Yeniçağ Gazetesi’ni ziyaret eden KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, 2021 yılından beri Türkiye’de verdikleri “İstanbul Yenileniyor” sisteminin detaylarını paylaştı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı şirketlerden KİPTAŞın Genel Müdürü Ali Kurt, Yeniçağ Gazetesi’nden Dündar Batık’a yaptığı açıklamalarında şunları söyledi:
“Depremden sonra bilim insanlarıyla masaya oturduk”
“Bilim insanları, güçlendirmenin de yaygın şekilde kullanılması gerektiğini söylediler. Aslında güçlendirme sistemi 2007 yılından beri Türkiye’de var. Ama maalesef gerekli yaygınlığı yok. ‘İstanbul Yenileniyor’ sistemimizin çatısı altında yenilemenin yanında güçlendirme hizmeti de veriyoruz.
Vatandaşımız eğer uzlaşırsa, yapıları hızlı tarama testinde riskli çıkarsa KİPTAŞ marifetiyle üniversitelerin onayladığı projelere göre güçlendirme hizmeti sunacağız. 1400’ün üzerinde başvuru var. 7 tane uzlaşabilecek yapımız var. Bizim amacımız bu konuda da farkındalığı artırmaktı. Mahalle ortasında artık herkes güçlendirme yapamaz. Nalburlar bile bu hizmeti veriyor gibi algıya kapıldı vatandaş. Vatandaşlar mutlaka üniversite destekli güçlendirme projelerine girsin.”
“Merkezî hükümetin “Yarısı Bizden” kampanyası KİPTAŞ’ın uyguladığı “İstanbul Yenileniyor” kampanyasının birebir versiyonu..”
“Sadece adı farklı. Biz İBB olarak deprem sorununu göreve geldiğimiz ilk günden beri hiç gündemimizden çıkarmadık. Sorunun büyüklüğünün farkındayız. Sorunları alt alta koyduğumuzda çözümü de ürettik. Çözüm neydi? Vatandaşı, uygun ödeme planıyla maliyetine eski yapılarının yenilenebilmesini sağlayabilecek bir sistem oluşturmak. Bunu planlayıp 2021 yılında hayata geçirdik.
Gelin binaları birlikte yenileyelim diye çağrı yaptık. ‘İstanbul Yenileniyor’ projesinin rakamları öyle boyutlara geldi ki, yüzbinlerce riskli yapıda oturan vatandaşlarımızın başvurusu milyonları geçti. Bu çok büyük bir potansiyel, çok büyük hacimli bir iş. Bunun altından İBB’nin, KİPTAŞ’ın veya sadece Bakanlığın tek başına kalkması söz konusu değil. Sık sık bu çağrıda bulunduk. Depremler oldu çağrıda bulunduk. Biz çağrıda bulundukça eleştirildik. Ama ne oldu? Seçimde son düzlüğe girilince, merkezî yönetim, bizim uygulamaya koyduğumuz sistemin aynısını uygulamaya başladı. Bu iyi bir şey mi? Doğruyu bulmaları açısından iyi bir şey. Ama, kötü olan şey, bizimle birlikte çalışmayı kabul etmediler. Eğer bu konuda samimi olsalardı, biz İstanbul’da kentsel dönüşüm noktasında belli yol almışız, vatandaşın ilgisi yüksek, süreç başarıyla devam ediyor. Çağrılarımıza cevap verip sorunun çözümüne katkı verirlerdi.”
“Göreve geldiğimizde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun başkanlığında bir heyetle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gittik..”
“Deprem Konseyi önerimizi, birlikte çalışma önerimizi yaptık Sayın Bakana. O zaman tamam dediler. Ama ondan sonra bir türlü ilerleyemedik. İstanbul Yenileniyor’u bağımsız kurduk. Süreç içerisinde maliyetlerin aşırı artışı vatandaşların belini büktü, bunu da kamuoyunda paylaştık. Sektörde rol model olmak istiyoruz. Örnek olmak istiyoruz dedik. Ama son dönemde kamuda rol model olduğumuzu gördük. Çünkü ‘İstanbul Yenileniyor’ modelini, basit bir internet sitesi diye eleştiren bir yapı vardı karşımızda. Şimdi gene internet üzerinden başvuru alan aynı şekilde bizim sistemimizi kopyalayan bir yapı var. Açıkladıkları sistem doğru bir sistem ama samimi görmüyoruz. Niye? İşi o kadar sallapati yapmışlar ki, son anda alınan bir kararla alelacele hayata geçirildiği belli.”
“İstanbul’da kentsel dönüşümün çok büyük bir iş..”
