Konut yatırımcılarının algısı, tutumu, davranışı ve tercihlerini belirlemek amacıyla GYODER–AKADEMETRE işbirliğiyle hazırlanan, “Konutun Geleceği, Geleceğin Konutu” İstanbul raporu açıklandı.
GYODER, Akademetre araştırma ve stratejik planlama şirketi işbirliğiyle hazırlanan raporun detayları, medya ve sektör temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen lansmanla paylaşıldı. Raporun sunumunun ardından gerçekleşen panelde ise sektörün önde gelen isimleri, öne çıkan çarpıcı verileri yorumladı.
Sektörde bugüne kadar doğru kabul edilen birçok yargının aslında yanılsama olduğunu ortaya koyan raporun sonuçlarına göre konutta oda kullanımı tercihleri değişiyor, tüketici alanların küçülmesine razı ancak projelerde standardın dışında heyecan verici unsurlar arıyor.
Artık akla ilk deprem gelmiyor
Tüketici camların yere kadar, evlerin küçük de olsa ferah ve aydınlık olmasını isterken, Fransız balkonun normal balkon yerine sayılmasından rahatsız. Depremin, önceki yıllara göre alıcının ‘ilk aklına gelen’ unsur olmadığının da tespit edildiği raporda, projenin müşteri ile tesadüfi olarak bir araya gelme oranının yüksek olduğu belirtiliyor.
Rapora göre oturmak için konut satın almak isteyenlerin yüzde 56,2’si, yatırım için almak isteyenlerin ise yüzde 85,5’i konut sahibi. Mevcut durumda yüzde 35’i site içerisinde oturan potansiyel müşterilerin yüzde 70’e yakını site tarzı yaşam alanlarında konut satın almayı planlıyor. Ayrıca tüketicilerin yüzde 83,6’sı apartman dairesi, yüzde 8,6’sı rezidans, yüzde 7,8’i villa/müstakil ev satın almayı planlıyor.
Gençlerin yatırım tercihleri
Toplantının, ‘Genç Nesil Kendi Konut Tercihlerini Anlatıyor’ başlıklı bölümünde ise GYODER’in genç üyelerinden oluşan GYODER Gençler Platformu’nun temsilcileri, kendi değerlendirmelerini anlattı. Kendi tercihleri ile ilgili yaptıkları araştırmayı paylaşan gençler; ‘18-38 yaş grubunun yatırım tercihleri ne yönde, ne düşünüyorlar?’ sorularının cevaplarını katılımcılarla paylaştı.
Konutun geleceği, geleceğin konutu…
Toplantının panel bölümünde, 24 Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Yeniay ve Akademetre Kurucusu Dr. Halil İbrahim Zeytin’in moderatörlüğünde ‘Konutun Geleceği, Geleceğin Konutu’ başlıklı bir oturum gerçekleştirildi. Rapordaki verileri ve ortaya koyduğu sonuçları kendi branşları açısından yorumlayan konuşmacılar Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı, MG Media CSO’su Gönül Birkiye, Evrenol Architects Kurucu Ortağı Yüksek Mimar Mehpare Evrenol veAND Gayrimenkul Genel Müdürü Ali Baki Usta, sektörün ve konutun geleceğine yönelik görüşlerini anlattı.
Konut dinamikleri üzerine yapılan kantitatif ve kalitatif çalışmanın yorumlarla değerlendirildiği raporun, aynı zamanda sektör temsilcilerine kritik kararlarında yol gösterici bir rehber olması hedefleniyor. Sektörde nasıl fark yaratılabileceği konusunda sektör temsilcilerine ışık tutacak rapor, nihai tüketicinin talep ettiği ürünün geliştirici tarafından doğru yaratılmasına yardımcı olacak.
“Proje yol gösterici olacak”
Toplantıda konuşan GYODER Başkan Yardımcısı Neşecan Çekici, projenin yol gösterici zengin içeriğe sahip olduğunu belirtti.
Çekici, sektörün hızla büyüdüğünü anlatarak, “Sektörün sorunlarının çözümü için ilgili kuruluşlar olarak bizler de elimizden geleni yapıyoruz. Böyle toplantılarla bu sorunları çözmek için çaba gösteriyoruz. Gayrimenkul sektörünün kentsel dönüşüm, nüfus artışı gibi olguları ve bunlara göre de ihtiyaçlar var. Sektör her şeye rağmen ayakta tutuyor. Göç devam ediyor. Kente göç devam edecek. Kentleşme oranı yüzde 84’e çıkacak. 71 milyonu bulacak nüfus olarak. 2025’e kaar göç alan şehirlerde konut talebi artarak devam edecek.” dedi.
“Marka olmak büyük avantaj”
21 Gram Kurucu Ortağı ve CEO’su Onur Yanık da “Konut Reklamları Gerçekleri, Gerçek Konut Reklamları” konulu sunum yaptı.
Sunumunda marka olmanın önemine değinen Yanık, projelerde marka sahibi olmanın avantaj sağladığını söyledi.
Yanık, gayrimenkul markalaşmaya başladığını dile getirerek, şöyle devam etti:
“Ancak şu an diğer sektörlere göre daha geride. Marka çok sihirli bir şey. 5 liralık bir tişört markalı olunca 30 lira oluyor. Eğer markaysanız, bir liralık ürünü yüzlerce katına satabiliyorsunuz. Bugünün pazarlarında ürünlerinin özellikleri aşağı yukarı aynı. Özellikleri anlatarak ürün satamazsınız. Eğer markaysanız, zaten ürün kendisini satar.”