Toprak sahipliğinde farklılıktan dolayı Proje geliştirme mantığının Hak ediş ve Kat karşılığı üzerine oluştuğu ülkemizde satışlar; Satış Vaadi Sözleşmesi ile satış sistemi üzerine oturtulmuştur.
Bu sistem, tapuya şerh edilmediği sürece, su istimale en açık bir yöntemdir. Çünkü, Satıcının ayni bağımsız bölümü insafı İle doğru orantılı birden fazla Satış Vaadi Sözleşmesi ile satabilme olanağı vardır.
Ülkemizde bu sistem, pratikliği ile Yıllardan beri uygulanmakta ve zaman zaman mağduriyetler ortaya çıkmaktadır.
Geçtiğimiz günlerde satış vaatlerinin tapuya şerh edilmesi çözümü, pratikte uygulanabilir yöntem değildir.
Mükerrer satışların önlenebilme yöntemi, noter huzurunda bağımsız bölüm bilgilerine dayalı satış vaadi sözleşme sisteminin geliştirilmesi olabilecektir.
Bugün sizler ile, bu mağduriyetler dışında, bile bile sıkça şahit olduğumuz, koşa koşa talep ettiğimiz, uyarıların anlık kazançların gölgesinde kaldığı gayrimenkul pazarında sıkça karşılaştığımız durumları değerlendireceğim.
Arsa Zinciri; görmeden alınan, paranın riske edilebildiği, referansın – yönlendirmenin etkili olduğu gayrimenkul satın alım şeklidir.
Bu satın alımda, alınan arsanın kendisi değil, Vaat ettikleridir. Tarladan, araziye ve arsaya “kara parçasında“ üstünde yapılabilecekler ve çevresel gelişim hikayeleri önem kazanmaktadır.
Bu hikayelere, roman niteliği kazandıran ise, alım yapanların kimliğidir. Pazarlanan Bu kimlikler yabancıdan; yerliye bilinirliği yüksek şahsiyetlerin varlığıdır. Bunu destekleyen kazanç zincirinde gelinen noktadır.
Arsa Zincirinde; eder değerinin üstüne çıkanlar, satacak kimse bulamadığı İçin kazık yerken… en büyük kazığı satın alıma yön verenler atmaktadır. Hayali kazançlar İle sağladıkları güven ile alım/satım yetkisinin verildiği aracılar zincirin halkasını tamamlayamadıkları noktada patlamaktadırlar.
Arsa, üzerine kondurulacak ev hayali ile spekülasyona en uygun yatırım aracı olarak yıllardan beri alıcı / satıcı bulabilmektedir.
Kooperatif Vaatleri; 2000’ li yıllara kadar ülkemizde küçük tasarruflar ile gayrimenkul sahibi olmanın önemli yöntemi idi.
Farklı organizasyon ve meslek grupları İle bütünleşen bu yapılar güncelliğini zaman içinde yitirmişti.
Genel mantığın 3 kooperatife gir; 1’i teslim olur ise köşeyi dönersin olduğu sistem, yakında hortlar ise benim için sürpriz olmaz.
Katılım Ev Modelleri; 90’lı yıllarda temeli atılan 2000’li yıllarda amip gibi çoğalan “evimler“ topladıkları paralar ile buhar oldular.
Güç ve Güvenirliğini; finans/banka şube görüntüsünden alan, yoğun iletişim stratejileri ile tüketiciyi etkileyen bu yapıların çoğu bugün yok ancak insanların ortada kalan hayalleri var.
Hayallerini gerçekleştirebilenlerin kârlı, ortada kalanların mağdur olduğu bu sistemde; sistemi sorgulamadan girenler ne yazık ki sonuçlarına katlanacak.
Unutmayalım ki, Yüksek Enflasyon süreçlerinde sistem her zaman katılımcı bulacaktır.
Hesaplı Konut Hayalleri; Bir konutun kısmı ince inşaat aşamasından ince/anahtar teslimine kadar maliyetleri hemen hemen aynidir.
Müteahhitlerin / proje geliştiricilerin ticari faaliyette amaçları “kâr“ etmektir.
Her kategoride sınıfları ayni olan konutların konut standartlarında ince inşaatta fark hiç bir zaman %20’leri geçmez… geçmemesi gerekir.
Bu bilinç içinde, biri çıkıp ben satarım ve yaparım diyor ise “yalan söylüyor“ demektir. Bunun anlamı yapabilmek için para ile para kazanması İçin inşaat süreçlerini geciktirmesi veya teslim edememesi gerekir.
Şimdi, inşaatın gerçeklerine inanmayıp, ucuzu tercih eden baştan imkansıza tercihte bulunuyor, demektir.
Bu tercihin sorumlusu ne serbest ticaret anlayışı, nede kanundur. Ancak çaresizlik, günümüzde hala sorgulamadan topraktan / projeden satışlara / satın alımlara şahitlik etmektedir.
Metaverse Çılgınlığı; Gerçek dünyanın problemlerini yetmezmiş gibi şimdi de sanal dünyaya bu problemleri taşıyoruz… hemde ne hızla.
Gerçek dünyanın barınma ihtiyacını çözdük, sıra sanal dünya…
Günümüzün Modası; TV’de, emlak organizasyonlarında, proje uygulamalarında.
Gerçek dünyada kaçırdıklarımıza; kripto parada, metaverse’de yetişme telaşındayız, sonumuz hayır ola.
Talep olduğu sürece problemin olmadığı bu dünyada birisi fişi çekinceye kadar problem yoktur, birisi fişi çekince sorumluluğu halka paylaştırmaya çalışmayalım.
Sonuç Olarak; Hiç birimizin kazanırken sesinin çıkmadığı bu dünyada, zararı/ziyanı devlete, dolayısı ile Halka yansıtmaya çalışmayalım.
Gayrimenkul Sektöründe bugün Sizlere yaşanan problemleri değerlendirmeye çalıştım. Bu problemlere vesile olan firma – kişiler olduğu gibi; bunlara inanmak isteyenlerde vardır. Önerim, bu işleri başarı İle yapanları izlemeniz, değerlendirmeniz olacaktır.