Kişisel gelişim gurusu ve yazar Steve Chandler’ın da çok güzel ifade ettiği gibi korkusuz olmak ile cesur olmak çok farklı şeylerdir. Cesur olanın cesareti hayranlık uyandırıcı olsa da o daima bir korkuyu yenmeye ve onu bastırmaya çalışır. Yani cesur olan her zaman bir savaşın içindedir ya da içinde her zaman bir savaş vardır.
Korkusuz olan için ise endişe ve korku duyguları yoktur. İçinde bir savaş da olmadığı için huzurludur. Aslında gün içerisinde bilmeden korkusuzca yaptığımız çok şey vardır. Bir insanı sevmeye başlamak, ilgimizi çeken bir kitabı alıp okumak, dostlarımızla sohbet etmek gibi hoşumuza giden şeyleri yapmaya başladığımızda genellikle korkusuzluğu deneyimleriz.
Ben bir topluluğa hitap eden yıllar önceki ilk konuşmalarımı hatırlıyorum. Çok endişeli ve korku doluydum. İnsanların önüne çıkmak dehşet verici bir şeydi benim için. Boğazım düğümleniyor, dizlerim titriyordu. Ama her şeye rağmen cesaretim vardı. Herkes beni bekliyordu. Konuşurken sesim titrerdi ama ben cesurdum.
Bunun adı cesarettir. Cesur olup korkuya rağmen ilerleyebilmektir. Daha sonra cesur olmanın fayda etmediğini kabul ederek korkusuzluğa geçtim. Büyük topluluklara sayısız konuşmalar yaptım. Endişe ve korkum olmadan huzur içerisinde gerçekleştirdim hepsini. Bir savaşta değil, barış içerisinde rahatça ifade ettim demek istediklerimi. Sektörel eğitimlerimde, pazarlama, başarı ve motivasyon konuşmalarımda cesur değil korkusuz olmayı yıllar önce öğrendim ben. Sahnedeyken rahat, akıcı, sevgi ve enerji doluyum, çünkü korkusuzum.
Samuray savaşçılarına da korkusuz olmaları öğretilmiştir. Savaş sırasında daha rahat, kaygısız, özgür ve korkusuz olurlar ve bu şeklide ölme ihtimalleri de azalır.
İstersek her konuda korkusuz olabiliriz. Daha sakin, özgür ve huzurlu yaşamak için endişe ve korkuları yok edebilirsek, yani korkusuz olabilirsek, düşlediklerimizi başarmak çok kolaylaşacaktır. Hepimizin çok iyi bildiği gibi suya düşerek boğulmayız, orada kalarak boğuluruz. Endişe ve korkuların bizi boğmasına izin vermemek için cesur olmaktan öteye geçmeye, korkmaktan korkmamaya, korkusuz olmaya ne dersiniz? Evet diyorsanız hemen şimdi eyleme geçmelisiniz. Daha sonraya bırakmak bir bahane olacaktır ve o bahanenin arkasında mutlaka endişe ve korku vardır.
Hilmi Işıkören
Motivasyon Konuşmacısı/Motivational Speaker
Köşe Yazarı/Columnist, Blog Yazarı/Blogger