Kartal Orhantepe mahallesinde 6 kasımda çöken ve 21 vatandaşımızın hayatını kaybettiği, 14 vatandaşımızın da yaralandığı Yeşilyurt Apartmanı felaketi sonrasında insanların yaşadıkları binalara olan hassasiyetleri arttı. Belediyeye başvurarak binalarının riskli olup olmadığını kontrol ettiren vatandaşlarımızın sayısında hızlı bir artış oldu.
Belediye yetkilileri tarafından riskli görülen binalar tahliye ediliyor ve güçlendirilmesi ya da yenilenmesi gerekliliği ortaya çıkıyor. Basında gerek İstanbul’da gerek Anadolu’da bu şekilde tahliye haberleri sıkça yer almaya başladı. Ancak bu durumla karşılaşıldığında ne yapılacağı ve kimin sorumluluğunda yapılacağı hakkında kafalar karışık.
İstanbul Şişli Sıracevizler Caddesi’nde bulunan Melek Apartmanı’nda yaşayan bir vatandaşımızın binanın kolonunda gördüğü bir hasar sonrasında belediyeye başvurarak apartmanın kontrol edilmesini istemesinin ardından buraya gelen belediye ekipleri hem bu apartmanı hem de yanlarında bulunan Engin, Billur ve Kanarya apartmanlarını da riskli görerek hemen tahliye edilmesini istedi ve binaları mühürledi.
Bu apartmanlardaki toplam 56 dairede yaşayan yaklaşık 200 kişinin bir kısmı akrabalarının yanına geçerken bir kısmı da Şişli Belediyesi’nin geçici bir süre yapılacak desteğiyle bir otele yerleşmişti. O destek de bugün bitiyor.
Hürriyet’te yer alan habere göre, birçoğu emekli veya orta gelirli olan vatandaşlar binalarının güçlendirilmesi veya yenilenmesi konusunda nasıl bir yol izleneceğini bilmiyor, ortaya çıkacak masrafları da karşılayacak güçte olmadıklarını söylüyorlar.
Belediye yetkilileri de vatandaşlara geçici konaklama ve taşınma desteğinin kendilerinin yaptığını ancak binaların güçlendirilmesinin veya yıkılıp yenilenmesinin vatandaşın kendi sorumluluğunda olduğunu belirtiyorlar.
Binaların kentsel dönüşüme girmesi ve yenilenmesi halinde ise bir başka problem daha vatandaşları bekliyor. Riskli görülen binalar 7 katlı, oysa yeni imar planları gereği bölgede bu apartmanların yerine ancak 5 katlı binalar yapılabilir durumda, yani yenileme halinde hak kaybı da söz konusu.
Anlaşılan o ki böyle durumdaki binalarla çok karşılaşılacak. Böyle yaşanacak problemlerle karşılaşma korkusu vatandaşların yaşadıkları binalara karşı hassasiyetlerini de olumsuz etkileyebilir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın öncülüğünde belediyeler eliyle bu gibi durumlarda neler yapılacağına dair bir yol haritasının ve sorumluluk paylaşımlarının, güçlendirme veya yenileme gibi durumlarda vatandaşlara sağlanacak maddi manevi desteklerin neler olacağının bir yol haritasının çıkarılması gerekiyor. Aksi takdirde vatandaşlarımızın çaresizlik kaygısıyla çok önemli olan bu konuya karşı hassasiyeti kaybolabilir.