26 Aralık 2024 Perşembe

Loft daire nedir ?

Gayrimenkul ve konut sektörünün son 10-15 yıl içinde yaşadığı baş döndürücü gelişme, yeni açılımları da beraberinde getiriyor. Talebin ve arzın artmasıyla kalite yükselirken, tüketici beklentisi kalitenin de ötesine çıkıyor. Yatırımcı da onca proje içinde öne çıkabilmek için tüketiciye yenilikler sunma gayretinde. Yatırımcıların sunduğu alternatifler arasında öne çıkan yeniliklerden biri de Loft tarzı projeler.

Bire bir karşılığı çatı arası, çatı arası odası, güvercinlik, samanlık veya kilise balkonu demek olan loft sözcüğü; Oxford English Dictionary’ye göre, Amerika’da çok katlı endüstri yapılarının bir katındaki açık alanı ifade ediyor. Loft kavramının mimarideki karşılığı ise fabrika ve depo gibi eski endüstriyel mekânların, konut ve çalışma birimlerine dönüştürülmesi olarak tanımlanıyor. Eski endüstriyel yapıların yaşanabilir alanlara dönüşmesiyle şekillenmesi, loft mimarinin karakteristik özelliklerini oluşturuyor. Tıpkı bir imalathane gibi duvarlarla bölünmeyen geniş alanlar, yüksek tavanlar, açıktaki tesisat boruları, büyük pencereler, brüt beton, tuğla yüzeyler, loft mimarinin öne çıkan detayları. Bu yönüyle yaşayanlara ferahlık ve özgürlük duygusu veriyor. Peki, bu farklı mimari tarz, hangi ihtiyaçtan, nasıl ortaya çıkmış olabilir?

Evsiz sanatçıların yaşam mekânı arayışından, bir mimari akıma…

Loft mimarinin izini sürmek için 1970’lere, New York’a yol alıyoruz. Çoğu ressam olan sanatçılar, yaşamak ve sanatlarını icra etmek için mekân arayışına girer. O yıllarda kentin içindeki kimi sanayi yapıları ya kapanmıştır ya da kent merkezinden uzağa taşınmıştır. Ekonomik sorun yaşayan, kimi de evsiz olan bu sanatçılar da boşalan fabrika, depo gibi alanlarda yaşamaya başlar. Yüksek tavanlı, boyasız duvarlı, brüt beton zeminli bu yapılar, ısınma zorluğu, yıpranmışlığı ve konforsuz yaşam şartlarına rağmen bohem ruhlu sanatçılar için son derece cezbedici ve ilham vericiydi. Böylelikle sanatçılar, bir yandan ev ve iş alanlarını birlikte kullanırken diğer yandan eski fabrika ve depoları yaşamsal alanlarına dönüştürür. Mimaride önemli bir referans noktası olan loftların öyküsü de böyle başlar.

Loft tarzı yapıların ilk merkezi, New York’un Manhattan bölgesinde ortaya çıkar. Eski üretim bölgesi sanat merkezine dönüşürken, bölgedeki köhneleşmiş ama tarihi ve estetik değeri bulunan yapılar da korunur. Kent merkezinde kalan loft yapılar, zamanla değişim geçirir. Eskiden daha çok evsizlerin barınmasını sağlayan loft dairelerin fiyatı da yükselir ve yatırım ürününe dönüşür.

Levent, loftun ülkemizdeki merkezlerinden

Loft mimarinin ülkemizdeki çıkışı yukarıdaki öyküyle bağdaşmasa da, çıkış merkezi olarak benzerlik gösteriyor. Türkiye’de loftun merkezlerinden birinin Levent ve civarı olduğunu söyleyebiliriz. Levent, bir zamanlar İstanbul’un sanayi merkeziyken, zamanla kentin en pahalı semtlerinden birine dönüştü. Buradaki eski fabrika, depo gibi alanlarda yatırımcılar veya bina sahipleri tarafından değerlendirilerek konut veya iş alanlarına dönüştürüldü. Levent Loft, bu anlamda öne çıkan en iyi örnekler arasında. Kadıköy’deki Hasanpaşa’da da loft örneklerine rastlamak mümkün. Loft mimari, endüstriyel alanların yanı sıra eski antrepo, garaj, depo ve eski ofis binalarını dönüştürerek de tasarlanıyor. Bu yönüyle ülkemizde sadece konutların değil, mimarlık ofislerinin, sanat galerilerinin, mağazaların tasarımında etkili oluyor. Hatta eğitim kurumlarına bile ilham verebiliyor.

