20 Kasım 2024 Çarşamba
Ana SayfaManşetMarmara Denizi’nde temizlenen müsilaj 5 bin 306 metreküpe ulaştı

Marmara Denizi’nde temizlenen müsilaj 5 bin 306 metreküpe ulaştı

İzmit Körfezi’nde oksijen seviyesini artıracak cihazların denize bırakılması ve müsilaj temizleme çalışmalarını incelemesinin ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Caddebostan’da başlattıkları “Türkiye’nin En Büyük Deniz Temizliği Seferberliği”nde ikinci haftayı geride bıraktıklarını söyledi.

üm Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren çevre problemine ilişkin kararlı şekilde adımları atmaya devam ettiklerini bildiren Kurum, “Bu çerçevede 7 ilimizde valilikler koordinasyonunda sahada bilfiil çalışmalarımızı yürütüyoruz.” dedi.

Kurum, bölgedeki atık su arıtma tesislerinin takibi, deşarj istasyonlarındaki kriterlerin sürece göre değişimi, yönetmeliklerin revize edilmesi, izleme noktalarının 90’dan 150’ye çıkarılması, deniz yüzeyindeki temizliğin 7 ilde 24 saat esasına göre çalışılması gibi birçok eylemi hayata geçirmeye gayret ettiklerini vurguladı.

Kısa ve uzun vadede atılması gereken adımları atarken gerek organik bakterilerin denize bırakılması, gerekse teknik açıdan çalışmaları kurul bünyesinde takip ettiklerini aktaran Kurum, şöyle konuştu:

“Bu çerçevede pilot uygulamalarımızı gerçekleştiriyoruz. Bugün de 4’ü İzmit Körfezi’nde (Kumla Deresi, Kilez Deresi, Seka Park ve Tütünçiftliği) olmak üzere biri Pendik Marina’da 5 noktada daha önce Kanada’da uygulaması yapılmış, oradaki göllerde, akarsularda, nehirlerde başarılı olmuş, oralardaki alglerin azalmasına, yine oradaki yaşam kaynağının, oksijenin artarak devam etmesine imkan sağlamış bir çalışma var. Bu çalışmayı önemsiyoruz. Bu çalışma çerçevesinde denize hep beraber bıraktığımız cihazlarla denizdeki oksijen seviyesini artıracak adımları atıyoruz.

Bu cihazlar bulunduğu alanın 500 metre çapında, 30 metre derinliğinde yaklaşık 16 ila 26 hektar genişlikteki alana etki edebiliyorlar. Bu cihazlar aslında denizin yüzeyindeki gerginliği azaltarak atmosferdeki oksijenin daha fazla deniz dibine gitmesine imkan sağlıyor. Tamamen güneş enerjisiyle çalışıyor ve anlık verilerimizi bize iletiyorlar. Bir taraftan deniz yüzeyindeki gerginliği azaltarak denizin altındaki uygulamaya çalıştığımız eski ekolojik yaşama katkı sağlayacak, oksijen seviyesini artıracak çalışmayı pilot olarak şu an 4 bölgemizde yürüteceğiz. Bu çalışma 6 hafta sürecek. 6 hafta içinde denizdeki oksijen seviyesinin en az 8 miligram/litre olması öngörülüyor.”

Bakan Kurum, şu anda denizin farklı noktalarında oksijen seviyesinin 2 miligrama kadar düştüğünü tespit ettiklerine dikkati çekerek, “Dolayısıyla oksijen seviyesini artırmamız, buradaki balık türlerinin yaşaması, oradaki canlıların yeniden yaşamlarını sürdürmesi, yine oradaki ekolojik yaşamın kendi düzeni çerçevesinde ilerlemesi adına önemli. Sonuçta bu müsilajlar aslında o ekolojik düzen içerisinde balıklar tarafından yenebiliyor ancak oradaki müsilajın çokluğu, oksijen seviyesinin azlığı, azot ve fosfor seviyesinin yüksek olması sebebiyle o ekolojik yaşam maalesef istediğimiz şekilde ilerlemiyor. Kısa vadede oksijen seviyesini artırarak, inşallah hem deniz yüzeyindeki yosunları, algleri, yine kötü koku ve görüntü üreten mikroorganizmaları da engellemiş olacağız. Başarılı olması halinde tüm Marmara’da da bu uygulamayı oluşturduğumuz Bilim Kurulu çerçevesinde yürütüyor olacağız.”

“5 bin 306 metreküp müsilajı toplayarak bertarafını sağladık”

Kurum, 8 Haziran’da başlattıkları seferberlikle sahada 1500 kişinin çalışmalarına devam ettiğini, illerde belediyeler ve valiliklerin koordinasyonunda çalışmaların sürüldüğünü vurguladı.

