16 Kasım’da Marmara’da meydana gelen 4.2 şiddetindeki deprem korku yaratırken KENTDER’den kentsel dönüşümde sürecin hızlandırılması uyarısı geldi.
Fay hattı üzerinde yer alan Türkiye’de özellikle de İstanbul’da her an büyük şiddetli yıkıcı bir deprem bekleniyor. 6,5 milyon çürük yapı stoku bulunan Türkiye’de kentsel dönüşümde yol alındı ancak hala yeterli değil. 16 Kasım 2015’te yaşanan deprem dönüşümün hızlandırılması için önemli bir sinyal. Kentsel dönüşümünkendi dairesine karşılık birkaç daire alma mantığıyla değil, can ve mal güvenliğini sağlama adımı olarak görülmeli. Bu çerçevede, yatırımcı, kat maliki, yerel yönetimler birlikte çalışmaları hızlandırmalı.
16 Kasım 2015 tarihinde Marmara’da gerçekleşen 4,2 şiddetindeki küçük deprem işin ciddiyetini ve aciliyetini tekrar düşünmeye sevk etmesi gerektiğine dikkat çeken Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Derneği (KENTDER) Başkanı Rıza Hüseyin Erkanlı, “Bu depremin süreci hızlandırmak için yeni bakış açıları ve yöntemler geliştirmemiz gerektiğini ortaya koyması gerek” dedi.
Rakamlar ne diyor?
Bakanlar Kurulu kararıyla ilan edilen riskli alanlardaki bina sayısı 2014 yılı itibariyle 170.708 adet. Bu binalarda bulunan toplam bağımsız bölüm sayısı 387.000 adet. 2014 verilerine göre, Bakanlar Kurulu kararıyla Riskli Alan ve Kentsel Dönüşüm Alanı olarak ilan edilen alanların haricinde bireysel olarak 41.859 adet yapının risk tespiti yapılmış durumda. Bu yapılarda 111.693 adet konut nitelikli ve 17.627 adet ticari nitelikli bağımsız bölüm yer alırken, toplamda 129.320 adet bağımsız bölüm bulunmakta. Riskli yapı olarak tespit edilen 41.859 yapının 12.384 adedinin yıkımı da gerçekleşmiş durumda. 2015 rakamlarının açıklanmasıyla bu sayıların artması da bekleniyor.
KENTDER Başkanı Rıza Hüseyin Erkanlı, “Verilerdende anlaşıldığı üzere zor bir süreç olan kentsel dönüşüm başladı. Ancak 20 yıl içinde 6.5 milyon konutun dönüşümü için yeteri kadar yol alamadığımız ve bu hızla istediğimiz hedefe zamanında ulaşamayacağımız görülmekte” diye konuştu.
Taraflar da hassas davranmalı
Kentsel dönüşümün en önemli tarafı olan kat maliklerinin bir kısmının elindeki daireden daha büyük veya sayı olarak fazla daire alma düşüncesinden kurtulup, can güvenliği için daha sağlıklı evlerde oturmayı öncelik yapmaları gerektiğini hatırlatan Erkanlı şöyle devam etti:
“Bu bakış açısı kentsel dönüşümü tıkayan en önemli etkenlerin başında geliyor. Malikleri tabiki haklarını en adil şekilde almalı ama olamayacak taleplerin süreci tıkayıp başka daha büyük riskler oluşturacağını görmeli.
Bu süreçte inşaat firmaları da oluşan rantı en adil şekilde paylaşarak sürecin önünü açmalıdır.”
