlarda sağlık sorunlarına yol açtığını belirten Levent Gökçe, “Gürültü, çocuklarımızı da fizyolojik, bilişsel, ve duygusal açıdan olumsuz etkiliyor, öğrenme sorunlarına yol açabiliyor. Gürültü insanlarda geçici veya kalıcı işitme hasarları, kan basıncı artışı, dolaşım bozuklukları, solunumda hızlanma, kalp atışlarında ritim bozukluğu, öfkelenme, sıkılma, genel takatsizlik duygusu, iş veriminin düşmesi, konsantrasyon bozukluğu gibi etkiler yaratırken, çocuklarda ise tansiyon, kalp atışları ve stres hormonlarının yükselmesine yol açıyor” dedi.