“Teknik bir insan olarak, sahada yıllarını harcamış, kamuda da 15 yıl görev almış bir insan olarak diyorum ki, bu işin altından tek başına kimse kalkamaz. Herkes depremle ilgili bir çatı altında toplanmalı. Bağımsız bir yapı olmalı, Asla siyasete alet edilmemeli. Ama maalesef, deprem ve riskli yapıların yenilenmesi dibine kadar siyasete alet edilmiştir. 490 binin üzerinde bize müracaat eden bağımsız riskli yapı var. Burada 1 milyon 800 binin üzerinde insanımız yaşıyor diyoruz. Gelin bunu el ele verelim yenileyelim dedik. Bunun yerine, seçim öncesi yeni bir sayfa açıp kendince bir şeyler yapmaya çalışmayı tercih ettiler.”
“Yarısı Bizden” kampanyası KİPTAŞ’a olan müracaatları azaltmadı”
“Ama vatandaşın net kafasını karıştırdı. Şimdi vatandaş bize soruyor: Biz KİPTAŞ’la çalışacağız ama yarısını ödeyecek mi?.. Geçmişte yapılan yanlış uygulamalar yüzünden vatandaşın kafası karışık. Uzlaşamamalarının tek sebebi aşırı maliyet artışları ve siyasi manipülasyonlar.”
“İstanbul Yenileniyor’da halka sunulan ödeme planı çok daha avantajlı”
“Devlet diyor ki; ‘Yarısını vereceğim.. İnşallah yapar diyorum. Ama yapamazlar. Zaten koydukları ödeme planlarına baktığımızda KİPTAŞ’ın ödeme planlarına göre daha dezavantajlı bir teklif var. Maliyetleri bizimle aynı. 1,5 milyona bir konutu yenilerim diyor. Yarısını ben karşılarım diyor. Geri kalan 750 bin lirayı 6 ayda bir ÜFE-TÜFE’ye göre borçlandırırım diyor. 3,7 milyonun üzerinde vatandaştan geri ödeme istiyor. KİPTAŞ ne diyor; 1,5 milyon borçlanacaksın. Bunun 1 milyonuna kadar kredisini biz karşılıyoruz.
Maliyetine inerek eğer bankaya gidilecekse sabit taksitlendiriyoruz. Bizim finans teklifimiz bakanlığın teklifinden şu an bile daha avantajlı. Çekilişsiz kurasız, sabit ödemeyle konut sahibi yapıyoruz. Tek sorunumuz kamu bankaları bize kredi vermiyor. Samimi olmak lazım. KİPTAŞ’ın yürüyen bir sistemi var, seçim uğruna tıkamak için vaatte bulunuyorlar. Bunu yapamazlar. Yapacak olsalardı şimdiye kadar yaparlardı. Bakanlığın bu kampanyası vatandaşın kafasını net bir şekilde karıştırır. İstanbul’da bizim yaptığımız açılımı yavaşlatır. Bakanlığın ödeme planı kötü bir ödeme planı değil ama, KİPTAŞ’ın ödeme planından kesinlikle iyi değil. Maksat vatandaşın canını kurtarmaksa, yürüyen bir sistem vardı. Yeni bir sisteme ne gerek var. Bizim sistemin aynısı. İddia etsinler ‘aynısı değil’ diye ben bütün görevlerimi bırakırım.”
“İBB’de tarihte olmadığı kadar depremi dert edinmiş bir yönetim var”
“3,5 yıllık görev süremizde KİPTAŞ olarak bin 827 adet bağımsız bölüm yıktık. Bu sayı büyük resme baktığınızda küçük gibi geliyor ama, bizden önce 25 yıl yönetilmiş KİPTAŞ’ta yapılan yıkımdan daha fazla yıkım yaptık. Bu neyi gösteriyor. Bizim gerçekte depremi dert ettiğimizi gösteriyor. ‘İstanbul Yenileniyor’ sistemi o kadar başarılı ki şimdi kamu bizi örnek aldı. Sektöre rol model olmak istiyorduk kamuya rol model olduk.
Bizim vatandaşa tek sunduğumuz bir şart vardı, demiştik ki; ‘Uzlaşın gelin maliyetine yenileyelim.’ Mevzuat diyor ki uzlaşmadan tek bir şey yapamıyorsunuz. Merkezî hükümetin getirdiği sistem ne diyor? Müracaat yapanlarda çok talep olursa kuraya tabi tutacağız. Kurada çıkarsa o zaman senin yapını yenileyeceğiz. Yani insanların can emniyeti kuraya tabi. Böyle bir şey olabilir mi?”