Temizlik çalışmalarına değinen Bakan Kurum, şunları söyledi:

“Gerek deniz temizleme araçlarıyla gerek kıyıda müsilajın toplanmasıyla birlikte bugüne kadar 5 bin 306 metreküp müsilajı toplayarak bertarafını sağladık. Bu da aslında şu açıdan önemli, hem görüntü kirliliğini hem koku kirliliğini gideriyoruz ve o müsilajla tabaka haline gelmiş deniz yüzeyinden onları alarak denizdeki yaşamın yeniden sürmesine imkan sağlamış oluyoruz, Aslında oraya güneş ışınlarımız gidiyor, denizimiz nefes alıyor. Oradaki canlılarımızın nefes alması adına önemli bir çalışma. Şu anda 72 tekne ve çok sayıda gerek karada gerek deniz yüzeyindeki ekip ve ekipmanlarla deniz temizleme seferberliğimiz devam etmektedir.”

Bir taraftan da 7 ilde çevre denetimlerini, valiliklerle birlikte yürüttüklerini vurgulayan Kurum, bugüne kadar 5 bin 373 denetim gerçekleştirdiklerini, 97 tesise 13 milyon lira idari para cezası verdiklerini belirtti.

Bakan Kurum, 16 işletmeye de kapatma cezası verdiklerine değinerek, “Yaptığımız denetimlerle Yalova’da 3, Balıkesir’de 3, Tekirdağ’da 9, Kocaeli’de 1 işletme olmak üzere 16 işletme faaliyetten men edildi. Yani Marmara Denizi’mizin bu anlamda korunması, eski haline getirecek adımların atılmasını, 22 maddelik eylem planlarıyla hayata geçirmeye devam ediyoruz.” dedi.

Yerel yönetimlerin atık arıtma tesislerinin inşasına imkan sağlayacak kanuni düzenlemeyi de hazırladıklarına işaret eden Kurum, bu kapsamda belediyelerin farklı alternatifler ve metotlarla atık su arıtma tesislerini kapasitesini ve teknolojisini iyileştirebileceklerini bildirdi.

Üniversitelerle oluşturdukları grupların, tüm Marmara’da belli noktalarda numune alınması ve arıtma tesislerinin takibinin yapılması suretiyle tüm Marmara’ya ilişkin çalışmalarını başlattıklarını aktaran Bakan Kurum, “Aldığımız numunelerle sürecimizi anbean takip ediyoruz. Sudaki oksijen seviyesini artırmak için koyduğumuz bu cihazları, gördüğümüz sürekli oksijen cihazlarıyla birlikte takibini yapıyoruz. Bu takip neticesinde de alacağımız veriler bizim için çok kıymetli. Bu noktada inşallah 4-6 hafta içerisinde bu neticelerimizi alıp, yine milletimizle paylaşıyor olacağız. TÜBİTAK MAM bünyesinde oluşturduğumuz hem akademisyenlerimiz hem hocalarımız hem bakanlığımız temsilcileriyle birlikte bu çalışmaları takip edeceğiz, Alacağımız sonuçlara göre de kısa vadede atacağımız adımlara yönelik önemli bir çalışma olacak, önemli bir destek olacaktır. ” ifadelerini kullandı.

Kurum, Kanada’da yürütülen bu çalışmanın denizdeki tuzluluğa bakarak öngörüldüğünü söyledi.

Kanada’daki çalışmada, denizdeki tuzlulukla Marmara’daki tuzluluğun kabul edilebilir seviyede olduğunun belirtildiğini aktaran Bakan Kurum, “Bu çerçevede denizdeki bu çalışmayı yapabileceğimizi ifade ettiler. Bir de tabii Marmara Denizi biliyorsunuz, Karadeniz’den Akdeniz’e, Akdeniz’den Karadeniz’e akıntı olmasına rağmen, birçok körfezimiz kendi içinde aslında bir göl havzası gibi işlem görüyor. Burada da akıntı var ama nitekim denizin birçok noktasına göre daha az akıntı. Onlar burada da faydalı olabileceğini ifade ettiler.” diye konuştu.

Bakan Kurum, deniz dibindeki ekolojik yaşamın kendi içerisinde döngüsünün zaten bulunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Alglerin, fitoplanktonların çoğalması, müsilaj dediğimiz aslında onların balıklarla bir yaşam döngüsü vardı. Bu, yaşam döngüsünün bozulmasından kaynaklı. Biz o eski yaşam döngüsünü geri getirmeye çalışıyoruz. Bunun için de oradaki canlı hayatını yeniden canlandırmak adına bu adımı atıyoruz. Oksijen seviyesini arttırarak oradaki yaşamı yeniden canlandıracağız, aslında müsilajın kendi içerisinde döngüsünü de sağlayacağız. Biz o canlı türlerini yeniden hayata getirirsek, müsilaj kendi içinde onların bir yem kaynağı olacak.”

