Fuzul Grup Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Eyüp Akbal, geçen yıl konut satışlarında meydana gelen rekorun, genç Türkiye’nin demografik yapısını yansıttığını söyledi.
TÜİK tarafından açıklanan 2017 konut satış rakamlarını değerlendiren Akbal, konjonktürel olarak bölgede oldukça sıkıntılı durumlar olmasına rağmen gerçekleşen rekor satışların, ülkenin potansiyelinin yanı sıra enerjik bir nüfus olduğunu ortaya koyduğunu belirtti.
“Alınan kararlar etkili oldu”
Akbal, rakamlara göre Türkiye’nin Avrupa’da en fazla konut satılan ülke olduğunu aktararak, “Rekorda 2017’deki konut satışlarını uzun vadeli konut kredisinde başlangıç rakamı olan yüzde 25 tutarındaki sermayeyi sağlama zorunluluğunun yüzde 20’ye indirilmesi, KDV ve damga vergisi muafiyeti ile birlikte ayrıca konut alımında yüzde 15 devlet desteği uygulanması etkili oldu.” dedi.
Devletin, ekonominin en yüksek hızla işleyen çarkının yavaşlamaması için her türlü fedakarlığı yaptığını dile getirerek, “Ayrıca Emlak Konut GYO öncülüğünde markalı konut üreticilerinin kampanyaları da bu fedakarlığı perçinledi. Keza geçen yıl yabancılara vatandaşlık hakkının yanı sıra getirilen KDV muafiyeti de rakamlara pozitif etki etti. Nitekim yabancıya hem konut satışında hem de cirosal anlamda 2016’ya kıyasla yüzde 20’nin üzerinde bir büyüme gerçekleşti.” diye konuştu.
“Konutbank’ın devreye girmesi gerekiyor”
Eyüp Akbal, satışların aynı şekilde devam etmesi için bazı önlemlerin alınması gerektiğini kaydederek, şöyle devam etti:
“Bunlardan ilki konut kredi faiz oranlarının yüksekliği… Geçen seneye kıyasla 30 baz puan yukarıdayız. Ayrıca bankalar konut kredisi almak isteyen her 100 tüketiciden 60’ını reddetmeye başladı. Keza geçen sene devletin sektöre verdiği teşvikler bu sene yok. Bu üçü, özellikle finansal araçlara ulaşabilen konut üreticilerinin kendi finansal modellerini geliştirmeye itiyor. Burada da sermayesi güçlü olamayan markalarda orta vadede ciddi riskler oluşabilir. Tüm bunların önüne geçebilecek formül ise ‘konutbank’. Tüketiciye az maliyetli ve uzun vadeli konut kredisi verebilirsek, sektörde olası bir çok riski de hedge etmiş oluruz.”