Aydeniz İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Fırat Aydeniz, başarılı bir Türk girişimcisi. Aydeniz, Maldivler’de otel yatırımı olan tek Türk olarak da bambaşka bir konumda…
Bir başka coğrafyada bir başka kültürde yatırım yapmak zor iştir. Eğitim hayatı başarılarla dolu olan Fırat Aydeniz, cesur girişimcilerden biri olarak çıkıyor karşımıza… Aydeniz İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi olan Fırat Aydeniz, Maldivler’de yatırım yapıp önemli bir yol açmış belki ardından gelenler olur diye… Türk’ün sesini, başarısını, işine verdiği önemi, kalite anlayışını dünyanın öbür ucuna duyurmuş bir Türk girişimci Fırat Aydeniz… Ayada Maldives Resort, Maldivler’in en güzel otellerinden biri. Bir Türk’e ait olması ise gurur veriyor. Üstelik son derece A plus dizayn edilmiş muhteşem bir otel Ayada Maldives Resort. Palmiye ağaçları arasında, yeşille mavinin dansının iliklere kadar hissedildiği bir coğrafyada, denizin üzerinde inşa edilen odalar düşünün, gerisi sadece hayallerinizde olacak türden zaten… Otel ihalesini kazandığında bir anlık tereddüt yaşanmış elbet, ancak başarıya olan inanç Fırat Aydeniz’i şimdilerde Ayada Maldıves Resort markasını yaratmaya kadar götürmüş. Maldivler’de inşa edilen söz konusu oteli anlatmakla olmaz. Sadece fotoğraflarına bakmak da yetmiyor bir yerde… Gidip görmek, o havayı solumak gerekiyor. A Plus bir müşteri kitlesine hizmet eden Ayada Maldives gerçekten de yeryüzünün en özel otellerinden… Kilometrelerce uzakta olan bu oteller Türklerin dünyadaki ayak seslerinden sadece biri. Şimdi gelin hep birlikte, cesur girişimci, genç işadamı Fırat Aydeniz’i ve Ayada Maldives Resort’u birlikte tanıyalım.
Bir başka coğrafyada bir başka kültürde yatırım yapmak zor iştir. Eğitim hayatı başarılarla dolu olan Fırat Aydeniz, cesurgirişimcilerden biri olarak çıkıyor karşımıza… Aydeniz İnşaat YönetimKurulu Üyesi olan Fırat Aydeniz, Maldivler’de yatırım yapıp önemli bir yol açmış belki ardından gelenler olur diye… Türk’ün sesini, başarısını, işine verdiği önemi, kalite anlayışını dünyanın öbür ucuna duyurmuş bir Türk girişimci Fırat Aydeniz… Ayada Maldives Resort, Maldivler’in en güzel otellerinden biri. Bir Türk’e ait olması ise gurur veriyor. Üstelik son derece A plus dizayn edilmiş muhteşem bir otel Ayada Maldives Resort. Palmiye ağaçları arasında, yeşille mavinin dansının iliklere kadar hissedildiği bir coğrafyada, denizin üzerinde inşa edilen odalar düşünün, gerisi sadece hayallerinizde olacak türden zaten… Kilometrelerce uzakta olan bu oteller Türklerin dünyadaki ayak seslerinden sadece biri. Şimdi gelin hep birlikte, cesur girişimci,genç işadamı Fırat Aydeniz’i ve Ayada Maldives Resort’u birlikte tanıyalım.
Türk hamamı ve Türk kahvesini sevdirdik
1973 yılında Elazığ’da doğdum.İlkokula orada başladım, Ankara’ya taşınmamızla eğitim hayatımı Ankara’da sürdürdüm. Liseyi TED Ankara Koleji’nde, üniversiteyi de ODTÜ Mimarlık Fakültesi’nde Mimarlık Bölümü’nde tamamladıktan sonra vatani görevimi tamamlayarak 1996 yılında aile şirketimiz olan Aydeniz Grubu’nda iş hayatıma başladım. İlk mimari projem olan şirket genel müdürlük binamızın inşaatı da ilk inşaat deneyimim oldu. Bunu, yatırım arayışı içerisinde olan grubumuzun hangi alanda ne tip bir yatırım yapabileceği husundaki çalışmasını üzerime alarak, inşaat sektörü dışındaki ilk yatırımımız olan Ayfrost Dondurulmuş Gıda Fabrikası’nın projelendirilmesi ve inşaası takip etti. Devam eden yurtiçiinşaat projelerimizin, yurtdışında da geliştirilmesi yönünde alınan strateji gereği bu konuya ağırlık vererek Afrika Kıtası’ndaki ilk işimizin alınmasında etkin rol aldım. Etiyopya’da Dünya Bankası tarafından finanse edilen ve yapımı devam etmekte olan yol projesimizin koordinasyonunu halen sürdürmekteyim. Bu dönem içerisinde