“Merkezi bütçenin en önemli gelir kaynağının başta KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergiler olduğunu farkında olduklarını ama temel ihtiyaçların temininde KDV ve ÖTV oranlarının mutlaka yeniden ele alınması gerektiğini” söyleyen Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü: “Barınma ihtiyacı aynı gıda gereksinimi gibi en temel insani gereksinim, Devletin bu temel ihtiyaç konusunda vatandaşına yardımcı olması gerektiğini düşünüyoruz. KDV oranının belirlenmesinde biraz daha detaya, alt kıvrıma ihtiyaç duyulabilir. Örneğin, hayatının geriye kalan yıllarını krediyle bankaya borçlanarak ev alan bir tüketiciye KDV’nin yardımcı olması gerektiğini hane halkının ilk mülkünde KDV oranının, her türlü metrekare büyüklüğünden ve arsa rayiç bedel hesabından bağımsız aynı gıda da olduğu gibi temel ihtiyacını giderdiği varsayılarak yüzde 1 olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu bizim bu topraklarda varolan sosyal adalet duygusunun da bir yansıması olacaktır. Ailenin sonraki mülk alımları yada belli bir süre içinde satıp bu işi ticarete dönüştürmesi durumunda ise KDV oranı elbette yükseltilmelidir. Ama bizde yuva kavramı önemlidir ve aileler ev için varoldukları ekonomik düzeyi aşan borçlanmalar içine girebilmekteler, bu aileleri birde KDV ile yıpratmamamız gerekmektedir.”
KDV düzenlemesinin iki ayağı olduğunu söyleyen Yılmaz açıklamalarına şöyle devam etti:“ Birincisi satış KDV’sinin, büyük metrekareli evlerde yüzde 18 den 8’e inmesi. Bu durumun, doğrudan doğruya müşterilere daha doğrusu son tüketiciye bir faydası var. İkinci faydası ise ev maliyetini oluşturan inşaat girdilerinin KDV’lerinin geçici süreyle düşürülmesi. Örneğin; mobilyada, beyaz eşyanın bir kısmında bu durumu görüyoruz. Bu geçici süreyle yapılmış indirimler maliyetlerimizi düşürdüğü için bizde satış fiyatlarımızı bu sayede düşürebiliyor ve son tüketiciye bu indirimi dolaylı da olsa yansıtabiliyoruz.”
“Geçici yapılan hiçbir teşvik ve indirimin gerçekte, işin bütününü değerlendirdiğimizde, işletmelere ve hatta genel ekonomiye kalıcı bir fayda sağlamadığını görüyoruz" açıklamasında bulunan Yılmaz "Örneğin, mobilyada ve Beyaz eşyada yapılan indirimler sayesinde hormonlu bir talep patlaması olduğunu, firmaların taleplere yetişmekte zorlandıklarını bu şişirilmiş talebe uygun üretim kabiliyetlerini artırdıklarını ama indirim bittikten sonra yoğun talebe göre ayarladıkları iş gücü ve ana & sarf malzeme teminini de içeren üretim kabiliyetlerini aşırı talep sonrasında kaybetmek zorunda kaldıklarını, en sağlıklı büyümenin devamlı, düzenli ve sürdürülebilir bir büyüme olduğunu tespit ediyoruz. Bu sebepten ÖTV ve KDV indirimlerinin kalıcı hale gelmesi en büyük temennimizdir” dedi.
İnşaat sektörünün “Türkiye için stratejik bir sektör” olduğunu vurgulayan Yılmaz, sözlerine şunları ekledi: “Hem Türkiye ekonomisindeki büyüme rakamlarındaki payına baktığımızda, hem temin ettiği malzemelerle birlikte diğer sektörleri de kuvvetle desteklediğini düşündüğümüzde hem de bir istihdam ordusu oluşturmasından dolayı işsizliğe olumlu etkisini değerlendirdiğimizde inşaat sektörü Türkiye için stratejik bir sektördür. Bu sektöre yapılacak her türlü kalıcı destek aynı zamanda Türkiye ekonomisine yapılmış bir katkı olacaktır.”
‘KDV indirimleri kalıcı hale getirilmeli’
PROJE BİLGİ FORMU
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR