Ankara Oran'daki Sinpaş projeleri sahasında Mehmet Canıtatlı'ya konuşan Ahmet Çelik, ’’Birçok ülkede belirli bir tanım ve standartla yürütülen müteahhitlik mesleğinin icrası ülkemizde kolay ve kontrolsüzdür. Tespit edilen 20 milyon civarındaki yapı stokunun asgari 7 milyonunun depreme dayanıksız yapılardan oluşuyor. Son 100 yılda 100 bin can ile iki milyon yapının kaybına neden olan deprem gerçeğine karşı en önemli tedbirlerden birisi de iş ehline bırakmaktan geçiyor’’ dedi. Çelik, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü;
*Bizler, nasıl ki, sadece kendi işimizle ilgileniyorsak, inşaat da birazcık sermayesi olan herkesin girdiği bir alan olmamalı. Ya iş bitirme ya da sermaye rasyosu şartı getirilmelidir. Fikirtepe’de bunun en bariz örneklerini gördük. Eninde sonunda devlet eliyle götürülmek zorunda kalınan işler oldu.
*Gayrimenkul geliştirme ile inşaat taahhüt işleri tanım olarak ayrıştırılmalıdır. Konut satışları ve istatistikleri gerçeği yansıtmıyor Bununla ilgili yapılacak her çalışmaya katkı vermeye hazırız.
*Mesleğe giriş standardı, kamu, özel ve yurtdışı müteahhitlik hizmetleri olarak tasnif edilmeli, sektörün tek çatı altında toplanmasını sağlayan, çalışma usul ve esaslarını belirleyen bir MESLEK YASASI çıkarılmalıdır. Burada TOBB’un dinamik altyapısı etkin rol alabilir.
*Belediyelerin uyguladıkları imar harcı, ruhsat harcı, iskân harcı, mekanik – elektrik ruhsat harçları, proje onay- döküm ruhsat harcı ve diğer ücretlerinde farklı uygulamalar söz konusu. Bu konuda yeni bir düzenlemeye ihtiyaç var İki ilçede farklı uygulama yerine belli bir standarda göre ücretlendirme yapılmalıdır.
Mehmet Canıtatlı
