Önce Kiracı Geldiler;
Özal’lı dönemler ile Orta Doğu – Arap Yarım Adası ile tanıştık.
Geldiler… Önce kiralık talepleri ödedikleri kira değerleri ile dengemizi bozdular, kendi evimizde bizi yabancı edip, yerimizden yurdumuzdan ettiler. Sonra kayboldular…
Şimdi Satın Almaya Geliyorlar;
Son 8 yıldır ise Orta Doğu – Arap Yarım Adası – Afrika Kıtasından gayrimenkul satın almaya geliyorlar.
Biz hepsini ortak bir tanımda birleştiriyoruz; ARAP… sonra bize çazip gelsin diye tersten okuyup PARA’diyoruz.
PARA aklımıza geldiğinde gayrimenkulümüzü ARAP’a satmanın peşinde koşuyoruz.
Koşuyoruz koşmasına da o koştuğunuz insanlar ile birlikte yaşamak… alışveriş yapmak… bir arada eğitim yapmak… yemek yemek istemiyoruz.
Yerelleşerek Globalleşemeyiz;
Sonra Göçmenlerin kurduğu Amerika’ya özeniyor, Avrupalılaşan Arapların otellerinde konaklıyor… Alışveriş Merkezlerinde alış veriş yapıp, restoranlarında & cafelerinde yiyip içiyor, birlikte olmaktan mutluluk duyuyoruz.
Sıra ülkemize geldiğinde; görünmez olsunlar istiyoruz. Yıl sonuna kadar 50 bin konut satış hedefi hareket ettiğimiz sektörde, unutmayın biz sadece bir konut satmıyoruz, yerleşimden yaşama hayatın tüm gereksinimlerine talep yaratıyor ekonomiye katkı verdiriyoruz.
Hiçbir insan görünmez değildir. Önerim; görünenlerden değil, görünmeyenlerden çekinmeniz, globalleşen ekonomiyi; global kurallar içinde değerlendirmenizdir.
Bir Çağrım Var ;
Yabancıya gayrimenkul satışında liderliğini sürdüren İstanbul gibi metropollerde gayrimenkul proje satış ofisleri uzun bir süredir hafta sonu kısıtlama kapsamında yabancılara hizmet veremiyor.
Kısıtlı süre içinde Ülke ziyaretinde bulunan yabancı gayrimenkul talebine yönelik proje satış ofislerinin yabancı talebe yönelik kısıtlama kapsamının dışında tutulmasını, HES ve Koruma kurulları içinde hizmet koşullarının oluşturulması öneriyorum.
Konu ile ilgili olarak GiGDER – GYODER gibi dernek yapılarını çözümlere davet ediyorum.