Loftun dekorasyonunda özgürlük ön planda

Loft tarzı günümüzde kentli kültürün yaşam tarzı olmasının yanı sıra çağdaş mimariye de referans oluyor. Loft tarzı yapılar, genel olarak üç şekilde tasarlanıyor. Birinci yöntem, eski yapıların orijinalliğine fazla dokunmadan hayat buluyor. İkinci yöntemde, var olan bir yapıya loft mimari özellikleri giydiriliyor. Üçüncü yöntemde de bir yapı sıfırdan loft mimarisinin özelliklerine göre inşa ediliyor. Binalar her üç yöntemde de loftun kendine has inceliklerine göre dekore ediliyor. Loft olarak tasarlanan mekânlarda, çoğunlukla yapının var olan özellikleriyle oynanmadan, yaşam alanları mevcut yapıya entegre ediliyor. Genellikle üretim yapısı olmasından dolayı loftların en önemli özelliği, geniş kullanım alanını ayıran duvarların olmaması ve tavanların yüksek olması. Duvar olmayınca koridor ve çoğu kez kapılar da olmuyor. Bu sayede yaşadığınız mekânı bir bütün olarak algılayabiliyorsunuz.

Endüstriyel binalardan dönüştürülmüş gerçek loftlarda tüm tesisat ve çatı sistemi, kirişler ve taşıyıcı kolonlar açıkta kalıyor. Ham malzemeler, betonlar, dökme demirler ve taşıyıcılar da loft mimarisinin belirgin özellikleri arasında. Loft tasarımında mekânın hacimsel etkisiyle mimarinin ve malzeme özelliklerinin öne çıkması önemli. Bu nedenle dekorasyonu yaparken metrekare değil, metreküpün doğru kullanılması gerekiyor. Perdesiz, bölmesiz, kapısız, odasız bir alan isteyen kullanıcı, kendine has detaylar arayabiliyor. Bu yeni yaşam biçiminin odak noktasında, kişinin değişen hayat beklentileri yer alıyor. Geleneksel evlerden bambaşka bir düzene sahip olduğu için farklı ve yaratıcı fikirlere açık olmak gerekiyor. Bazen bir piyano, bazen de dev bir kitaplık, dekorasyonun ana elemanı olabiliyor. Az mobilya, gösterişsiz bir tarz, sakin bir aydınlatma da dekorasyona yön veriyor. Canlı renklerden kaçınıp doğal tonlarda çizgi izlenmesi gerekiyor. Tasarımcı elinden çıkmış özel bir kanepe, son teknoloji bir müzik sistemi ve endüstriyel izler taşıyan detaylar, loft dairenin mimari çizgisini güçlendiriyor. Loft mimariye genel olarak değindikten sonra, şimdi ülkemizdeki belli başlı loft yapılara göz atalım.

