Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyrek döneminde yüzde 3.2 büyüme gösterdi.İnşaat sektörü yılın ilk çeyreğinde yüzde 2.8 büyüdü. İnşaat sektöründe büyüme ekonominin geneline paralel yavaşlamıştır .İkinci çeyrekte de bu paralelikte devam eden sektör 2010’da %17 -2011’de %10 olmak üzere son 2 yılda hızlı bir büyüme gerçekleştirdi.Bu kadar hızlı büyüyen ,büyüme üzerine büyüme gerçekleştiren bir sektörün düzeltme yapması ,büyümesini yavaşlatması gayet normal.Diğer taraftan Çari açığı azaltmak ve ekonomiyi soğutmak amacıyla alına sert önlemlerde Maliye Bakanlığının hazırladığı pakette ikinci çeyrekte büyümesini durduran inşaat sektörünün olumsuz etkileyeceği görünen bir gerçek.Son dönemde ardı ardına çıkarılan yasalarla önünün açılmasını çalışılan sektörde bu haberler soğuk duş etkisi yarattı.Maliye Bakanlığı’nın tedbir paketinde şu anda binde 65 olarak uygulanan tapu harcının arttırılması ve gayrimenkul yatırım ortaklıklarına (GYO) sağlanan kurumlar vergisi istisnasını kaldırarak 500 milyon liralık ek gelir elde etmeyi planladığı belirtiliyor.2012 başından bu yana büyümesi duran inşaat sektöründe tapu harçlarının yükselmesi satışları etkileyecek.Çok yüksek oranlar olmasa da tapu harçları tüketicinin üzerinde psikolojik bir etki yarataracak.Zaten beklemeye geçen konut alıcısı alımlarını daha da erteleyecek.GYO’ların %20 vergi avantajının kaldırılması sayıları 24’e ulaşmış olan GYO’ların yerinde saymasına neden olacak.İnşaat şirketleri halka açılmazsa sektörde denetlenen şirket sayısı daha az sayıda kalacak. GYO’ların şeffaf olmasından dolayı yabancı yatırımcıları çekmesinin azalmasını da göz ardı etmeyelim. Eylül ortasından sonra hareketlenmesi beklenen inşaat sektörünün önüne çıkarılan bu kararlar “bastığın dalı kesmek “ atasözüne çok uyuyor.Ekonominin lokomotifi olarak görülen, kendisiyle birlikte çok sayıda sektörü hareketlendiren ,tetikleyen inşaat sektörünün önüne bu engellerin çıkarılması bize pahalıya mal olabilir.Bu durum güçlü sermaye yapısı olmayan birçok inşaat şirketini sıkıntıya sokabilir .Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım.
Ayla Özer