Maldivler’deki turizm yatırımızın geliştirilmesi ve gerçekleştirilmesini de üstlendim. Halen grubumuzun inşaat alanında Afrika’daki faaliyetlerinin, gayrimenkul projelerinin ve turizm faaliyetlerinin yönetiminisürdürmekteyim. Ahmet Aydeniz İnşaat AŞ. olarak projelerinizden söz eder misiniz? Grubumuzun lokomotif şirketiolan Ahmet Aydeniz İnşaat AŞ.yurt içi ve yurt dışında sulama, tünel,baraj ve yol inşaatlerı gibi büyük ölçekli altyapı projeleri ile konut, devlet binaları, turizm tesisleri gibi üst yapı projeleri konusunda taahhüt hizmeti vermekte. Devam eden projelerimiz arasında Burdur Karaçal Barajı, Türkeli-Ayancık Yolu, Mezarı Şerif Havaalanı ile Etiyopya’daki Irba Moda-Wadera Yol Projesini sayabilirim. Maldivler’de otel açma fikri nasıl doğdu? Maldivler’e ilk defa 2001 yılında eşim ile birlikte balayımız münasebeti ile gittim. Gerek eşim, gerek ben Maldivler’in tabiatına, iklimine ve denizaltı yaşantısına hayran kaldık. Henüz balayımızda iken bile burada yatırım yapılıp yapılamayacağını araştırmaya başladım. Gerek coğrafi uzaklık, gerek Maldiv bürokrasisinin yavaşlığı ve gerek devam eden işlerimizin yoğunluğu sebebi ile araştırmamı tamamlamak bir hayli zaman aldı. Sonra devlet tarafından zaman zaman açılan ihaleleri takibe başladık ve birincisine olmasa da ikinci ihalede şimdi Ayada Maldives’in üzerine kurulduğu Magudhdhuvaa Adası’nı kiraladık ve balayımızdan 10 yıl sonra 2011 yılında otelimizi işletmeye açtık.
Dünyanın bir ucu ve bambaşka bir kültür
110 milyon dolarlık bir yatırımdan bahsediyoruz. İhaleyi kazandığınızda korkularınız oldu mu? Hem de çok. Bize bu kadar uzak bir destinasyonda, yerini haritada bulamadığınız Hint Okyanusu’nun ortasında bir yerde, 1,5 metre yüksekliğinde, yürünmeyecek yoğunlukta bir bitki örtüsü ile kaplı, 150 dönümlük bir ada da yatırım yapmaktan kim korkmaz ki? Hele ki buraya dünyanın en özellikli resort otellerinden birini yapacaksanız! Kendime ‘Nasıl?’ sorusunu her sorduğumda bu korkuyu derinden hissettim.Cesur bir girişimci olarak Maldivler’de planladığınız her şey yolunda gitti mi? Neticede başka bir ülke, kültürünü tanımadığınız insanlar, farklı bir bürokrasi. O süreci bizimle paylaşır mısınız? Dürüstçe söylemek gerekirse,sancılı ve zor bir süreçten geçeceğimizi biliyorduk. Ancak, zaman zaman bu çizginin de üzerinde durumlarla karşılaştık. Düşünsenize 150 dönümlük ıssız bir adada yaklaşık 15 farklı milletten oluşan 750 kişilik bir ekibi yönetmek zorundasınız. Bırakın otelin inşaatını, huynu suyunu dilini bilmediğiniz bu insanların yatacağı yerden, yiyeceği yemek kadar idare edilmesi bile başlı başına bir konuydu. Öğleden sonraki bir çay molasında, bittiğinden ve adaya yetiştirilemediğinden dolayı biskivü yoksa çalışmayız diye isyan eden insanlardan bahsediyorum burada. Kumundan, demirine çimentosuna kadar her malzemeyi dhoni denilen geleneksel gemilerle başkent Male’den adamıza taşımak zorunda idik. Bu iyi hava şartlarında 1,5 gün, kötü hava şartlarında ise bir haftayı bile bulan bir yol demekti. Buna ek olarak 120 cm alçalan ve yükselen bir lagünde bu dhonileri boşaltmak da işin başka bir zorluğuydu. İnşaat esnasında, basit bir malzeme diye düşünebileceğiniz çiviniz bitse, herşey dururdu. Hele; mal alımı için gittiğim Çin’de, otel odamda, bir gece yarısı beni arayan Lojistik Müdürümüz’ün ‘Gemimiz, üzerindeki mallar ile Kolombo’da battı!’ sözünü bugün düşündükçe bile titriyorum. Otelinizin personelini mercek altına alırsak, kaç Türk çalışıyor ? Şu anda işletmede olan otelimizde yaklaşık 300 personel çalışmakta ve bu sayıyı 400’e kadar çıkaracağız önümüzdeki günlerde. Bu sayıdan 25 kadarı Türk çalışanımız. Özellikle Türkiye’den gelen misafirlerimiz, dünyanın bir ucunda, kendi dillerinde servis almaktan memnun oluyorlar.
Ekovitrin..
EKOV‹TR‹N MART 2012 93