Bilindiği üzere, bankalar tüketicilere kullandırdıkları konut kredisi karşılığında genelde maktu tutarlarda masraf almaktadır. Ülkemizde tüketici bilincinin yerleşmesi ve gelişmesi ile birlikte, tüketiciler, ödedikleri bu masrafın iadesi için öncelikle tüketici sorunları hakem heyetlerine (TSHH) başvurmakta, heyetler genelde tüketici lehine karar vermekte, satıcı ve sağlayıcının itirazı yahut hakem heyetinin reddi üzerine de konu tüketici mahkemelerine intikal etmekte idi. Örneğin, eski Tüketici Kanunu döneminde bankadan konut kredi kullanan ve kendisinden 1.800 TL masraf alınan bir tüketici, masrafın iadesi için TSHH’ye başvurmuş, hakem heyeti talebi reddetmiş, konu tüketici mahkemesine intikal ettirilmiş ve mahkemede 1.798 TL’nin bankadan tahsiline karar vermiştir.
Davanın temyiz edilmesi üzerine de, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, E.2014/25772, K.2014/24915 sayılı kararı ile bankanın kredinin verilmesi için zorunlu, makul ve belgeli masrafları tüketiciden isteyebileceğinin kabulünün gerektiğini belirtmiş, bu manada faturası ibraz edilen ekspertiz ücreti ile ipotek tesis ücretinin istenebileceğine hükmetmiştir. Hayat sigortasına ilişkin olarak ise, bankanın prim ödeme borcu altına girdiği, sigorta kapsamına alınmasında tüketicinin de menfaatinin bulunduğu belirtilerek, sözleşme kapsamında tahsil edilen hayat sigortası primlerine ilişkin kayıtların haksız şart olarak kabulünün mümkün olmadığına hükmedilmiştir. Anılan karara dayanak ise Türk Ticaret Kanunu’nun bir hükmü gösterilmiştir. Şöyle ki, anonim şirket şeklinde faaliyet gösteren bankalar tüzel kişi tacir sayılmaktadır. Türk Ticaret Kanunu’na göre tacir olan veya olmayan bir kişiye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, uygun bir ücret isteyebilir. Bu hükmü dikkate alan Yüksek Mahkeme, bankanın tacir olup, yaptığı masrafları tüketiciden isteme hakkının bulunduğunu belirtmiştir.
2013 yılında kabul edilip 2014 yılı Mayıs ayında yürürlüğe giren 6502 sayılı yeni Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 4'üncü maddesinde ise “Bankalar, tüketici kredisi veren finansal kuruluşlar ve kart çıkaran kuruluşlar tarafından tüketiciye sunulan ürün veya hizmetlerde ise tüketiciden faiz dışında alınacak her türlü ücret, komisyon ve masraf türleri ile bunlara ilişkin usul ve esaslar Bakanlığın görüşü alınarak bu Kanunun ruhuna uygun olarak ve tüketiciyi koruyacak şekilde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenir.”, 29uncu maddesinde de “Tüketicinin yazılı veya kalıcı veri saklayıcısı aracılığıyla açık talebi olmaksızın kredi ile ilgili sigorta yaptırılamaz.” denilmektedir.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından 3 Ekim 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Finansal Tüketicilerden Faiz Dışında Alınacak Ücret, Komisyon ve Masraflara İlişkin Usûl ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’te ise tüketicilere kullandırılacak krediler için, kredi anaparasının binde beşini geçmeyecek şekilde tahsis ücreti alınabileceği, bunun dışında, istihbarat ücreti, kredi işlem fişi ücreti, ödeme planı değiştirme ücreti, değişken taksitli ödeme planı ücreti gibi her ne ad altında olursa olsun başkaca bir ücret alınamayacağı, taşınmazlara ilişkin ipotek ve ekspertiz işlemlerinde ise yalnızca üçüncü kişilere ödenen ücretlerin alınabileceği belirtilmiştir. Bu çerçevede, konut kredisi kullanan tüketicilerin, bankalarca kendilerinden tahsil edilecek kredi tahsis ücreti ile belgelendirilen ipotek ve ekspertiz ücretlerini, ayrıca yazılı olarak kabul etmeleri halinde sigorta prim ödemelerini geri alamayacakları değerlendirilmekte olup, bunların iadesini talep etmeleri durumunda TSHH, mahkeme yahut temyiz aşamasında Yargıtay’ın taleplerinin reddi yönünde karar verebileceği hususlarını göz önünde bulundurmaları gerekir.