Bakan Kurum, çalışmanın yaygınlaştırılması yönündeki soru üzerine, temmuzun ilk haftasında Kanada’daki bilim adamlarının geleceğini ve çalışmaları TÜBİTAK ile değerlendireceğini aktararak, “Onların ifadesi, kısa zamanda Marmara’nın geneline ilişkin bu çalışmayı yapabileceklerini söylüyorlar. Biz pilot uygulamak istedik. Başarılı olması halinde tüm Marmara’ya kısa vadede oksijen seviyesini arttırmak adına bu adımı atacağız. Tabii bu kesin çözüm değil. Aslolan bizim uzun vadeli yatırımlarımızı hayata geçirmektir.”

“Gelen tüm çalışmaları bilim insanlarıyla oluşturduğumuz kurul çerçevesinde dikkate alıyoruz”

Bakan Kurum, “Marmara Denizi için başka bilimsel adımlar atılacak mı?” sorusu üzerine, akademisyenlerin ve üniversitelerin bütün fikirlerini önemsediklerini ifade ederek, bu çerçevede TÜBİTAK bünyesinde 10 milyon liraya kadar bu projelere destek verilebileceğini TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal’ın kendilerine aktardığını söyledi.

Bunun önemli bir bütçe olduğunu belirten Kurum, daha önce depremle ilgili böyle bir çalışma yapıldığını kaydetti.

Kurum, şu anda müsilajla ilgili üniversitelerin, bilim insanlarının yapacağı çalışmaları TÜBİTAK Başkanlığının desteğiyle beraber yürüteceklerini dile getirerek, “Gelen tüm çalışmaları bilim insanlarıyla oluşturduğumuz kurul çerçevesinde dikkate alıyoruz. O çalışmaların da neticelerinin olumlu olmasına müteakip inşallah sahada da uygulamalarını yapacağız.” diye konuştu.

“Körfezdeki mavi bayraklı plajımızda bir sorun yok”

İzmit Körfezi’ndeki mavi bayraklı plajlarda denize girilip girilmeyeceği yönündeki soruya Kurum, şöyle cevap verdi:

“Mavi bayraklı plajlarla ilgili veya körfezde, İstanbul’da, Marmara’daki denize girilen noktalara ilişkin anbean denizdeki suyun kalitesi verilmektedir. Nerede veriliyor, ‘marmarahepimizin.csb.gov.tr’ adresinde veriliyor. Yine Halk Sağlığı Genel Müdürlüğümüzün deniz sularıyla alakalı Bakanlığımızla yapmış olduğu ortak çalışmada, anlık olarak deniz suyu kalitesi denize girilip girilemeyeceği net bir şekilde verilmektedir. Dolayısıyla körfezdeki mavi bayraklı plajımızda bir sorun ve problem yok.”

“Diğer denizlerde de müsilaj incelemesi var mı? Getirilen cihazla ilgili isim düşünüldü mü?” sorusu üzerine Kurum, 81 ildeki teşkilat mensupları ve diğer kurumlarla iş birliği çerçevesinde takiplerin yapıldığını aktararak, kıyılarda bu noktada denetimlerin yapıldığını söyledi.

Marmara’daki durumun diğer denizlere göre biraz daha sorunlu olduğunu dile getiren Kurum, “O yüzden önceliğimiz Marmara, ki Marmara kapalı bir deniz. Dolayısıyla tehlike arz eden bir durum söz konusu. O yüzden Marmara’daki durum bizim için daha önemli ve önceliğimiz. Diğer taraftan bu cihazımıza bir isim koymadık. Siz koyarsınız, beraber koyarız. İnşallah başarılı olur da ona memleketimizde de üniversitelerimizde bu tarz çalışmaları yaparak yerli ve milli bir teknoloji hamlesiyle bu adımları atarız. Buna ilişkin üniversitelerimiz, TÜBİTAK bünyesinde çalışmalarımız olacak. Şu an tüm bilgiyi önemsiyoruz. Sonuçta uygulanmış projeleri önemsiyoruz. Hızlı hareket etmek zorundayız çünkü gerçekten Marmara’yı bir an önce eski haline getirmek zorunluluğumuz var.” ifadesini kullandı.

Kaynak: Anadolu Ajansı

PROJE BİLGİ FORMU

Gökhan Bahadır
Gökhan Bahadır
1980 Bursa'nın İnegöl ilçesinde doğdu. İlkokul, ortaöretim ve lise hayatını İnegöl'de tamamladıktan sonra üniversiteyi Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler bölümünde okudu. 2011 yılından bu yana Emlakdream.com'da gece editörü olarak görev almaktadır.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yapın

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen isminizi girin

Son Haberler

YAZARLAR

Ayla Özer
365 YAZI