Levent Loft

Konsept tasarımı Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından gerçekleştirilen Levent Loft, bir dönüşüm projesi. Deva ve Fako ilaç fabrikaları arasındaki arsada, Büyükdere Caddesi’ne dik konumda, ofis binası olarak inşaatına başlanmış olan bina, mevcut beton karkas korunarak, konut yerleşimi olarak yeniden tasarlandı. Yüksek tavanlar, brüt beton doku, açık plan yerleşim, loft hayatıyla ilgili ipuçlarını verirken; açık, ferah, bol ışık alan, pratik, dinamik ve özgür bir ev hayatı oluşturuldu.
Tamamı 3870 metrekare arsa üzerinde uzun, ince bir planda yerleşmiş olan yapı, ön blokta zemin +11 kat, arka blokta zemin +7 kattan oluşuyor. Dublekslerin de seçenek olarak sunulduğu, 68-182 metrekare arasında değişen çeşitli büyüklük ve tiplerde loft konutlarda ayrıca bireysel olarak değerlendirilebilecek teras ve bahçeler gibi açık hava / peyzaj mekânları oluşturuldu. Sadece bir konut bloku olarak değil aynı zamanda üst düzey nitelikte sosyal bir yaşam alanı olarak planlanan projede, ana giriş geniş bir lobiden sağlanarak ilk buluşma noktası oluşturuldu. Toplantı salonları, sağlık merkezi, kafe-lokantalar gibi ortak mekanlar tasarımı tamamlıyor. Geniş bir otopark, depolar, merkezi havalandırma-ısıtma ve güvenlik sistemleriyle donatılırken, akıllı ev sistemiyle erişim ve kullanım kolaylığı sağlandı.

Loft bahçe

Levent Loft’un yakınında ve onun devamı olarak geliştirilen Loft Bahçe, ilki gibi dönüşüm projesi değil, sıfırdan oluşturulan bir yapı. Loft I’in yatay konumundan farklı olarak 22 kat yükselen Loft II, Boğaz ve kentin panoramik görüntüsünü kapsayan geniş bir İstanbul manzarasına sahip. Yine Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından tasarlanan ve 2011 RIBA Ödülü’nü kazanan projeler arasında yer alan Loft Bahçe, soft loft konsepti ve dikey bahçeleriyle şeffaf bir konut bloğu olarak tasarlandı. Tabanlıoğlu Mimarlık, bu projede de öncekinde olduğu gibi, geleneksel loft yerleşim planına sadık kaldı. Saklanmadan bırakılan tesisat, kolon ve kirişler, brüt beton tavan gibi. Yekpare cam pencereler her iki binanın da iç-dış mekan ilişkilerini kuvvetlendiriyor. Kesintisiz, duvarlardan arındırılmış mekânlar loft konutların genel özelliği fakat buradaki soft loft konsepti, özellikle yatak odaları için, daha fazla mahremiyet anlamına gelen duvarlarla tespit edilmiş sabit bölmelerle tanımlanıyor. Açık alanlar, kişisel tercihlere göre tanımlanabilir ve tasarlanabilir özgün mekânlarda yaratıcı olma seçeneği sunuyor.

Çeşitli büyüklük ve tiplerde loft konutlardan oluşan blokta, bireysel olarak değerlendirilebilecek bahçeler ile açık hava/peyzaj mekanları da yer alıyor.

Medina Turgul DDB Reklam Ajansı

Medina Turgul DDB Reklam Ajansı’nın 2008 yılında taşındığı Haliç kıyısındaki 3000 metrekarelik tarihi Tuzambarı, restorasyon ve içmimari projesiyle Erginoğlu & Çalışlar Mimarlık Ofisi tarafından bir reklam ajansına dönüştürüldü. Projenin tasarımında, taş duvarlardan oluşan yapının ve 10 metre boyundaki yüksek tavanların yarattığı güçlü doğanın korunmasına önem verildi.

Binanın girişi, ajansın kurum kimliği ile şekillenirken yarı şeffaf cephenin arkasından ajansın mutfak denilen çalışma birimleri hissediliyor. Buradaki 4 kolon, pantone etkisi ile renkli seramiklerle kaplandı, çalışma birimleri ise genelde yumuşak masa üstüne kuvvetli ışık verecek abajurlarla aydınlatıldı. Orta alan elips strüktürlü aydınlatmayla vurgulandı.

