17 Aralık 2024 Salı
Ana SayfaManşetKamu müteahhitleri batma noktasına geldi!

Kamu müteahhitleri batma noktasına geldi!

Enflasyonist ortamda TÜİK’in gerçeklikten uzak verilerle yaptığı hesaplamalar sonunda fiyat farklarını maliyete yansıtamayan kamu müteahhitleri batma noktasına geldi. 

Dün manşetlerimizden birinde bu konuyu işledik ve “Ya batış Ya tasfiye” başlığı ile konuyu Türkiye’nin gündemine taşıdık.

Haberimizin ardından, telefonlarım durmadı, mail kutum kamu müteahhitlerinin e-postaları ile doldu. Bir dokunduk bin ah işittik…

DOMATES, BİBER, PATLICAN HESABI 

Görüştüğüm kamu müteahhitlerinden biri konuyu, Barış Manço’nun şarkısı ile anlattı.

“Domates, biber, patlıcan… Bir anda bütün dünyam karardı. Bu sesle sokaklar yankılandı”

Nasıl yani ? Dediğinizi duyar gibiyim.

Mesele basit.

Domates, biber, patlıcan vb ürünlerle oluşturulan enflasyon oranları ile yapılan hesaplamalar sonunda kamu müteahhitlerine fiyat farkları veriliyor.

Oysa ki,

Demir, çimento, akaryakıt, enerji vb ürünler inşaat sektörünün demirbaşıydı ve bunlara gelen zam oranları enflasyonist ortamda domates, biber, patlıcan gibi ürünlere gelen zammın çok daha ötesinde.

Hali ile enflasyonist ortamda oluşan fiyat farklarını gerçekçi şekilde alamayan kamu müteahhitleri batma noktasına geldi.

SORUNUN KAYNAĞI 4734 SAYILI KANUN 

Şimdi bu büyük sorunun kaynağına inelim.

Aslında her şey 2886 sayılı Devlet ihale kanunun değiştirilerek 4734 sayılı kanuna dönüştürülmesi ile başladı.

2886 sayılı kanunda kamu müteahhitlerine, oluşan fiyat farkları inşaatın temel maddeleri, demir, çimento, beton, akaryakıt vb maddeler baz alınarak verilirken 4734 sayılı kanunda bu hesaplama değiştirildi, TÜİK’in enflasyon hesaplamaları baz alındı.

Yani, demir, beton ve akaryakıtın yerini domates, biber, patlıcan aldı.

Türk ekonomisi iyi gittiğinde, bu durum büyük sorunlar çıkarmazken enflasyonist ortamda ibre tersine döndü.

Domates, biber, patlıcan oranları ile hesaplanan enflasyon farkları, demir, beton, çimento, akaryakıt gibi inşaat sektörünün temel maddelerinin çok altında kaldı.

Oluşan bu durum ise kamu müteahhitlerinin günden günde zarar etmesine sebep oldu.

Kamu müteahhitleri tasfiye çığlıkları atmaya başladı.

TASFİYE ÇÖZÜM DEĞİL 

Peki ihalelerin tasfiyesi çözüm mü ?

Kısa vadede: Evet…

Ancak uzun vadede : Hayır

Çünkü,

Türkiye’de enflasyonist ortam devam ettiği sürece aynı durum tekrar edecek.

Yani,

İhaleler tasfiye edilse bile bir süre sonra aynı “domates, biber, patlıcan” hesaplamasından ötürü, kamu müteahhitleri oluşan fiyat farklarını maliyetlerine yansıtamadıkları için tekrar aynı durumla karşı karşıya gelecek. Kısır döngü devam edecek.

Konuştuğum kamu müteahhitleri, kısa vadede tasfiye sürecinin başlatılması ardından da hemen kanun değişikliği yapılması, 2886 sayılı eski ihale kanuna geri dönülmesi yönünde hem fikirler.

BATMAYALIM DA ÇALALIM MI? 

Yazımın başında da dedim ya, dün onlarca kamu müteahhiti ile görüştüm. Onlardan bir diğerinin verdiği örnek ise çok acıydı.

Oluşan durumun korkunç sonuçları olacağını söyleyerek şöyle devam etti:

“Müteahhitlerin bu şartlarda ellerindeki projeyi bitirmeleri mümkün değil. Sadece bu işin altından çok büyük firmalar kalkar. Onlar da çok büyük zararlar eder. Sistem, müteahhitlere adeta “Çalın” diyor. Hergün zarar eden bu firmalar, malzemeden çalmadan bu işleri tamamlayamaz. Bu da bir felaket olur” 

(Köşe yazısı: Toygun ATİLLA – Haberin alındığı kaynak: Patronlar Dünyası)

PROJE BİLGİ FORMU

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yapın

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen isminizi girin

Son Haberler

YAZARLAR

Ayla Özer
365 YAZI