Akademetre Kurucusu Halil İbrahim Zeytin, Türkiye’de ortalama konut satan alan kişilerin, 35 yaşında evli erkeklerden oluştuğunu belirtti.
Konut yatırımcılarının algısı, tutumu, davranışı ve tercihlerini belirlemek amacıyla GYODER–Akademetre işbirliğiyle hazırlanan, “Konutun Geleceği, Geleceğin Konutu” İstanbul raporu açıklandı.
“5 binin üzerinde kişiyle görüştük”
Zeytin, “Potansiyel konut alıcısı büyüteç altında” İstanbul raporu sunumunda, geçen yıl 5 bini aşkın potansiyel konut alıcısıyla görüşerek, konut alımındaki beklentilerini anlamaya çalıştıklarını söyledi.
Çalışmanın bu kişilerin verilerinden oluştuğunu anlatan Zeytin, söz konusu verileri analiz ederek, raporun ortaya çıktığını aktardı.
“Yaş ortalaması 35, evli erkekler…”
Zeytin, verilere göre konutların genelde erkekler tarafından satın alındığını dile getirerek, “Konut alıcılarının yüzde 62 buçuğu erkeklerden oluşuyor. Evli erkekler büyük çoğunluğunu oluşturuyor. Konut alımında aileyle birlikte gelen bir karar. Ancak genellikle erkekler tarafından araştırılıyor. Ortalama konut alıcılarının yaşı 35. Yani konut alıcıları 35 yaşında evli erkeklerden oluşuyor.” dedi.
“Yarısından fazlası üniversite mezunu”
Konut alıcılarını yüzde 54’ünün üniversite mezunlarından oluştuğunu ifade eden Zeytin, şu bilgileri verdi:
“Yüzde 3 civarı da yüksek lisans gibi eğitime sahip. Yüzde 50 düzenli çalışanlardan oluşuyor. Konut satın alma dürtüsüne yönelik verilere göre oturmak için konut satın almak isteyenlerin yüzde 56,2’si, yatırım için konut satın almak isteyenlerin yüzde 85,5’i konut sahibi. Mevcut durumda yüzde 35’i site içerisinde oturan potansiyel müşterilerin yüzde 70’e yakını site tarzı yaşam alanlarında konut satın almayı planlıyor. Bir başka açıdan; site içerisinde yaşayanların sadece üçte ikisi yine sitede yatırım yapıyor. Satın alınması planlanan konut türüne bakıldığında, tüketicilerin yüzde 83,6’sı apartman dairesi, yüzde 8,6’sı rezidans, yüzde 7,8’i villa/müstakil ev satın almayı planlıyor.” dedi.
Halil İbrahim Zeytin, tüketicilerin genellikle güvenli, huzurlu, rahat, özgür olabildikleri, yaşam alanları olan projelere ilgi gösterdiğini belirtti.
“Yatak odasının büyük olmasını istiyorlar”
Bu kişilerin dörtte birinin yatak odasının daha büyük olmasını istediğini kaydeden Zeytin, ilginç bir veri olarak müşterilerin konutlarında çamaşır odası gibi ek alanlar istediğini dile getirdi.
Zeytin, ideal konuttan beklentilerde doğa dostu, çevreci projelerin başta geldiğini ileterek, şunları aktardı:
“Ancak bu beklentiyi karşılamaktan uzak bir durumdayız. İnşaat kalitesi, estetiği ve değer kazandıran projesi de olması tüketici için önemli. Bu kişiler en çok yakın çevrenin verdiği bilgiye göre konut projelerine ilgi gösteriyor. Yatırımcı için fiyat tabi ki önemli ama heyecan verici olması da oldukça önemli. Projenin sağlık kuruluşuna yakın olmasının istenmesi giderek artıyor. Kişiye özel konut tasarımı da ilgi çekici unsurların başında geliyor. Konut algısı, başlı başına bir yaşamı ama günümüzde ‘konforlu ve elit yaşamı’ çağrıştırıyor ve fiziksel ihtiyaçların yanı sıra psikolojik ihtiyaçları da içeriyor. Camlar yere kadar ve evler ufak olsa da ferah, aydınlık isteniyor.
Yalıtım artık sadece ısı bazlı konuşulmuyor, ses yalıtımı da talep edilenler arasında.Tüketici Fransız balkonların normal balkon yerine sayılmasından rahatsız ve ‘balkonmuş’ gibi inşa edilen balkonlar istemiyor. Türkiye ve sektör için iyi bir haber; Gayrimenkul hala güvenli liman olarak görülüyor. Tüketici için projeden konut almak artık ilk tercih değil, eğer alıyorsa aldığı projenin 1 yıl içinde teslimini istiyor. Konutta oda kullanımı tercihleri değişiyor. Tüketici, alanların küçülmesine razı ancak projelerde standardın dışında heyecan verici unsurlar arıyor. Bu beklentilerin başında; ‘evin kullanımını kolaylaştıracak çamaşır odası, depo, kiler’ gibi unsurlar geliyor. Konut kullanıcısı bireysel konfor alanlarının büyümesini istiyor. Konut projelerine yönelik bilgi kaynakları incelendiğinde projenin müşteri ile tesadüfi olarak bir araya gelme oranının yüksek olduğu görülüyor. Deprem, daha önceki yıllara göre ‘İlk akla gelen olma’ özelliğini artık kaybetmiş durumda. Sitelerde artık yaşam alanları ile ilgili beklentiler değişiyor. Fitness salonları pek de tercih edilmiyor.”