Özdilek Eskişehir Loft Konutları

Eskişehir’in göbeğinde atıl kalmış un fabrikası, kaderine terk edilmek yerine Özdilek Grubu’nun konut projesiyle yeni bir yaşama kapılarını açtı. Un fabrikasının yönetim binası olarak kullanılan 2 katlı eski yapı da müze kafeye dönüştürdü. Fabrikanın eski halinin fotoğraflarla anlatıldığı müze kafe, 73 konutluk projenin sosyal alanlarından biri olarak tasarlandı. Fiyatı 223 bin lira ile 404 bin lira aralığında değişen konutlar 2+1, 3+1 şeklinde farklı yükseklik ve genişliklere sahip.
Özdilek Eskişehir Loft Konutları, loft kavramını tam anlamıyla doldurmasa da, loftun Eskişehir’deki ilk örneği olarak değerlendiriliyor.

İncek Loft

Tabanlıoğlu Mimarlık’ın tasarladığı, Akfen İnşaat’ın yeni projesi İncek Loft, Ankara İncek’te hayat buluyor. Metrekare fiyatı 3000 liradan, daire fiyatları ise 218 bin TL’den başlayan projenin anahtar teslimi 2016’da yapılacak. 108 bin metrekarelik arazi üzerinde hayata geçirilen projede 1199 konut bulunuyor. Konut ağırlıklı karma bir proje olarak tasarlanan İncek Loft’ta, çağdaş bir mahalle ortamı yaratılıyor. Yeşil peyzaj, gezinti ve rekreasyon alanlarıyla binaların birbirine bağlandığı projede, kent yapılanması doğayla bir arada ele alınıyor. Bahçeleri ve terasları ile tüm konutlar gün ışığından ve manzaradan optimum yararlanacak biçimde, ancak her bir konutun mahremiyetini koruyarak konumlandırılıyor. Sokak seviyesinden yaya erişimine açık “alışveriş ve gezinti vadisi” olarak adlandırılan, açık, yarı-açık ve kapalı alanlar olarak düzenlenen bölge, bir merkez olmayı hedefliyor. Bu alan, kanyon formuyla doğal sokakların yaratıldığı, özellikle kafe ve restoranlarıyla, canlı ve bir araya gelmeye teşvik eden korunaklı bir kentsel buluşma merkezi olarak biçimleniyor.

İncek Loft’ta 2 km uzunluğunda yürüyüş parkuru, kapalı yüzme havuzu, fitness merkezi, tenis kortu, basketbol ve voleybol sahaları gibi geniş spor alanları, Ankara’da bir ilk olan profesyonel gözlem evi, cep sineması, parti evi, hobi atölyesi, çocuk oyun parkı gibi sosyal donatı alanları bulunuyor. Yüzde 75’i peyzaja ayrılan projede her daire için kapalı otopark alanı tahsis edilirken, araçların direkt kapalı otoparka girişiyle sosyal yaşam alanına araç girişi engelleniyor. Projede ayrıca çocuklar için Pony Club da mevcut.

Çekmeköy – Sancaktepe Kampüsü

İstanbul’da yaklaşık 30 yıllık tecrübesiyle hizmet veren Anabilim Eğitim Kurumları, yeni Çekmeköy – Sancaktepe Kampüsü ile eğitim sektörünü ilk loft mimarili okul ile tanıştırıyor. Eski bir kompresör fabrikasından dönüştürülen okul binası, beş dönüm açık alan üzerine 11 bin metrekarelik kapalı alanda ve 1000 öğrenci kapasiteli olarak inşa edildi. Santral Mimarlık Bürosu’ndan İç Mimar Ertunç Vatanperver’in üstlendiği projenin inşaatı Kılıçlar Group tarafından gerçekleştiriliyor. Spor ve eğitim konseptli iki ayrı bina olarak inşa edilen kampüste; kapalı spor salonu, yarı olimpik yüzme havuzu, basketbol sahası, çok amaçlı stüdyo, müzik salonları, fen ve bilgisayar laboratuvarları, kütüphane, kafe ve yemekhane ile birlikte ileri teknolojili bir konferans salonu bulunuyor. 

Habertürk

PROJE BİLGİ FORMU

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yapın

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen isminizi girin

Son Haberler

YAZARLAR

Ayla Özer
365 YAZI