Değerlendirilen Yanlışlar:
- Boş Görülen Evleri Vergi ile doldurmak;
- 1’den Fazla Konutu Olana İlave Vergiler Üretmek;
- Yabancı Gayrimenkul Alımlarının konut pazarını Etkilediği düşüncesi;
- Suriyelerin geri göçüne konut pazarı umudunu taşımak;
- Kira Artış sınırlaması ile kira pazarını kontrol altına almak;
Son yıllarda gayrimenkul kira pazarını ve gayrimenkul fiyatlarını kontrol altına almak için olağan dışı tedbirlere yöneldik.
Seçim döneminde özellikle ana muhalefetin başlattığı yabancı / vatandaşlık tehdidi söyleminin peşinden giden iktidar gördük.
İktidarın yıllar içinde inşa ettiği ihracat kaleminde önemli yer tutabilecek kalemi yıllık 50 bin seviyelerinden yarı yarıya azalarak dip seviyelerine geriledi…
Dibin Dibi gözüktü; Fiyatlar mı geriledi ? Stoklar mı artı ? Kiralar mı geriledi ? HAYIR ! Uluslararası rekabetten aldığınız pay hızla gerilerken, global vizyonu yerle bir ettik.
Bu noktada, zarardan kar etmenin formülü en kısa sürede radikal adımlar atmaktan geçmektedir.
Önerim, vatandaşlık değerinin minimum 1 milyon dolara çıkarılması, teslime ve kiralamaya hazır konutlar için uygulanması, az 5 yıl satılamaz şartı getirilmesidir.
Suriyelilerin geri dönüş hızlarına ve sürece bakıldığında boşaltacağı yerleşim alanlarında beklentiye girmek mümkün değildir.
Olası bile olsa, Metropollerin dar gelirli bölgeleri dışında etkisi olmayacaktır.
Sosyal Devlet Anlayışı içinde devletin her kesimin ihtiyacına yönelik konut üretmesi ve kiraya vermesi mümkün değildir.
İktidarın inşaat sektörü olmadan büyüme hedefine yönelmesi, emlak konut, TOKİ’nin deprem bölgelerine ağırlık vermesi üretim denkleminde özel sektörü ön plana çıkarmaktadır.
Ortada olan ve kabul edilmesi gereken gerçek, kiralık konut ihtiyacının yatırımcılar tarafından karşılanması gerekliliğidir.
Konut yatırımcılarını sahip oldukları konut adetine göre vergilendirmek, satın aldığı konutu değerlendirme şekline müdahale etmek kısaca piyasaya müdahale etmek; konut yatırımcısını küstürmekte, ürkütmektedir.
Oysaki günümüzün kiralık konut pazarı, kentsel dönüşüm / deprem / üretim azlığından dolayı her zamankinden daha fazla konut talebine ihtiyaç duymaktadır.
Önümüzde tarihi bir fırsat vardır. Son dönemlerde alternatif piyasalarda kazanılan kar/paranın yöneleceği adres; KONUT – GAYRİMENKUL pazarıdır.
Bu pazara girişleri vergisel yaptırımlar ile kısıtlamak yerine;
- Konuta yatırım yapıp, kiraya veren kişi ve/veya kurumlara birkaç yıllık gelir /kazanç vergisine yönelik istisnalar getirilmelidir.
- 2025 yılı içinde konut alım satım vergileri düşürülmelidir.
- Kamu bankaları teslime ve kiracısı hazır konutlara, kira temliği ile düşük faizli mortgage konut kredisi enstrümanı geliştirmelidir.
Son Söz: gayrimenkul ve kira değerlerini artıran kişiler / kurumlar değil, maliyetlerdir.
Maliyetlerin kontrol altına alınamadığı / enflasyonist dönemlerde polisiye tedbirler piyasanın daha da kötüleşmesine vesile olur.
Sonuç olarak, azalan arz ekonominin kuralı gereği fiyatların yönünü yukarı çeker! Piyasalar kısıtlanarak değil; teşvik edilerek gelişir…