Şanlıurfa’ya 2019’da 600 bin 914’e turist gelmişti. 2020 yılında pandeminin de etkisiyle bu sayı yarı yarıya azalmıştı. 2021’de toplam turist sayısı 491 bin 127 olarak kayıtlara geçti. Bunun 24 bin 138’i yabancı turistti. 2022 yılında, Ocak-Kasım döneminde 933 bin 465 kişi konakladı, bunun 538 bin 59’u yerli turistler, 32 bin 322’si yabancı turistlerdi. Toplamda, 11 ayda 570 bin 381 konaklamalı turist geldi. Bu yıl için beklenti 1 milyon turist çekmek. Bu sayı belki tutturulabilir ama asıl sorun yabancı turist sayısındaki dramatik düşük sayıların nasıl aşılacağı…
Kuzey Mezopotamya’nın merkezi konumundaki Şanlıurfa, tarihin sıfır noktası Göbekli Tepe’nin keşfi ile birlikte inanç ve arkeo turizmdeki gelişmesini sürdürüyor. Kenttin 12 bin yıllık geçmişiyle ün salan Balıklıgöl Haremi bölgesindeki yüzyıllık konaklar butik otellere dönüştürülürken, tamamlanan yatırımlarla birlikte şehrin yatak kapasitesi 9 bine dayandı. Yeni stratejiler geliştirmek üzere kurumlar arasında koordinasyon için yeni protokoller yapıldı. Kamu, özel sektör ve sivil toplum örgütleri daha kurumsal projeler için Şanlıurfa Turizmi Geliştirme AŞ’nin kuruluşunu ilan etti. GAP İdaresi de Şanlıurfa Turizm Master Planı’nı hazırladı. Sektör temsilcileri daha umutlu. Urfa’nın doğru yatırımlarla inanç ve kültür turizminden milyar dolarlar kazanması mümkün ve daha yakın gözüküyor.
Kadim kent Şanlıurfa’nın, turizm potansiyeli yönünden kıyaslanabileceği tek kent İstanbul..
Şanlıurfa Turizm Profesyonelleri Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Rahime Yaşar’a göre Urfa’nın, turizm potansiyeli yönünden kıyaslanabileceği tek kent İstanbul. Yurtdışında da kentin muadilleri Roma, Endülüs İspanyası… Urfa’nın artık uluslararası bir turizm stratejisiyle ele alınması gerektiğini söyleyen Yaşar, “Tarihin sıfır noktası olan Göbeklitepe’nin keşfinden önce Urfa, zaten GAP turları ile yoğun turist çeken bir bölgeydi. Göbeklitepe’nin keşfi ile birlikte kentimize olan ilgili daha da büyüdü. Karahan Tepe, Sayburç, Çakmak Tepe, Soğmatar Antik Kenti ve Harran’da sürdürülen arkeolojik çalışmalarla birlikte Urfa tüm dünyanın ilgisini çekmeyi başardı. Bu alanda sürdürülebilir olarak büyüyebilmek için kurumlarımız arasındaki iletişim ve koordinasyonunu güçlendirerek yeni bir turizm anlayışı geliştirmeliyiz. Açık hava müzesi olan ilimizin tüm ören yerleri ile bir bütünlük arz etmeli, şehrimize, bölgemize ve ülkemize maksimum ekonomik girdiyi kültür ve inanç turizmi ana başlığında sağlamalıyız” dedi.
Cumhurbaşkanlığı tarafından 2019 yılının Göbekli Tepe Yılı olarak ilan edilmesinin ardından turizm yatırımlarında canlanma başladığını ifade eden Yaşar, şöyle devam etti:
“Kent turizmimiz potansiyele göre şuanda emekleme aşamasında. Göbekli Tepe’den önce 6 bin 500 olan yatak kapasitemiz şu anda 8 bin 900’e ulaştı. Pandemi öncesinden bu yana otellerimizin doluluk oranı sürekli %100’dü. 6 Şubat depremi ve sel ile birlikte geriledi. Devam eden projelerle 2024’e kadar 11 bin yatak kapasitesine ulaşabiliriz. Hedefimiz sezonu 10 aya çıkarmak. Urfa’da inanç, tarih, kültür ve arkeoloji turizmine ne kadar çok alternatif oluşturursak sektör o oranda hızlanacak. Trackingde de potansiyele sahibiz. Karacadağ ve Takoran Vadisi’nde kış sporları ve köy turizmi projeleri devam ediyor. 125 km’lik güzergahı olan Hz. İbrahim Kültür Yolu ile sektör güçlenecek. Halfeti’de su sporları ve termal turizm gelişmeye açık alanlarımızdan. Yerel yönetimler daha çok sorumluluk almalı. Türkiye Turizm Geliştirme Ajansı’nın rol model olarak kabul ettiği Şanlıurfa Turizmi Geliştirme AŞ’yi (ŞTGAŞ) güçlü bir yapıya eriştirmeliyiz. Düzenli gelir kaynağı yaratacak değerleri oluşturup yatırımların önünü açmalıyız.”
(Kaynak: Mehmet Nabi Batuk – Ekonomim)