Cityscape Global 2017 fuarına katılan Çevre ve Şehircilik Bakan Mehmet Özhaseki, düzenlediği basın toplantısında "Çok hızlı inşaatlar yapılır, ama iyi günler geldiğinde de onu çok karlı bir şekilde satarlar. O yüzden gayrimenkul sektörü bu işten etkileniyor gibi gözükse de dışarıda inşaatlar devam eder. Ben burada bugün ülkemizi temsil eden, gururumuz olan arkadaşlara bir merhaba demek ve moral vermek amacıyla geldim. Projeleri takip ettim, arkadaşlarla sohbet ettim. İnşaat sektörü için referans olan kurum biziz.
"İnşaat sektörü için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz"
Haliyle inşaat sektörünün canlanması açısından elimizden gelen gayreti de gösteriyoruz. Çünkü Türkiye'de ekonomik açıdan, gayri safi yurt içi hasılatın yüzde 7'sini inşaat sektörü oluşturuyor. Özellikle yapılan iş neticesinde 350-400 sektör de buradan etkileniyor. Direkt olarak inşaat sektörüne hizmet eden kurum durumundalar. Sektördeki payı yüzde 7'lik gibi gözükse de istihdam payı yüzde 6.9 gibi resmi rakamlara dökülse de, konut sahipliği, yapı malzemeleri , bu işin ticaret ve lojistik kısmını dahil ettiğimizde yüzde 20'yi etkileyen bir sektörle karşı karşıyayız.
Tarımdan sonra en çok istihdam sağlayan sektör, inşaat sektörüdür. Ayrıca şunu iftiharla söylüyoruz; yurt dışında iş yapan onlarca firmamız var. Değişik dergilerde yapılan çalışmalarda ilk 250 firma arasında 40 ila 50 firmanın Türk firması olduğunu görüyoruz. Şu ana kadar yapılan yurt dışı işlerde 350 milyar dolara yaklaşan taahhüt işimiz var. Aslında 1972 yılında ilk Libya'da iş almışız.
"Tapu-Kadastro olarak yurt dışında ilk şubesini açan ülke biz olduk"
109 milyon dolarlık bir iş. 2002'lere kadar geldiğimizde karşımıza 40-45 milyar dolarlık bir iş hacmi çıkıyor. Ama 2002'den sonraki gelişmelerde müthiş bir hızla günümüzde 330 milyar doları aşan bir taahhüt işi yapıyoruz. Firmalarımız yurt dışında gittikleri her yerde güvenilen ve iyi iş yapan firmalar olarak bilindiği için tercih ediliyor. Bu da bizim için gurur vesilesi oluyor. Taşınmaz ediniminde eskiden karşılıklılık esası vardı. Bu kaldırıldıktan sonra şuan Türkiye, 183 ülkeye gayrimenkul satan bir ülke durumuna geldi. Tapu kadastrosu olarak yurt dışında ilk şubesini açan ilk ülke de biziz. Berlin'de açtık. Bunun devamı da gelecek inşallah. Mütekabiliyet sonrasında yabancı uyruklu olarak Türkiye'den gayrimenkul alan kişi sayısı 160 bin civarında. Bunlar 77 bin 750 taşınmazı satın aldılar. Bir çok ülke gayrimenkul satabilmek için adeta çırpınıyor.
Bu ekonomiye can veren bir olay. Bütün ülkeler bunun için yarışıyorlar. 160 bin kişi içerisinde Körfez ülkeleri uyruklu gelen vatandaş sayısı da 32 bin 300. 16 bin civarı taşınmaz elde etmişler. İkinci sırada Irak var. Kuveyt, Suudi Arabistan, İran, Birleşik Arap Emirlikleri şeklinde sıralanıyor. Nelerden taşınmaz elde etmişler diye sorarsanız, birinci sırada İstanbul, ikinci sırada Yalova, üçüncü sırada Bursa var. Antalya, Sakarya ve Trabzon da bu şehirleri takip ediyor. Daha çok yeşillik ve suyun olduğu bölgeler ilgi görüyor. Sakarya'da da Sapanca Gölü ve çevresi Körfez ülkesi vatandaşlarının hoşuna gidiyor. Sokağa çıktığında yabancılık hissetmiyor. Lokantaya gittiğinde helal ürün yiyebiliyor. Ezan sesi duyduğunda camiye gidebiliyor. O yüzden artık Türkiye'ye doğru bir ilgi var." dedi.
"Vatandaşlığa alınacaklar insanlarda belli kıstaslar arıyoruz"
Vatandaşlığa başvuru da bir artış olduğunu vurgulayan Bakan Özhaseki, İçişleri Bakanlığı'nın müracaatları tek tek incelediğini söyledi. Özhaseki, "Haliyle vatandaşlığa alınacak insanlarda belli bir kıstaslar aranıyor. Ara ara 1000 kişilik isim listeleri halinde Bakanlar Kurulu'na geliyor. Bir sene dolmadığı için vatandaşlığa başvuran kişi sayısını vermek doğru olmaz." dedi.
Köfrez ülkeleri arasında yaşanan soruna da değinen Bakan, "Biz Körfez ülkeleri arasındaki ilişkilerde ve münasebetlerde taraf değiliz. Biz arabulucu konumundayız. Barışın burada hakim kılmasını arzu ediyoruz. Kardeş ülkelerde arasındaki sıkıntıları gidermek amacıyla arada hakemlik yapmaya devam ediyoruz. Ticaret hacmimizde 2013-2015 yılları arasında biraz düşüş göstermekle birlikte 2016'da ciddi bir artış var. Mesela 2015 yılında 6.7 milyar dolarlık bir ticaret hacmimiz vardı. 2016'da bu rakam 9.1 milyar dolar oldu. 2017 yılının ilk 6 ayında 8.7 milyar dolar. Adeta rekor kırıyor. Tabi Birleşik Arap Emirlikleri'nde taahhüt işi üstlenen müteahhitlik firmaları çok etkili. Onların şu anda üstlenmiş oldukları taahhüt işi 9.7 milyar dolar. Bunun önümüzdeki günlerde hızlı bir şekilde devam edeceğinizi düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
"Bizi en çok korkutan yakında olması beklenen İstanbul depremi"
Özhaseki, bakanlığın depremle ilgili başlattığı yeni çalışmayla ilgili bilgi verdi. Bakan Özhaseki, "Önümüzdeki yıldan itibaren bakanlığımızın yapmış olduğu bir projeyle inşallah çok daha büyük işler açılacak. Birçok firma bir araya gelerek, önlerine koyduğumuz perspektifle kurumsallaşacaklar. Bunların faydasını birkaç sene sonra göreceğimiz. Türkiye, bir deprem ülkesi. Topraklarımızın yüzde 66'si birinci ve ikinci derece deprem bölgesi. Nüfusumuzun yüzde 71'i deprem bölgelerinde yaşıyor. Bizi de en çok korkutan, yakında olması beklenen İstanbul Depremi. Bundan dolayı da büyük bir hazırlık yaptık. Bu hazırlığımızı da Bakanlar Kurulu'nda sunduk. Daha sonra Başbakanımıza, Cumhurbaşkanımıza sunduk ve kabul gördü. Önümüzdeki günlerde meclise inip, yasalaşacak. Bana göre Kanun Hükmünde Kararname ile çıkarılması çok doğru olur. Çünkü bir sıkıntıyla karşı karşıyayız. Riskli bina sayısı 600 bin civarında." dedi.