Gayrimenkul sektöründe projeleri; sermaye, proje finansman kredileri ve inşaat aşamasındaki satışlardan temin edilen kaynaklar ile gerçekleştirildiğini belirten Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı, “Gayrimenkul projelerinin gerçekleştirilmesi için kullanılan mevcut finansman kaynaklarının çeşitlendirilmesi önemli. Sektöre özgü konut bankasının kurulması, gayrimenkul yatırım fonlarının inşaat halindeki projelere de yatırım yapabilmesi, gayrimenkul sertifikasının tekrar aktif hale getirilmesi ve gayrimenkul yatırım ortaklarının sayısının artması ile alternatif finansman kaynaklarına ulaşılabilir. Ayrıca depreme dayanıklı yeni konutlara ihtiyacımızı hızlı bir şekilde karşılamak için konutun fiyatında yüksek bir pay alan arsa maliyetlerini düşürmemiz lazım. Orman ve tarım alanları dışındaki hazine arazilerinin kamu özel sektör işbirlikteliği ile kamu tarafından özel sektöre yap-işlet-devret ya da yap-kirala-devret modeli konut projeleri geliştirilmesi için değerlendirilebilir.” dedi.
Türkiye’de gayrimenkul sektöründe kentsel dönüşümün bir numaralı gündem maddesi olduğunun altını çizen ve GYODER, KONUTDER gibi STK’lar aracılığıyla gayrimenkul sektörünün sorunlarını ve çözüm önerilerini gündeme taşıdıklarını ifade eden Kabadayı, açıklamalarının devamında şunları söyledi:
“Kamunun; hükümet, bakanlık ve belediyeler düzeyinde kentsel dönüşüm yapılması konusunda çok büyük gayreti var, bizler bunu yadsıyamayız. Özel sektöründe bu konuda isteği var ancak kentsel dönüşümün önünde birtakım engeller var.Kentsel Dönüşüm süreçlerini hızlandırmak için öncelikle hak sahipleri ile olan uzlaşma süresini en minimuma indirecek düzenlemelerin kamu tarafından hayata geçirilmesi en elzem konuların başında geliyor. Hızlı bir şekilde bu evleri dönüştürebilmemiz için, uzlaşma ile birlikte yasal alt zeminin güçlendirilmesi gerekiyor. Kentsel Dönüşümü hızlandırmak için diğer önerilerimiz ise; kamu- özel sektör iş birliği güçlendirilmeli ve sağlıklı bir kentsel dönüşüm için vatandaşlara fayda ve maliyet çok iyi anlatılmalı. Uzlaşma ve ikna süreçleri geliştirilip vatandaşların katılımı sağlanmalı. Devlet ve vatandaş arasında köprü vazifesi görebilecek tarafsız davranacak STK’ların uzlaşma ve garantörlük çalışmalarının devreye alınması süreci hızlandırılmalı. Bir diğer önemli adım ise yargıdaki gecikmeleri önlemek için, 2/3 çoğunluk sağlandıktan sonra hızlıca çözüme gidebilmek ve bu durumları karara bağlayacak İhtisas Mahkemeleri’ni kurmak. İstanbul’da iki rezerv alan planlaması yapılıyor. Şehir merkezine yeni nüfus getirmeden, yoğunluk azaltılarak, yeni yapılacak rezerv alanlarındaki uydu kentlerinde alt yapı bağlantısının çok iyi yapılması, acil strateji ve eylem planlarının hazırlaması, yolların yapımı, ulaşım hatlarının yoğunlaştırılması, çeşitlendirilmesi, sosyal donatıların, kreş, okul, park, cami gibi alanların oluşturulması ve burada yaşayacak vatandaşların hızlıca şehir hayatına entegre edilmesi gerekiyor.”