23 Aralık 2024 Pazartesi
Ana SayfaManşetKonut arzının talebi yakalaması beş yıl sürebilir..

Konut arzının talebi yakalaması beş yıl sürebilir..

Halihazırda konut arzının talebi karşılayamadığı bir süreçten geçerken, 6 şubatta Kahramanmaraş merkezli olarak gerçekleşen, etki alanına aldığı 11 ilde çok sayıda can kaybına ve büyük yıkıma yol açan depremlerin ardından bölgede başlayan göçle birlikte talep daha da arttı.

Arz-talep dengesindeki değişiklik ev kiralarına nasıl yansıdı? Deprem sonrası kontrolden çıkan kira fiyatları nasıl durdurulur?

Bu soruların yanıtlarını sektör temsilcileri şöyle veriyor..

Deprem bölgesinde ağır hasarların yaşandığı illerdeki depremzedelerin büyük bir çoğunluğunun Mersin’e göç ettiğini söyleyen Mersin Emlakçılar Odası Başkanı Mehmet Sinan Canpolat, şunları söyledi:

“Resmi rakamlar 400 bin kişinin göç ettiğini gösterse de bu rakamın 1 milyonun üzerinde olduğu düşünülüyor. Bu göçle birlikte Mersin’in fiziki ve ekonomik yapısı tümüyle değişti. Kiralık konut sıkıntısının yanı sıra su ve gıda sıkıntısı da yaşayacağız.

Pek çok Mersinlinin depremzedelerden kira bile almayarak evlerini açtı veya olması gerekenden daha az kira talep etti. Ama maalesef bazı kişiler de depremi bir fırsat olarak görüp 7 bin liralık dairenin kirasını 14 bin liraya katına çıkardı. Fahiş kira isteyen ve bunlara aracılık edenlerin yaptıklarının yanına kar kalmaması için sadece Mersin’de değil pek çok ilde denetimler başladı.

Daha önce, pandemiyle beraber Mersin’e gerek yurt içi gerek yurt dışından pek çok göç oldu. Bununla birlikte Suriye ve Ukrayna vatandaşları da savaştan kaçıp burada bir hayat kurmaya başladı. Bir de Akkuyu Nükleer Santrali’nde çalışan personel sayısı 35 bine yükseldi. Tüm bunlar konut stoklarının yetersizliğinde önemli birer etkendi. Şimdi depremzedelerin de gelmesiyle yaklaşık 2 milyon olan nüfus neredeyse ikiye katlandı. Mersin’in konut stokları konuta olan talebi karşılayamayacak.”

İstanbul’da durumun diğer illere göre biraz daha farklı olduğunu ifade eden İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizamettin Aşa, görüşlerini şu sözlerle paylaştı:

“İstanbul, deprem sonrası yoğun olarak tercih edilen bir şehir değil, depremzedeler geçici olarak yakınlarının veya akrabalarının yanlarına geliyorlar. Bu sebeple yerleşmelerin daha geçici olduğu öngörülüyor. Zaten İstanbul’da beklenen büyük Marmara depremi dolayısıyla iç göç işaretleri var. İnsanlar daha güvenli olduğuna inandıkları ilçe ve semtlere taşınmaya başladı.

Kalıcı konut çalışmalarının hızlanması gerekiyor. Şu anda bu çalışmalar yapılıyor ama biraz daha hızlanması ve kontenjanın artırılması gerekiyor. İnsanlar bir an önce yaşadıkları yerlere geri dönmeli, yoksa gittikleri şehirlerde sıkıntılar yaşanmaya devam edecek.

Fahiş fiyat uygulayanların mutlaka Ticaret Bakanlığı il müdürlüklerine veya Kaymakamlıklara şikâyet edilmesi gerekiyor.”

Yaklaşık iki yıldır kiralarda artış olduğunu ve bunun sebeplerinin başında da arz-talep dengesizliğinin geldiğini ifade eden Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Başkanı Hakan Akdoğan da görüşlerini şu sözlerle paylaştı:

“Mevcut yapı stokları talebi karşılamıyor, böyle olunca da fiyatlar yukarı yönlü hareket ediyor. Zaten arzın talebi karşılayamadığı bir süreçten geçerken, Kahramanmaraş’ta gerçekleşen depremle talep daha da arttı. Milyonlarca insanı etkileyen deprem öncelikle çevre şehirler olmak üzere, İç Anadolu, Marmara, Ege gibi bölgelere de göçlere sebep oldu. Bu da yeni bir talep dalgası oluşturdu ve ne yazık ki fiyatların artmasına yol açtı.

Depremle birlikte insanların gayrimenkul tercihleri de değişti. Deprem iç göçleri de hızlandırdı. Özellikle İstanbul’un deprem riski barındıran ilçelerinden riskin daha az olduğu ilçelere yoğun bir göç var. Bu da haliyle fiyatlara yansıyor. İnsanların deprem sebebiyle mecburiyetten evler tutmasını fırsat bilen bazı kişiler de ne yazık ki bu bölgelerdeki artışa öncülük ediyor.

İnsanların yüksek katlı binalara yeni bile olsa güveni azaldı. Deprem öncesi yapılmış binalardan deprem sonrası yapılmış binalara doğru bir tercih değişikliği var. Daha çok müstakil yaşama yoğunlaşan bir göç görüyoruz. Artık evin büyüklüğü, metroya yakınlığı gibi özelliklerden önce binanın depreme dayanıklılığı önemseniyor. Kısacası depremle birlikte tercih ve öncelikler binaların sağlamlığı ve güvenliğine doğru değişti.

Fahiş artışların önüne geçmek için öncelikle ilan siteleri tarafında bir düzenlemeye ihtiyaç var. İnsanlar canları istediklerinde bir ilan yayınlayıp, fiyatları da istedikleri gibi artıramamalılar. Girdikleri ilanı silip daha yüksek fiyatla yeniden girmelerine izin verilmemeli. Çünkü oradaki spekülatif fiyat artışları çok hızlı bir şekilde piyasaya yansıyor. Fiyat artışlarında bir azami oran belirlenirse piyasayı manipüle etmeye çalışan kişilerin girişimleri de ciddi şekilde engellenmiş olur.

Deprem sebebiyle arzın talebi yakalaması daha da zorlaştı. Depremden önce arz-talep dengesinin 1-2 yıl içinde toparlanacağını öngörürken şimdi daha uzun yıllar alacağını düşünüyoruz. Çünkü bir inşaata başlansa bile tamamlanması yıllar sürebilir. Bunların hepsini göz önüne alıp, taleplerin de yerinde saymadığını varsayarsak aradaki makasın en iyi ihtimalle 5 yıl gibi sürede denkleşebileceğini düşünüyoruz.

Olağanüstü günlerde olağanüstü kararlara ihtiyaç var. Eski kiracılara uygulanan yüzde 25 sabit kira artışının yeni boşalan dairelerde de uygulanması sağlanabilir. Hatta bölgelerin değer haritaları oluşturulup, bunlar üzerinden kira bedelleri belirlenebilir. Geçici süreliğine yapılacak bu düzenlemeler arz, talebi yakalayana kadar fiyatları kontrol altına almayı sağlayabilir.”

PROJE BİLGİ FORMU

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yapın

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen isminizi girin

Son Haberler

YAZARLAR

Ayla Özer
365 YAZI